Guardian, "Türkiye'nin AB üyeliği ihtimali konusunda gerçekleri hayal ürününden ayırmak" başlığıyla yayımlanan başyazılarından birinde Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin görünür gelecekte mümkün olmadığını anlatıyor.

Guardian, "AB referandumu tartışmaları sırasında 79 milyon Türkiyeli’nin birden Avrupa genelinde seyahat özgürlüğü kazanacağı korkusunun körüklenmesine" karşın, AB’nin 1963'de verdiği üyelik perspektifinin gerçekleşeceğine dair hiçbir işaret olmadığını söylüyor ve şöyle devam ediyor:

'AVRUPA TÜRKİYE'YE HAZIR DEĞİL'

"Basitçe söylemek gerekirse, Avrupa'da hiç kimse şimdi ya da görünür gelecekte Türkiye'yi birliğe almaya hazır değil. Bunun tersini iddia etmek ya cahillik ya da bilerek yanlış yönlendirmek. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ülkesini otoriter bir yola sokmadan çok önce bile bu ülkenin AB üyeliğine muhalefet, Avrupa kıtasında geniş bir şekilde paylaşılıyordu. Örneğin Fransa, 10 yıl önce Cumhurbaşkanı Jacques Chirac büyük nüfuslu Müslüman bir ülkenin Fransa'nın kapısına dayanacağı korkuları Fransız iç politikasında kullanılmaya başlandığında, daha önceki Türkiye'nin Avrupa'ya yakınlaştırılması yanlısı açıklamalarından radikal bir dönüş yapmıştı. Almanya'da ne Angela Merkel ne de partisi Hristiyan Demokratlar Türkiye'nin hiçbir zaman Türkiye'nin AB üyeliği konusunda hevesli olmadı."

'VİZESİZ SEYAHAT İLLÜZYON'

Gazete Merkel'in Avrupa'ya mülteci akışını önlemek için Türkiye'yle neredeyse tek başına yaptığı müzakerelerle vardığı anlaşmada da AB üyeliğinin elle tutulur bir gerçeklikten çok sembolik bir slogan olduğunu vurguluyor ve "Diplomasinin sıklıkla dayandığı yapıcı belirsizlikle, hakiki siyasi irade arasında bir fark var" diyor.

Guardian, Türkiye'nin 1990'lardaki siyasi özgürleşme ve ekonomik gelişmeyle AB üyeliğine yaklaştığı çarpıcı günlerin çok geride kaldığını söylüyor. "Erdoğan'ın İslamcı-Muhafazakâr partisi 2002'de iktidara geldiğinde bir yeniden yakınlaşma yaşandığı da doğru. Böylece 2005'te katılım müzakereleri başladı" diyen gazete şöyle devam ediyor:

"Ama o günden bu yana süreç neredeyse tamamen durdu. Türkiye'nin kötü insan hakları karnesi, Kıbrıs'ta uzun süredir devam eden soruna karşı tavrı en bariz iki engel olarak kalmaya devam etti. Türkiye'nin AB'ye girmesinin getireceği jeopolitik avantajlarla ilgili geçmişteki tezlerin büyük kısmı da Ortadoğu'daki kaosla silinip gitti. Bir de Türkiye vatandaşlarının Avrupa'ya vizesiz seyahati meselesi var. İngiltere'deki bazılarının iddialarına karşın, bu hep gerçek bir ihtimalden çok bir yanılsama oldu. Mart'taki uzlaşmanın bu kısmının gerçekleşmesi için Türkiye'nin 72 kriteri karşılaması gerek. Buna Erdoğan rejiminin siyasi muhalefeti ezmekte kullandığı terörle mücadele yasası da dahil" 

'TÜRKİYELİ İŞGALİ İDDİALARI YALAN'

"Avrupa'nın milyonlarca Türkiyeli tarafından işgal edileceği iddialarının da baştan aşağı yalan" olduğunu söyleyen Guardian İngiltere'nin Schengen (serbest dolaşım) bölgesinde olmadığını ve zaten etkilenmeyeceğini vurguluyor. 

Başyazı şöyle sona eriyor:

"Türkiye'nin AB'ye girişi eski bir vaat olabilir. Ancak koşullar bu sözün yerine getirilmesi neredeyse imkânsız kılacak kadar değişti. Her durumda, her bir AB üyesi ülke Türkiye'nin katılımını veto edebilir. Gerçekler bunlar ve bu konuda gerçekler korkunun panzehiri."

Kaynak: BBC Türkçe