Ş. Murat Özten / Demokrat Haber


19-22 Haziran tarihleri arasında Türkiye`yi ziyaret ederek Diyarbakır`da incelemelerde bulunan İsviçre heyeti, gözlemlerine dayanan Diyarbakır Raporu`nu Bern`de düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Heyette İsviçre Federal Parlamento milletvekilleri Sibel Arslan, Claude Béglé, Laurence Fehlmann Rielle ve Claudie Friedl`in yanısıra İsviçre`nin sendikası UNIA`dan Hansüeli Scheidegger ve sanatçı Anina Jendreyko yer almıştı.

ETNİK VE KÜLTÜREL ÇOĞULCULUKTAN ETKİLENDİLER

HDP`nin 10% barajını geçerek büyük bir başarıyla meclise girmeyi başardığı 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra, Erdoğan`ın Kürtlerle olan barış sürecini sona erdirdiği tespitinin yer aldığı raporda, heyetin ziyareti esnasında Diyarbakır`da bulunan 10 sivil toplum örgütü, Belediye Eş Başkanları ve HDP milletvekilleriyle görüştüğü belirtildi. Heyetin bu görüşmeler ve incelemeler esnasında kentteki demokratik yapılanmanın gelişimini de gözlemlediği ve bütün toplumsal grupları kapsayan etnik ve kültürel çoğulculuktan etkilendiği bilgisine de yer verildi.

İnsan hakları örgütlerinin kaynak gösterildiği verilere göre, devletin gerçekleştirdiği operasyonlarda, son aylarda 600`ü aşkın sivil insanın öldürüldüğünü belirten heyet, operasyonlarda yaşanan tahribata ilişkin şu ayrıntıları sıraladı:

Operasyonlar esnasında toplam nüfusu 50.300 olan Sur ilçesinden 22.300 kişi göç etmek zorunda bırakıldı.

Toplam 148 hektar üzerine kurulu Sur ilçesinin, toplam yüzölçümü 75 hektar olan altı mahallesi yerleşime ve ulaşıma kapatıldı. Milletvekillerinin bile sokulmadığı bu alanlarda yerlebir edilmiş evler ve boş alanlardan başka gözlemlenebilen hiçbir şey yok.

Diyarbakır`daki 630 kültür varlığından içinde cami ve kiliselerin de bulunduğu 33`ü tahrip edildi.

2015`in Kasım`ından bu yana Diyarbakır, Cizre, Şırnak, Nusaybin, Silopi, Yüksekova, Hakkari başta olmak üzere HDP`nin oy potansiyelinin hayli yüksek olduğu Kürt kentlerinden 400 bin insan sürüldü.

“POLİTİKA YAPMANIN YOLLARI KAPATILIRSA GERİYE NE KALIR Kİ?“

Raporda dokunulmazlıkların kaldırılmasına da değinen heyet, 51 HDP milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığı ve haklarında ceza davalarının açıldığını belirterek bu milletvekillerinin tutuklanmalarının gündemde olduğunun altını çizdi. Aynı şekilde belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını bizzat Tayyip Erdoğan`ın önerdiği belirtildi ve siyasi arenada yaşanan bu gelişmelere ilişkin olarak Gülten Kısanak`ın sözleri alıntılandı: “Politika yapmanın yolları kapatılırsa geriye ne kalır ki?“

“YARDIMA DEĞİL, DAYANIŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR“

Aynı şekilde HDP milletvekili Sibel Yiğitalp`in heyetten beklentisi de ondan bir alıntıyla rapora kaydedildi: “Lütfen insanları gördükleriniz hakkında bilgilendirin. Bu bizim tek şansımız. Yardıma değil, dayanışmaya ihtiyacımız var“.

“POLİTİK DİYALOĞUN ACİLİYETİNİN ALTINI ÇİZMEK İSTİYORUZ”

Rapor, heyet üyelerinin gözlemledikleri olaylardan duydukları endişeyi açıkça ifade etmeleriyle sona erdi:

“Bağımsız heyetin bütün üyeleri bölgede gözlemlediklerinden çok etkilenmiş ve kaygılanmışlardır. Eğer değişik politik aktörler arasında diyaloğun tekrardan ele alınması gerçekleşemezse, gerilim korkutucu boyutta tırmanmaya devam edecektir. Biz burada politik diyaloğun aciliyetinin altını çizmek istiyoruz. Sadece barış sürecinin yeniden başlatılmasıyla barışçıl bir çözüm bulunabileceğine inanıyoruz. Bunun için Avrupa kamuoyunun tepkisi ve Avrupa`nın baskısı çok önemli.“