Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin 25 Eylül’de yapmayı planladığı bağımsızlık referandumuna ilişkin tartışmalar sürüyor.

Bölgesel yönetim, komşu ülkeler İran ve Türkiye ile Amerika’dan gelen eleştirileri dikkate almadığını açıklayarak, referandum kararından vazgeçilmeyeceğini açıkladı.

Öte yandan Salı günü Kerkük İl Meclisi, çoğu Türkmen ve Arap milletvekilinin boykot ettiği oturumda Kerkük’ün de 25 Eylül’deki referanduma katılması kararını aldı.

Rudaw’ın haberine göre, Meclisin Kürt kökenli milletvekillerinden Ahmed Askeri, bu kararın yalnız Kürt milletvekillerinin değil iki Türkmen, iki Arap ve bir Hristiyan milletvekilinin de oylarıyla alındığını söyledi.

‘KERKÜK HALKI KENDİ KADERİNE TAYİN ETME HAKKINA SAHİPTİR’

Askeri, “Vali ve tüm taraf ile oluşumların katılımıyla Kerkük İl Meclisi’nden 23 üyenin talebiyle referanduma katılma kararı alınarak, Kerkük’ün Kürdistan Bölgesi’nden ayrı tutulmamasına karar verildi. Bunca bedel ödeyen Kerkük halkının, referandum sürecine sadece bakmakla yetinmeyerek, Kürdistan halkının kaderinin tayin etme sürecine katılması gerekiyor. Kerkük halkı da Kürdistan’daki ve tartışılan bölgelerdeki tüm oluşumlar gibi referanduma katılarak, kendi kaderini tayin edip, Kürdistan’ın bağımsızlığına oy verme hakkına sahiptir” dedi.

Kerkük İl Meclisi Kardeşlik Grubu Başkanı da olan Ahmed Askeri, “Kürdistan halkından referandumda ‘Evet’ demelerini istiyoruz. Çünkü bu hepimizin hakkıdır. Bizimle birlikte yaşayan tüm bileşenlerin gelecekteki Kürdistan Devleti’nde hakları daha fazla korunup kollanacaktır” diye konuştu.

‘IRAK ANAYASASI ÇİĞNENDİ, KARAR MEŞRU DEĞİL’

Kerkük Meclisi’ndeki oylamaya katılmayan Irak Türkmen Cephesi ise bu karara tepki gösterdi.

Basın toplantısı düzenleyen ITC Başkan Yardımcısı ve Irak Parlamentosu Kerkük milletvekili Hasan Turan, “Kardeşlik Grubu’nun 25 Eylül’de referanduma katılma kararı Irak Anayasası’nın 1. ve 143. maddelerini çiğneme anlamına geliyor. Kerkük’te referandum yapılmasına ilişkin yasal bir belge bulunmamaktır. Bu karar da kentin meşru Türkmen ve Arap oluşumlarını kapsamıyor. Kürt grubunun aldığı tek taraflı karar anayasaya aykırıdır. Hiçbir yasal zemini bulunmayan bu kararı tanımıyoruz. Kerkük'te referandum yapılmasının hiçbir meşruiyeti olmaz” ifadelerini kullandı.

Hasan Turan, bu kararın iptal edilmesi için Irak Başbakanı Haydar Abadi ve Cumhurbaşkanı Fuad Masum’un devreye girmesini istedi.

İBADİ: BU YANLIŞ YÖNTEMDİR

Başbakan Abadi, bugün toplanan bakanlar kurulunun ardından yaptığı açıklamada kararın meşru olmadığını ifade etti.

Irak Başbakanı, Kerkük İl Meclisi'nde alınan karar yanlıştır ve bunu kabul etmiyoruz. Kararlar bu şekilde alınmaz. Böyle bir kararı tanımayız. Kararların kaba kuvvet kullanılarak alınması sağlıklı değil. O zaman Erbil'de Araplara, Süleymaniye'de Türkmenlere ve diğer bölgelerde de Hristiyan ve Ezidilere de konfederasyonlar verelim mi? Bu yanlış bir yöntemdir. Bölgemiz artık güvenli bölgedir ve hep birlikte yaşamayı seçmeliyiz” dedi.

Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi ise IŞİD’den kurtarılan Telafer kentinde denetimler yaptığı sırada Amerika’nın Sesi’ne telefonla açıklamalarda bulundu.

Kerkük kentine Kürt Bölgesel Yönetimi bayrağının asılmış olmasını krizin ilk adımı olarak niteleyen Salihi, sürecin bu noktaya gelmesinden “Kuzey Irak Yönetimi’yle birlikte hareket eden Kerkük Valisi Necmettin Kerim’i sorumlu” tuttu.

“Vali, bayrak krizi olduğunda ‘Kararı yasal bulmuyorsanız mahkemeye müracaat edin’ dedi. Mahkemeye başvurduk ve bizim lehimize karar verildi. Sonra bizim mahkeme kararını etkilediğimiz söylendi. Türkmenler yargı kararlarını etkileyebilse Irak siyaseti bambaşka yere giderdi. Herkes şunu bilsin ki Kerkük, Kürt bölgesi haricindedir. Kerkük’ü bu referandumun içine alarak yeni bir hukuki yanlış yapmışlardır. Bu bir işgal anlamına gelir.”

Amerika’nın Bağdat Büyükelçisi’ne bu konularla ilgili görüşlerini daha önce aktardıklarını söyleyen Irak Türkmen Cephesi Başkanı, Washington yönetimine süreci durdurmak üzere devreye girmesi çağrısında bulundu.

Salihi, “Kürtler, bu kararla Kerkük’te barış ve istikrarı daha tehlikeye atıyorlar. Gerek Irak hükümeti gerekse Amerikan hükümeti söylediklerinin ardında durmalı. Bu konular demeçle kınamayla geçiştirilemez durumun ciddiyeti bildirilmeli. Kürtler’in yaptıkları burada yaptıklarıyla iç savaş çıkmış olursa bunun sorumlusu olacaklardır. Buraya demokrasiyi Amerikalılar getirdiler. Bu nedenle Amerikan hükümetini, Pentagon’u ve dışişleri bakanlığını çözüm sunmaya davet ediyoruz” dedi.

Irak Türkmen Cephesi Başkanı, son olarak “25 Eylül Referandumu’nun ertelenmesi değil, ilga edilmesi lazım. Bu iş yasadışıdır. Böyle bir referandumla barışın ve huzurun bozulmaması gerekir. Ve şu iyi bilinsin. Herkes sessiz olursa bizim de çalacak kapılarımız vardır” diye konuştu.

Türk Dışişleri Bakanlığı da bu kararın barış ve istikrara katkı sağlamayacağını görüşünde.

Bugün yazılı bir açıklama yayınlayan Dışişleri Bakanlığı, Bağdat İdari Mahkemesi’nin 17 Ağustos 2017 tarihinde Kerkük Vilayet Meclisi (KVM) ve IKBY’nin statüsü tartışmalı bölgelerle ilgili herhangi bir tasarrufta bulunma yetkisinin bulunmadığına hükmettiğini hatırlattı.

Açıklamada, “Bağımsızlık referandumunun yapılması zaten başlı başına bir hata iken, bugün KVM’nin Kerkük’ün referanduma dahil edilmesi yönünde aldığı karar hatalar zincirine yeni bir halka daha eklemiş, Irak Anayasası’nın bir kez daha ciddi ihlalini teşkil etmiştir. KVM’nin kabul edilmesi mümkün olmayan sözkonusu kararı, Kerkük’ün asli unsurları olan Türkmen ve Arap gruplar tarafından boykot edilmiştir. Bahse konu tehlikeli hareket tarzının ısrarla sürdürülmesi, IKBY’nin ve Irak’ın çıkarına hizmet etmeyeceği gibi, uluslararası toplum tarafından da kabul görmeyecek, ayrıca kritik gelişmelerin yaşandığı bu dönemde bölgenin barış ve istikrarına da katkı sağlamayacaktır” denildi.