Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ülkesinin büyük komplolarla karşı karşıya olduğunu söyleyerek, Suriyeliler'in bu tuzağa düşmemesini istedi.

Halk ayaklanmasının yaşandığı Dera bölgesi dahil tüm Suriyeliler'in aynı vatanın çocukları olduğunu kaydeden Esad, önceden hazırlanmış, ülkede kaos çıkarmayı amaçlayan planlarla karşı karşıya olduklarını ifade etti. 

Halkın reform taleplerini zaten dikkate aldıklarını ve ülkede şiddet eylemlerinin yaşanmasından daha önce bu konuda hazırlıkların yapıldığını söyleyen Esad, yaşananlardan devlet yönetimi olarak gerekli dersleri çıkaracaklarını söyledi. 

Konuşmasına, "Suriye'nin tek bir kalp, onur ve sevgiyle çalışmış evlatlarına, sizlere olağanüstü bir zamanda sesleniyorum" diye başlayan Esad, "Şu anda yaşananlar birliğimizi sınıyor. Bir imtihandan geçiyoruz. Ülkemizde sık sık komplolar yaşanıyor. Ama Allahın iradesi her zaman yanımızda oldu ve bu problemleri aşmakta her zaman büyük başarı gösterdik" dedi. 

Esad, "Ben Suriye halkına aitim. Ve her kim ki Suriye halkına aitse başını dik tutacaktır. Son yaşananlardan, halkımızın başına gelenlerden dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. Ama bu ülkenin istikrarını korumak zorundayız. Bunun için de tetikte olmak zorundayız" diye konuştu. 

Suriye'ye yönelik komplolar düzenleyenlerin zeki gibi görünseler de, Suriye halkının zekasını dikkate almadıklarını belirten Esad, "Onlara, başarısızlıklarınızdan ve bugüne kadar yapmış olduğunuz aptallıklardan öğrenmiş olduğunuz hiçbir şey yok diyoruz" ifadelerini kullandı.

Bölgede büyük değişikliklerin yaşandığının herkes tarafından görüldüğünü belirten Esad, "Bunların tabi ki bütün bölgede etkileri olacaktır. Arap ülkeleri ve Arap ülkelerinin ötesinde de etkileri olacaktır. Suriye de bunlar içindedir" dedi. 

Bununla birlikte Arap aleminde yaşanan bu olayların Suriye için müspet sonuçlar doğuracağına inandığını belirten Esad, ulusal ölçekte hükümetle halk arasında bir diyalog açma taraftarı olduklarını ifade ederek, "Şunu da kabul etmeliyiz ki, bazı alanlarda başarılı olduk. Ancak bazı alanlarda da bu başarıyı gösteremedik. Ancak Suriye'yi son yıllarda gerçekleşen çok yoğun dış baskılara karşı ayakta tutan ülkenin birliği oldu. Şimdi bu birlik mezhepler arası çatışmalarla bozulmak isteniyor" diye konuştu.

Dera'daki olaylara değinen Esad, "Biz kimseyi öldürmeyi emretmedik. Bizden böyle bir talimat çıkmadı. Bazı bölgelerde sabotaj girişimlerinin olduğunu görüyoruz. Bu girişimlerden biraz ayrıntılı bahsetmek istiyorum. Bu olaylar başlamadan birkaç hafta önce uydu kanallarında ve internette bir takım duyurular dolanıyordu. Onun akabinde ise bir takım yalan bilgi ve fotoğraflar yayıldı. Bunun ardından ülkedeki mezhep ayrılıklarını kışkırttılar. Farklı mezhepler arasında bölünmeler yaşanmasına uğraştılar. Farklı mezheplerdeki insanların cep telefonlarına farklı mesajlar gönderildi. Maalesef yerel düzeyde bunlar işe yaradı. Özellikle küçük yerlerde farklı mezheplerde olanlar arasında bir takım problemler yaşandı. Ancak bunlara rağmen, bu kışkırtıcı girişimlerin üstesinden gelmeyi başardık" dedi. 

Bir takım grupların yalan bilgi yaymaya çalıştığını, bazılarının da görgü tanığı şeklinde yaşanmamış olayları gerçekmiş gibi anlattığını ifade eden Esad, "Özellikle sınır bölgesinde bu gibi olayların yaşandığını görebiliyoruz" dedi. 

