Gazeteci Adam Lucente, Kürt Peşmerge güçlerine ABD’nin desteğinin yetersiz olduğunu ve bazı peşmergelerin IŞİD ile savaşmak için kendi silahlarını satın aldığını belirtiyor.

Lucente, “Musul’un kuzeyindeki cephelerde savaşan Irak Kürdistanı Peşmergeleri, özel tüccarlardan kendileri için satın aldıkları yabancı ve yüksek performanslı silahları kullanıyorlar. Bunlar Irak ordusunun 2014’te İD’den kaçarken geride bıraktıkları silahlar. AK-47 kullanmayan Peşmergelerin elinde genellikle Alman veya M16 taarruz silahı gibi ABD yapımı silahlar bulunuyor” dedi.

Adam Lucente’nin Gazete Duvar’da yayınlanan, “Kürt IŞİD’le mücadelede kendi silahlarını satın alıyor” başlıklı yazısı şöyle:
 
Peşmerge piyadesi Neçivan Goran Musul’u İslam Devleti’nden temizleme harekâtının başladığı 17 Ekim günü AK-47’sini alarak o zaman hâlen İD’in elinde olan Başika’ya tepeden bakan bir dağa çıktı. Goran’a kalsa İD’e karşı kullanacağı silah Kalaşnikof adıyla da bilinen AK-47 olmazdı. Goran bir kamyonetin kasasında cepheye doğru ilerlerken Al-Monitor’a şöyle diyor: “Evde bir M4’üm var. O çok daha iyi. Geri tepme yapmıyor, kolayca ateşlenebiliyor.
 
Musul’un kuzeyindeki cephelerde savaşan Irak Kürdistanı Peşmergeleri, özel tüccarlardan kendileri için satın aldıkları yabancı ve yüksek performanslı silahları kullanıyorlar. Bunlar Irak ordusunun 2014’te İD’den kaçarken geride bıraktıkları silahlar.
 
AK-47 kullanmayan Peşmergelerin elinde genellikle Alman veya M16 taarruz silahı gibi ABD yapımı silahlar bulunuyor. Başika’ya giden yoldaki kontrol noktalarından birinde görev yapan ve soyadının açıklanmasını istemeyen piyade er Kemal elindeki M16 için “Çok iyi bir silah. Dürbünü var, keskin nişancı silahıyla yarışıyor. Buralarda çok seviliyor.” diyor.
 
Kemal de Goran da silahlarını özel tacirlerden satın almış. Kemal şöyle diyor: “2 bin 500 dolar ödeyip kendim aldım. Bunlar Irak ordusunun silahları. Onlar bıraktıktan sonra insanlar bunları toplayıp satmaya başladı.” Evdeki M4 Karabina tüfeğinin de eskiden Irak ordusuna ait olduğunu belirten Goran ise 2 bin 400 dolar ödemiş ve silahını inşaatçılıktan biriktirdiği paralarla almış.
 
Peşmergelere Kürdistan Bölgesel Yönetimi de silah dağıtıyor ancak Irak Kürdistanı’ndaki satıcıların elinde hükümet tarafından dağıtılmayan modeller bulunuyor. Musul ya da diğer cephelerde savaşan Peşmergelerin çoğu AK-47 kullanıyor. M16 ya da M4 kadar gelişmiş olmasa da Orta Doğu’nun dört bir yanında en çok Sovyet döneminden kalma bu silah kullanılıyor.
 
Bazı Peşmerge savaşçılarına ise daha yeni Amerikan veya Alman yapımı silahlar veriliyor. İD’den yeni kurtarılan Nevaran köyünün yakınlarındaki bir cephede savaşan Muhammed Maşan birliğine gönderilen Alman yapımı G3 model bir otomatik tüfek kullanıyor. Maşan Al-Monitor’a şöyle diyor: “Bu AK’dan çok daha iyi. Menzili daha uzun ve daha isabetli. Çatışmalarda bunu kullanıyorum.”
 
Pek çok Peşmerge Irak ordusuna ABD tarafından sağlanan silahlara ve ABD’nin Irak ordusuna yönelik silah politikasına tepkili. Kemal şöyle diyor: “ABD’den gelen teçhizatın çok küçük bir bölümü Peşmergeye, gerisi Irak ordusuna gidiyor. Bize yeterince destek verilmiyor.”
 
Al-Monitor’un Başika yakınlarında bir araya geldiği Peşmergenin basın sorumlularından Rüzgâr Mustafa da aynı fikirde. Mustafa Başika’ya tepeden bakan bir Peşmerge üssüne doğru ilerlerken şöyle diyor: “Niçin daha çok destek verilmiyor? Biz onlara (Irak ordusuna) kıyasla çok daha başarılıyız. Kürtlerin Irak ordusunun elindeki silahlara sahip iki taburu olsa hava desteğine ihtiyacımız kalmaz.”
 
Peşmergenin Bağdat aracılığıyla ABD’den aldığı silahların Irak ordusu tarafından kurcalandığına ilişkin şikayetler de söz konusu. Gönüllü olarak peşmerge safında Başika yakınlarındaki cephelerde savaşan Amerikalı Ryan O’Leary 2016’nın başında verdiği bir demeçte şöyle demişti: “Humvee cipler geliyor ama parçaları eksik ya da teçhizatı sökülmüş oluyor.” Kemal ve diğer peşmergeler de gelen silahların bazı parçalarının eksik olduğunu söylüyorlar.
 
Irak ordusu için İD’e silahlarını bırakıp kaçtıkları günler artık mazide kaldı. Ordu ABD öncülüğündeki koalisyonun, Halk Seferberlik Birlikleri’nin (HSB) ve peşmergenin de desteğiyle İD’in kontrolünde Musul kırsalına kadar ulaşmış durumda. Ordu ABD tarafından sağlanan silahları kullanarak haziranda Felluce, Ramadi ve etraftaki bölgeleri İD’den geri almıştı.
 
Öte yandan Irak ordusuna verilen silahların yarattığı hayal kırıklığı ve kendi silahlarını satın almak zorunda kalmalarına rağmen Musul’un kuzeyinde görev yapan Peşmergelerin morali oldukça yüksek görünüyor. Mustafa, keskin nişancı ateşi, havan topu ve intihar saldırılarına rağmen birliğiyle birlikte Başika’ya doğru yola çıkarken şöyle diyor: “Vatanımıza inancımız tam ve savaşmaya hazırız. Hepimiz kan dökmek istiyoruz.” Peşmergelere göre silahları için harcadıkları her kuruşa değiyor.