Şeriat hukuku tartışması bugünlerde bir Avrupa ülkesinde, İngiltere’de alevlenmiş durumda. Ülkenin dört yanındaki şeriat konseylerine başvuran Müslümanların sayısı artarken kadın hakları örgütleriyse tepkili.

 

İngiltere’de dinî kurallara dayanarak Müslümanların çeşitli sorunlarına çözüm arayan şeriat konseylerine ilgi artıyor. Ülkenin dört yanında faaliyet gösteren onlarca konseyin baktığı dava sayısı son dönemde ayda ortalama 200'ün üzerine çıkmış durumda. Şeriat uygulaması Müslümanlar arasında daha fazla popüler hale gelirken bu uygulamaya yönelik tepkiler de artıyor.

 

İngiltere’deki konseyler, 1982 yılında Birmingham’da, ülkedeki Müslüman toplumun kendi özel hukuklarına ihtiyaç duyduğunu düşünen bir grup din adamı tarafından kurulmuş. Davaların yüzde 95’i evlilik sorunları, diğerleriyse ticarî anlaşmazlıklardan kavgalara kadar farklı konularla ilgili. Dolayısıyla konseyler asıl olarak boşanma talepleriyle ilgileniyor. Devlet tarafından yasal olarak hukuk kurumu olarak tanımlanmayan konseylerde alınan kararlara uymak davacı veya davalıların kendilerine kalmış durumda.

 

Ülkenin en büyük konseyi olan Londra’nın doğusundaki Leyton semtinde bulunan İslami Şeriat Konseyi’nde görüştüğümüz Konsey’in Genel Sekreteri Şeyh Suhaib Hasan, Müslümanların kendilerine gelmelerinin en büyük nedeninin, bunu kendi inançlarına uygun görmeleri, dolayısıyla kendi vicdanlarıyla ilgili olduğunu söylüyor. Hasan, çıkan sonuçların yasal olarak bağlayıcı olmadığını ama zaten çiftlere konseylerden sonra İngiliz mahkemelerine de gidip boşanmalarını önerdiklerini de ekliyor.

 

DEVLET UYGULAMAYA ENGEL ÇIKARMIYOR

İngiliz yönetiminin konseylerin çalışmalarını engellemediğini belirten Hasan, davalara herhangi din adamları tarafından değil dinî alanda üniversite eğitimi almış imamlar tarafından bakıldığının altını çiziyor. Hasan, ücretler konusundaysa şunları söylüyor: “Konseylerde ücret sadece burada çalışan görevlilerinin maaşlarını vermek ve konseydeki işlerin maliyetlerini çıkarmak için alınıyor. Yani burada para kazanmıyoruz! Bir boşanma davasında tüm süreç sonunda ortalama 400 pound alınıyor. Ama bu değişiyor. Bazen ödeyecek durumu olmayan insanlar geliyor ve onlardan hiç para almadığımız dahi oluyor.”

 

Peki, karar alma ve uygulama süreci tüm konseylerde aynı şekilde mi işliyor? Hasan, bu soru üzerine konseylerin önümüzdeki dönemki planlarını da anlatıyor: “Bütün konseyler olarak şu sıralar bir çalışma yürütüyoruz. Tüm prosedürün aynı olması için çalışıyoruz. Kısa sürede bunu tamamlayacağız.” Hasan bu suretle devlet tarafından da resmen tanınma olasılığının artacağını belirtiyor.

 

‘ERKEK EGEMEN SİSTEM’ ELEŞTİRİSİ

Şeriat uygulaması bir yandan ilgi çekerken diğer yandansa özellikle kadın hakları örgütleri tarafından kıyasıya eleştiriliyor. İngiltere’de yaşayan tüm Ortadoğulu kadınların hakları konusunda faaliyet yürüten IKWRO (İran ve Kürt Kadınlarının Hakları Örgütü) şeriat uygulamasına karşı kampanya yürüten kadın örgütlerinin başında yer alıyor. Kurumun yöneticisi Diana Nammi eleştirilerinin en önemli nedeninin şeriat hukukunda erkek egemen bir anlayışın yer alması olduğunu söylüyor.

 

Nammi, ortada büyük bir ayrımcılığın olduğunu, tüm kararlarda erkeklerin hakları gözetilerek kararlar alındığını, erkeğin boşanmak istemediğinde boşanmanın çok zor olduğunu, boşanıldığında çocukların kimde kalacağı konusunda da kadınların mağdur edildiğini belirtiyor. Nammi, “İngiliz mahkemelerinde kadın ve erkek eşit ama bu mahkemelerde kadın dezavantajlı” diyor. Ancak Nammi, İngiliz yönetiminin de Müslüman kadınların hukuka erişimini kolaylaştırıcı adımlar atmasının şart olduğunu ekliyor. Nammi, konseylerin durumunun nasıl olması gerektiği konusundaysa net konuşuyor: “Kesinlikle yasaklanmalılar!”

 

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Mahmut Hamsici/Londra

Editör: Başak Sezen