ABD merkezli insan hakları kuruluşu Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) "Gözaltında: Türkiye'de Polis İşkencesi ve İnsan Kaçırma" başlıklı bir rapor yayımladı.

BBC Türkçe’nin haberine göre, HRW'nin 43 sayfalık raporunda, tanıkların sözleri eşliğinde 11 işkence ve 5 kaçırma iddiasına değiniliyor.

İşkenceye uğrayan kişiler, yakınları ve avukatlarıyla görüşen HRW, biri hariç tamamının son 7 ayda yaşanan bu vakaların "polis gözetimi altında işkence vakalarının Türkiye'ye geri dönmüş olduğuna ilişkin delilleri" arttırdığı yorumunda bulunuyor.

Örgütün Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, "Hükümetin acilen bu iddiaları soruşturması ve bunları durdurması gerekli" diyor.

HRW'ye göre işkence görme riski en yüksek kişiler Gülen yapılanması veya PKK ile ilişki şüphesiyle gözaltına alınanlardan oluşuyor.

Raporda "[HRW] mahkeme kayıtlarından ve diğer kaynaklardan, gözaltına alınan şahısların savcılıkta veya duruşmada verdikleri ifadelerde kötü muamele gördüklerini bildirdikleri, ancak savcılıkların veya mahkemelerin bu iddiaları etkin bir şekilde soruşturmadığı çok sayıda vaka tespit etti" ifadeleri yer alıyor.

BBC Türkçe'nin aktardığına göre, iddiaların sorulduğu İçişleri Bakanlığı yetkilisi konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.

'ADALET BAKANI GÜL, MEKTUBUMUZA YANIT VERMEDİ'

Örgüt raporda Ağustos ayında Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e insan kaçırma vakalarıyla ilgili bir açık mektup yazdığını ancak hâlâ bir yanıt alamadığını da açıkladı.

İşkence tanıklıklarının detaylı olarak aktarıldığı raporda, 37 yaşındaki Hasan Kobalay çırılçıplak soyulduğunu, gözlerinin bağlandığını, ağzına bez tıkıldığını, ellerinin kelepçelendiğini, bu şekilde banyoya götürüldüğünü anlatıyor, "Soğuk suyun altında vücudumun her yeri sıkıldı" diyor.

Raporda roketatarlı bir PKK saldırısının zanlısı oldukları şüphesiyle gözaltına alındıktan sonra işkence gördüğünü söyleyen 3 kişi ve Şemdinli'nin Şapatan Köyü'nde polis tarafından dövüldüklerini anlatan onlarca erkeğin ifadeleri de yer alıyor. Köydekilerden biri polis tarafından balkondan atıldıktan sonra öldüğü sanılarak terk edildiğini aktarıyor.

Tutuklu yargılanan bazı kişiler de cezaevinden alınarak ailelerine haber verilmeden emniyete götürüldüklerini, 6 haftaya kadar varan sürelerde buralarda tutulduklarını ve itirafa zorlanarak darp edildiklerini söylüyor. Emniyette cinsel saldırı, şişeyle cinsel taciz ve elektrik yöntemleriyle işkence yapıldığı da diğer tanıklıklar arasında yer alıyor.

Vakalarda darp izlerinin avukatlar, aileler veya sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarla belgelendiği aktarılıyor. HRW'ye göre bu iddialar etkin bir şekilde soruşturulmuyor. Trabzon'da bir kötü muamele şikayetiyle yapılan suç duyurusunun "Devlet görevlilerinin OHAL kapsamındaki eylemlerinden dolayı cezai sorumluluğu bulunmadığı gibi çok sorunlu bir gerekçeyle" reddedilmesi bu duruma örnek gösteriliyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, raporun son bölümünde ise insan kaçırma ve zorla kaybetme vakalarını inceliyor. 41 yaşındaki öğretmen Önder Asan'ın 31 Mart 2017'de kaçırılarak gizli bir gözaltı merkezinde tutulduğunu belirten örgüt, Gülen yapılanmasıyla ilişkili olduğu iddiasıyla gözaltına alınan öğretmenin bu süreçte aç bırakıldığını, işkenceye maruz bırakıldığını, doktor kontrolünden geçirilmediğini aktarıyor.

Önder Asan dışında 4 kaçırılma vakasına daha yer veren HRW geçen yıl da Türkiye'deki işkence ve insan kaçırma iddialarını raporlaştırmıştı.

Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ortak bir açıklama yaparak suçlamaları reddetmişti.

Açıklamada, "Sözkonusu Rapor, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeleri ve bu örgütle iltisaklı ve irtibatlı kişilerin etkisi altında kalınarak hazırlandığı izlenimini vermektedir" ifadelerinin yanır sıra şu satırlar da yer almıştı:

"15 Temmuz sonrası süreçte, ceza ve tutukevlerinde kötü muamele ve işkenceye dair medyada yer alan iddiaları takip etmek üzere bir birim Adalet Bakanlığı nezdinde oluşturulmuştur. Söz konusu birim, medyada yer alan her türlü haber ve yorumu titizlikle takip edecek, ivedi bir şekilde incelenmesini sağlamak için yetkili makamlara iletecek ve incelemelerin sonucunu da kamuoyuna açıklayacaktır."