Esad, "Ancak bütün Suriyeliler'in kalbinde sadakat yatıyor. Suriye'ye yönelik bir sadakat bu. Dera'daki gelişmeler böyle yaşandı ve özellikle İsrailli düşmanlara karşı ilk ayağa kalkanlar, milleti ilk savunanlar da Deralılardı. Dolayısıyla bunları yapanlar, aynı zamanda bu millete karşı bu saldırıyı bilerek, isteyerek yapamazlar, buna asla ön ayak olamazlar. O yüzden Dera şehrinin olan bitenlerde hiçbir sorumluluğu yoktur. Ancak bu bölünmeyi sona erdirmek sorumluluğu vardır. Bizim halkımız Dera şehrinin yanındadır" ifadelerini kullandı. 

Dera'da milli bütünlüğe zarar vermeye çalışanların ufak bir azınlık olduğunu savunan Esad, "Dera halkı aynı zamanda vatansever, milliyetçi bir halktır. Oradaki kız ve erkek kardeşlerimiz cömertliğin timsali bir halktır" dedi. 

Olayların Dera dışına çıkarak diğer bölgelere yayılmasına çalışıldığını ifade eden Esad, "Buralarda da yine ölümler yaşandı, provakatif eylemler gerçekleştirildi. Biz çok açık bir şekilde, vatandaşlarımızın kılına dahi zarar verilmemesi yönünde talimat verdik. Ancak böyle bir kaos çıktığında bazı sorunlar yaşanabiliyor. Ne yazıkki dökülen kan, bu eylemlerde dökülen kan, Suriyeliler'in kanıdır. Ölenlerin aileleri kardeşlerimizdir. Bu ölümlerin nedenlerinin araştırılması gerekiyor, kan dökenlerin bunun hesabını vermesi gerekiyor. Bunlar ülkeyi zayıf bir konuma getirmeyecektir" şeklinde konuştu.

Aynı komplonun 2005'te de tezgahlandığına işaret eden Esad, "O zaman da bizim teslimiyet belgesine imza atmamızı istediler. Tıpkı bugün olduğu gibi... Ama o zaman farklı bir tarz, farklı bir üsluba başvurulmuştu. Genel reform talebi adı altında bir kaos oluşturulmaya çalışılmıştı. Özellikle mezhepler karşı karşı gelirlerse bu tahmin edilemeyecek farklı sonuçlara yol açabilir. Ancak bugün tanık olduğumuz olayların farkındayız. Halkımız da farkında. Ve halkımızın bu olayların iç yüzünü daha da iyi bilmesini sağlamamız lazım" dedi. 

Devlet yönetiminin bazen halkla temasının yetersiz olabileceğini, bu tür olayların reformlara ön ayak olduğunu ifade eden Esad, "Demek ki hükümet de yaşanan gelişmeler doğrultusunda hareket edebiliyor. Ancak bölgedeki dalganın Suriye'nin çıkarına mı, değil mi buna karar vermemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. 

Çok daha önceden planlanan reformların olumlu bir şekilde gerçekleşeceğini söyleyen Esad, "Ülkede yeni bir sahne görülecek. Bizim programlarımız uygulanmaya hazır. Reformlarda kriz öncelikli konu olarak ele alınmakta. Bizim reformlarımız geçen 10 yılı ve gelecek 10 yılı kapsıyor. Ve aslıda bu mevcut krizle ilgili bir durum değil. Bu kriz bazı şeyleri geciktirebilir veya hızlandırılabilir" dedi. 

Yeni hükümetin de çok yakında çalışmalara başlayarak bu reformlar hakkında ayrıntılı açıklamaların yapılacağını kaydeden Esad, "Uydu kanallarındaki yalanlara inanmayın, tuzağa düşmeyin. Sevmediğiniz bir şey sizin için hayırlı olabilir. Bu bir ayeti kerime mealidir. Bizim de olup bitenleri silmemiz mümkün değil. Ancak krizler eğer kontrol altında tutulursa olumlu olur. Suriye'nin sırrı da, tarihi boyunca karşılaştığı krizler ve bunlara karşı kazanmış olduğu bağışıklıktır. Fitnenin yok edilmesi vatani, ahlaki ve beşeri bir görevdir. Fitne, adam öldürmekten daha beterdir. Fitneciler, vatanın öldürülmesine katkıda bulunmuş olur. Mesele devlet değil, vatan meselesidir. Kesin bir şekilde, çıkarlarımızı savunmaktan geri kalmayacağız. Gerekirse savaşacağız" ifadelerini kullandı.

SABAH