Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakerelerinin askıya alınabileceğini söyledi. Merkel, sürecin sonlandırılması konusunda ise Birlik içindeki itirazlara dikkat çekti.

Passauer Neuen Presse gazetesine açıklama yapan Başbakan Angela Merkel, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) tam üyelik sürecine ilişkin tartışmaları değerlendirdi.

Müzakerelerin sonlandırılabilmesi için 28 üye ülkenin oybirliğiyle karar alması gerektiğini ancak bazı ülkelerin buna karşı çıktığını dile getiren Merkel, müzakerelerin askıya alınmasının ise oy çokluğuyla mümkün olduğunu belirtti. Almanya Başbakanı, "Müzakerelerin oy çokluğu kararıyla askıya alınması seçeneği de bulunuyor; tüm seçenekleri değerlendirmemiz gerekiyor" dedi. Merkel, "Benim için önemli olan AB ülkelerinin kamuoyu önünde kavgaya tutuşmaması; ortak bir yol bulmalıyız" diye konuştu.

Almanya Başbakanı gazeteye verdiği mülakatta Türk hükümetine yönelik eleştirilerini de tekrarladı. Merkel, "Türkiye hızlı bir şekilde hukuk devleti ölçülerinden uzaklaşıyor" diyerek, bir dizi Alman vatandaşının Türkiye'de tutuklu olması nedeniyle Türkiye ile olan ekonomik işbirliğinin daha da geri çekilmeye devam edilmek zorunda olunduğunu ve projelerin incelemeye alınacağını kaydetti.

AB'ye aday bir ülkenin tam üyelik müzakerelerinin askıya alınması için 28 üyeden AB içindeki vatandaşların yüzde 65'ini temsil eden 16'sının oyuna ihtiyaç duyuluyor. Söz konusu seçeneğin devreye koyulup, müzakerelerin askıya alınması durumunda Türkiye'ye üyelik öncesi yapılan mali yardımların kesilmesi söz konusu olabilecek.

“TÜRKİYE KONUSUNU KAMUOYU ÖNÜNDE TARTIŞMAMALIYIZ”

Bu arada Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Başbakanı Edouard Philippe yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin Türkiye-AB müzakerelerinin askıya alınıp alınmayacağı konusundaki soruya Merkel, Türkiye konusunun ekim ayında yapılacak AB zirvesinde gündeme alınmasını istediğini anımsatarak, "Biz evvela Türkiye konusunu bir sonraki Avrupa Konseyi'nin gündemine alınması önerisinde bulunduk. Birçok kez bunu kamuoyu önünde tartışmanın faydası olmadığını, bunun üzerine birbirimizle konuşmamız gerektiğini söyledim" yanıtını verdi.

Fransa Başbakanı Philippe de "Bu konuda Şansölyenin söylediğinin tümüne katılıyorum" dedi.

Merkel, AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un AB'ye ilişkin önerileri arasında çok fark görmediğini belirterek, mümkün olan çok sayıda ülkenin Avro Grubu'nun üyesi olması için uğraştıklarını belirtti.

Avro Bölgesi kriterlerinin geçerli olması ve ülkelerin bunlara uymasının önemli olduğunu ifade eden Merkel, şartları yerine getiren ülkelerin Avro Bölgesi üyesi olabileceğini kaydetti.

Juncker'in Schengen Bölgesinin genişlemesine ilişkin önerisine ilişkin de Merkel, Juncker'in tüm üye ülkelerin Schengen Bölgesinde olması dileğini makul bir yaklaşım tarzı olarak niteledi.

GABRİEL TÜRKİYE'YE YÖNELİK BREXİT ÖRNEĞİNİ VERDİ

Almanya Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel de Güneybatı Alman Radyo Televizyon Kurumu SWR'e aynı konuya dair bir açıklama yaptı. Sosyal Demokrat Partili (SPD) Bakan, Türkiye'deki mevcut durum ışığında tam üyelik müzakerelerini sürdürmenin mümkün olmadığını belirtti.

Gabriel, "İnsan haklarını, basın özgürlüğünü ihlal eden ve AB vatandaşlarını net bir gerekçe olmadan cezaevine gönderen bir ülkeyle üyelik müzakerelerini sürdüremeyiz" dedi.

Dışişleri Bakanı gelecek için de AB üyeliği konusunda Türkiye ile "AB üyeliğinden ziyade farklı şekillerde bir işbirliği" yapılabileceğini ancak bunun da ancak "Türk hükümeti değiştiği zaman gündeme gelebileceğini" ifade etti.

Bakan Gabriel bu konuda İngiltere'nin Brexit kararını örnek göstererek, "Belki de Brexit, diğer ülkeler için de örnek teşkil edebilecek bir işbirliği şeklinin İngiltere ile AB arasında oluşmasını sağlar" şeklinde konuştu.