El Cezire, savaş uçaklarının, muhaliflerin bir askeri üs ve silah deposunun denetimini elinde tuttuğu bölgedeki Ecdebiye kasabasını bombaladığını da bildirdi.

ASKERİ MÜDAHALE İHTİMALİ ŞİMDİLİK AZ GÖRÜNÜYOR

ABD'nin Akdeniz'e savaş gemileri göndermesiyle Libya'ya askeri müdahale ihtimalleri artıyor gibi görünse de, bunun bölge halkında "sömürgecilik döneminin yeniden başladığı" veya protestoların arkasında "ABD'nin parmağı" olduğu gibi algılara yol açabilecek olmasının bu ihtimalleri bu aşamada zayıflattığı yorumları yapılıyor.

Libya lideri Muammer Kaddafi'nin halkına karşı şiddet kullanmasının ardından, buna son vermek için "her seçenek masada" diyen ABD'nin Libya'ya askeri müdahalesi ihtimali son günlerde sıkça tartışılan konulardan biri oldu.

Özellikle dün Amerikan savaş gemilerinin Süveyş'i geçerek Akdeniz'e çıkacağı haberleri, "ABD Libya'ya müdahaleye mi hazırlanıyor" sorularını artırırken; Amerikalı yetkililer, bunların savaş gemisi olmasının yanı sıra insani yardım ünitelerine de sahip olduğuna dikkati çekiyor. Nitekim ABD Savunma Bakanı Robert Gates, gemilerin gerekirse tahliyelere ve insani yardıma destek olacağını belirtti. Ancak ABD'nin bu hamlesi, aslında Kaddafi'ye bir nevi "sembolik güç gösterisi" ve "gözdağı" niteliği de taşıyor. Uzmanlar, "ABD'nin Libya yakınlarına deniz ve hava gücü gönderilmesinin de hafife alınacak bir hareket olmadığına" işaret ediyor.

-ASKERİ MÜDAHALE İÇİN DÜNYADA TEK SES YOK-

Bu durum, yine de Libya'ya askeri müdahale olasılığı konusunda net bir resim ortaya koymuyor. Çünkü Libya'daki gelişmeler hakkında "dünyanın tek ses" halinde olması gerektiğini belirten ABD Başkanı Barack Obama, bu sözlerinin ardından yoğun diplomasi trafiğine başlayarak, diğer ülkelerin liderleriyle ardı ardına görüşmeler yapıyor. Buna karşın Libya'ya yaptırımlar konusunda "tek seslilik" sergileyen dünya liderleri, aynı durumu askeri adımlar konusunda şimdilik gösterir görünmüyor. Örneğin Rusya, Libya hava sahasının uçuşa yasak bölge ilan edilmesine sıcak bakmazken, Fransa da bu aşamada askeri müdahalenin planlanmadığını belirtti ve bunun için BM Güvenlik Konseyi kararının gerekliliğine dikkati çekti.

-"HER ŞEYİ TERSİNE ÇEVİREBİLİR"-

Öte yandan ABD'nin askeri müdahalede bulunmasını en azından bu aşamada engelleyen en önemli nedenlerden biri olarak, müdahalenin beklenenin tam tersi yönde ve çok tehlikeli sonuçlar yaratma ihtimali görülüyor.

Bu olumsuzluklardan birinin, müdahalenin Washington'ın "aslında başından bu yana isyanlarda parmağı bulunduğu" gibi algılamalara yol açarak, Ortadoğu'da halk hareketleri olarak doğan isyanların "altını kazabilmesi" ihtimali olduğu belirtiliyor. Müdahalenin, bu isyanları "kendiliğinden" olmaktan çıkarıp "dış kaynaklı eylemlere" dönüştürebileceği kaydediliyor.

Libya'ya NATO ile birlikte düzenlenebilecek müdahalenin de bölge halkının hala hafızalarında yer alan "sömürgecilik" dönemini hatırlatabileceğine dikkat çekilerek, bunun da istenilenin aksi sonuçlar doğurabileceği yorumları yapılıyor.

Bunun yanında askeri müdahalenin otoriter rejimlerine karşı isyan etmek isteyen bölge halkların heyecanının önüne geçebileceği ifade ediliyor. Protestocuların her eylemlerinde arkalarında "yabancı güçler" olduğu suçlamasıyla karşılaşabilmesinin, onları otoriter rejimlere karşı çıkma ve halktan destek bulmada daha zayıf ve isteksiz hale getirebileceği belirtiliyor.

