Japon Denizi içinde bulunan Okinoshima yakın zamanda Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girecek. Ancak adaya kadınların ayak basması yasak.

Okinoshima adası Fukuoka bölgesinin kuzeybatı kıyısında kalan ufak bir ada ve geleneksel olarak bu adaya sadece erkekler gidebiliyor.

Zengin arkeolojik ve dini mirasa sahip olan ada tüccar erkeklerin mallarını teslim etmeden önce uğrayarak güvenli bir seyahat ve ticaret için geldikleri ve dua ettikleri bir alandı. Yüzyıllar boyunca bu amaçla kullanılan adada boncuklar, silahlar, aynalar ve kılıçlar gibi yaklaşık 80.000 adet adak ürünü tespit edildi.

Japonya’nın yazı öncesi dini ritüelleri için önemli bir alan olan bu ada ve içindeki adaklar Japon hükumeti tarafından doğal hazine olarak korunuyor.

Ada bugün de ritüel anlayışı ve sıkı gelenekleri ile aynı kutsallığını koruyor. Ada bir tapınak tarafından kontrol edilliyor.

Tapınağın buyruğu altında olduğu “Shinto” gelenekleri de bu adayı kadınlara yasaklıyor. Sebebi ne olursa olsun kadınların adaya girişi kesinlikle yasak. Erkekler de adaya geldiklerinde arınma ritüeline girip adada çıplak olarak dolaşmak zorundalar. Aslında adadaki bu sıkı gelenekler adayı uğrak bir yer olmaktan çıkarıyor.

GELENEKLERİN DEĞİŞMESİ MÜMKÜN DEĞİL

Adada ritüel anlamda olmayan canlı yaşam sadece doğal hayat anlamında mevcut. Bölge halkı da olası bir turizm furyasının bu doğal hayata zarar verebilceğini düşünerek alanın turistik bir yer haline dönüştürülmesini engellemek istiyor.

Ancak bu doğal hayat konusunda tek tehdit turizm değil. Bölgenin başka türden yerlileri de bu doğal hayatı etkiliyor. Son yıllarda adada sayısı gittikçe artan yırtıcı sıçanlar adadaki yerel kuş popülasyonunu yok etti. Bu nedenle kırılgan bir ekosisteme sahip olan bölge, Japon hükümeti tarafından oldukça sıkı bir şekilde denetleniyor.

Bunlar dışında Unesco Kültür Mirasına girecek olan alanda kadınların adaya girişine dair herhangi bir adım atılmış değil. Ancak Birleşik devletlerden bir grup, adaya kadınların erişimi sağlanmadıkça adanın Unesco Kültür Mirası Listesi’ne girmemesi için bir lobi faaliyeti yürütüyor.

Ancak bu lobi faaliyeti herhangi bir sonuç vermiş değil. Unesco bölgeyi kültürel miras bölgesi olarak tanımlamakta ısrarcı ve aynı zamanda adanın kültür mirası listesine girmesine bir anlamda neden olan geleneğinin yine aynı amaçla kaldırılması mantıklı gözükmemekte.(Kaynak: Arkeofili)