Türk hükümeti Suriye'nin İdlib kentindeki hava saldırılarını durdurması için İran ve Rusya'dan harekete geçmelerini talep etti.

Yaşanan son gelişmeler, sahada farklı aktörleri destekleyen bu üç bölgesel gücün ittifakı için bir test olacak.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 10 Ocak'ta Suriye hükümetinin Heyet Tahrir el Şam gibi grupları bahane ederek İdlib'deki sivillere ve ılımlı muhalefete saldırdığını söyledi.

İdlib'in büyük bir kısmı 17 Temmuz'dan bu yana bu cihatçı örgütün kontrolünde bulunuyor.

Çavuşoğlu, İran ve Rusya'nın garantörler olarak bu saldırıları durdurmak zorunda olduklarını söyledi.

Dışişleri Bakanlığı, bu iki ülkenin elçilerini bakanlığa çağırarak çatışmasızlık bölgesi anlaşmasının ihlali olarak gördükleri bu adıma karşı konuştu.

Uluslararası basında yer alan haberlere göre Suriye ordusu İdlib'in güneydoğu kısmında ilerleyerek kontrolündeki bölgeleri genişletti.

RUSYA NE DİYOR?

Rusya Türkiye'nin çağrılarına yanıt vermedi. Öte yandan Rusya da Türkiye'yi kendi çıkarlarıyla ilgili olarak uyardı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı 10 Ocak'ta yaptığı açıklamayla ülkedeki üslerine silahlı İHA'larla düzenlenen saldırının İdlib'de Türkiye'nin gözetiminde olan bölgeden kalktığının tespit edildiğini duyurdu.

Bakanlık Türkiye ordusu ve istihbarat birimleriyle iletişime geçerek çatışmasızlık bölgesindeki sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğini hatırlattı.

ÇATIŞMASIZLIK BÖLGESİ ANLAŞMASI NEDİR?

Türkiye Mayıs 2017'de Suriye'nin müttefikleri olan Rusya ve İran ile Kazakistan'ın başkenti Astana'da bir uzlaşmaya vardı ve İdlib "çatışmasızlık bölgesi" ilan edildi.

Taraflar İdlib genelinde gözetleme kuleleri kurarak isyancı gruplarla hükümet güçleri arasındaki çatışmaları engellemek üzerinde anlaştı.

Bu anlaşmayla birlikte, Suriye'de 7 yıldır süren savaşın farklı taraflarını destekleyen üç ülke bir uzlaşıya varmış oldu.

Bugüne kadar ülkeler aralarındaki farklılıkların getirdiği sorunları aşılmış olsa da, son gelişmeler bu yeni ittifakı sınıyor.

İDLİB NEDEN ÖNEMLİ

Türkiye'nin sınırındaki İdlib'de stratejik ve güvenlik çıkarları bulunuyor. Sınırın diğer tarafında asker bulundurarak sınırında cihatçı örgütlerin üslenmesini engellemek isteyen Türkiye, aynı zamanda yeni bir göçmen dalgasını önlemek istediğini söylüyor.

Bugün Türkiye'de üç milyondan fazla Suriyeli göçmen bulunuyor.

Hükümet yanlısı düşünce kuruluşu SETA, Ekim ayında yayınladığı raporla Türkiye'nin "İdlib'in yeni bir Halep olmasından" korktuğunu yazdı.

Halep'te 2016 yılında hükümet güçleri ile isyancılar arasında yaşanan sert çatışmalar on binlerce kişinin Türkiye'ye kaçmasına yol açmıştı.

YENİ SIĞINMACI AKINI GELMESİ OLASI

2 milyon kişinin gelme ihtimali var mı?

Hükümet yanlısı basına göre İdlib'den Türkiye'ye yeni bir sığınmacı akını gelmesi olası.

Karar gazetesi İdlib'in güneyindeki çatışmalardan etkilenen 400 bin kişinin bölgeyi terk ettiğini yazdı.

10 Ocak günü Yeni Şafak gazetesi de 300 bin Suriyelinin Rusya ve Suriye'nin bombalarından kaçarak kuzeye doğru gittiğini yazdı.

BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), İdlib nüfusunun yaklaşık 2 milyon olduğunu, bunun 700 bininin de iç göç sonucu bölgeye gelen insanlar olduğunu belirtiyor.

Reuters, OCHA verilerine dayanarak İdlib'de 1 Kasım'dan bugüne kadar 60 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını yazmıştı.

Bu kişilerin ne kadarının Türkiye'ye geçtiği bilinmiyor.

Kaynak: BBC Türkçe