-"OTORİTER REJİMLERİ GÜÇLENDİREBİLİR"-

Bir diğer olumsuzluk ise Ortadoğu'da otoriter rejimi yıkmaya yönelik müdahalenin, beklenenin aksine diğer otoriter yönetimleri güçlendirmesi ve "ellerine koz verebilmesi" ihtimali olarak görülüyor. Bu tür rejimlerin, Libya'yı örnek göstererek halklarını, "isyan etmeleri halinde ülkelerine yabancı güçlerin geleceği ve bir daha geri çıkmayacağı" yönünde tehdit edebileceği ifade ediliyor. Nitekim ABD'nin Irak'ı işgali ve sonrasındaki karışıklıkların, Ortadoğu halklarının önünde örnek olarak hala durduğuna dikkat çekiliyor.

ABD Savunma Bakanı Gates de, bir askeri seçeneğin çok dikkatle belirlenmesi gerektiği, çünkü böyle bir yöntemin hem bölgede hem Amerikan ordusunda ve ordunun Afganistan'da şu anda üstlenmiş olduğu görevler üzerinde "çok büyük sonuçları olacağı" yönündeki sözleriyle, müdahalenin olası zararlarına dikkati çekiyor.

-"PETROLLE İLİŞKİLENDİRİLEBİLİR"-

Washington Enstitüsü uzmanları Jason Hanover ve Jeffrey White da kaleme aldıkları yazıda bu konuya değindi.

Askeri operasyonun, ABD ve operasyona katılan diğer Avrupa ülkelerine karşı "sömürgecilik" suçlamalarının yapılmasına neden olabileceğini belirten Hanover ve White, dış müdahalenin, Libya'daki rejimin ülkedeki yabancılara saldırı düzenlemesine neden olabileceğini kaydediyor.

Hanover ve White, ABD ve müttefiklerinin, "böyle bir müdahaleyle iç savaş ya da kaotik şiddetin ortaya çıkması ya da radikal İslamcı unsurların güç kazanması halinde kendilerini kötü sonuca yol açmış pozisyonda bulabileceği" yorumunda da bulunuyor.

Ancak operasyonun şu anki can kayıplarının önüne geçeceğine ve Libya'daki rejimin "bir an önce sona ermesine" olanak sağlayabileceğine de dikkati çeken Hanover ve White'a göre, "ABD ve NATO'nun Libya'ya askeri müdahalesinin, muhalefetin moralini yükseltme ve rejim yanlısı güçleri zayıflatma gibi önemli ve olumlu psikolojik etkileri olabilir, ancak özellikle uçuşa yasak bölgeler oluşturulmasının ötesinde eyleme başvurulması halinde bazı riskler de doğurabilir."

New York Times da Amerikalı yetkililerin, özel sohbetlerde, Libya'ya doğrudan askeri müdahaleyi pek olasılık dahilinde görmediğini ve bu ülkedeki askeri varlığının Libya halkının taban hareketi olarak ayaklanmasının meşruluğunu azaltacağını söylediğini yazdı. Gazete, böylesine bir operasyonun daha çok petrolle ilişkilendirileceği ve NATO ile birlikte düzenlenecek bir operasyonun da, Avrupa'nın bölgedeki "sömürgecilik döneminden kalan acı hatıraları" akıllara getireceğinden benzer geri tepme yaratabileceği yorumunda bulundu.

Time dergisine konuşan Amerikalı üst düzey bir yetkili de askeri müdahale yönünde uluslararası bir uzlaşı ortaya çıkarsa, bunun ABD'nin tek taraflı öncülüğünde yürütülecek bir girişim olmayacağını, BM himayesinde olacağını söyledi.

-LİBYA DA İSTEMİYOR-

ABD'nin bu aşamada askeri müdahalesi ihtimalini zayıflatan bir diğer ve belki de en önemli nokta ise Libya muhalif güçlerinin bu müdahaleyi şu an istememesi.

BBC'nin bir radyo programına katılan, Libya'daki protestocuları Facebook üzerinden örgütleyen Libyalı bir genç de ABD ve Batı'nın askeri müdahale dışındaki her türlü desteklerine hazır olduklarını, ancak ülkedeki sorunu Libya halkının dış müdahale olmadan kendisinin çözmesi gerektiğini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da Libya'daki muhalif güçlerin bu işi kendilerinin halletmek istediklerinin ve dışarıdan müdahaleden yana olmadıklarının farkında olduklarını söyledi.

Bu durumda ABD veya uluslararası toplumun Libya'ya olası askeri müdahalesinin meşruluğu için Libya halkının desteğini alması gerekiyor. Tüm bu nedenlerle ABD askeri müdahale kartını Libya'daki gelişmelerin ciddiyeti nedeniyle masada tutmaya devam etse de, uluslararası toplumun ve Libya halkının desteği belirginlik kazanmadıkça ve şartlar müdahale için zorlamadıkça bu kartın oynanması ihtimali şimdilik zayıf görünüyor.

Akşam