BEDRAN DENİZ - PARİS / ANF

Fransa’nın deniz aşırı sömürgelerinden Yeni Kaledonya’da bağımsızlık sesleri artık daha gür yükseliyor. Bağımsızlık yanlısı Roch Wamytan’ın meclis başkanlığına seçildiği özel statülü Yeni Kaledonya, önümüzdeki yıllarda referanduma gidecek.

Fransa’nın deniz aşırı sömürgeleri arasında zengin maden yatakları ve güçlü ekonomisi ile dikkat çeken Yeni Kaledonya halkı, tam bağımsızlık ve ya ‘ilintili devlet’ gibi referandum seçenekleri arasında tercih yapabilecek.

Fransa’nın Okyanusya’daki ‘denizaşırı bölgelerinden’ Yeni Kaledonya’nın (Nouvelle Calédonie) bağımsızlığı için mücadele eden siyasi partiler, bağımsızlık isteklerini giderek daha fazla ve yüksek sesle dillendiriyor. Fransa’dan ayrılma yanlısı olan Ulusal Sosyalist Kanak Özgürlük Cephesi’nin (FLNKS) ana bileşenlerinden Kaledonya Birliği (UC), 2014 yılındaki yerel parlamento seçimlerinde çoğunluk olmaları halinde bağımsızlık takviminin daha hızlı ilerleyeceğini duyurdu.

2016’DA KURUCU MECLİS OLABİLİR

UC Genel Başkanı Daniel Goa geçtiğimiz günlerde başkent Nouméa’da yaptığı açıklamada, “2014’de Kaledonya Kongresi’nde (bölge meclisi) çoğunluğu almamız halinde Kurucu Meclis çalışmalarını hemen başlatacağız. Bu durumda anayasa projesi de 2016’da Kongre’den geçirilecek ve bu da Fransız devleti ile adalet, kamu güvenliği, savunma, para ve dış ilişkiler gibi temel yetkiler üzerine müzakereler başlayabilsin” dedi. Goa, böylelikle 1998 yılında Fransa ile Yeni Kaledonya yönetimi arasında imzalanan Nouméa Anlaşması’na da uyulmuş olacağını kaydetti.

BAĞIMSIZLIK YANLISI WAMYTAN MECLİS BAŞKANI

Goa’nın açıklaması, 8 Ağustos’ta yapılan Kaledonya Kongresi seçimlerinde FLNKS ve UC’nin önde gelen liderlerinden Roch Wamytan’ın galip gelmesinin hemen ardından gelmişti. 2011 ve 2012 yıllarında da bir süre meclis başkanlığı yapan Wamytan, Yeni Kaledonya tarihinde bu göreve getirilen ilk bağımsızlık yanlısı siyasetçi ve 1998’deki Nouméa Anlaşması’nın da imzacılarından.

REFERANDUMDA BİRÇOK SEÇENEK OLACAK

Daniel Goa, Nouméa Anlaşması’nın Yeni Kaledonya’ya 2014 ile 2018 yılları arasında kendi kaderini tayin hakkı için referanduma gidilmesine olanak tanıdığını hatırlatırken, ‘keskin bir ayrışma’ taraftarı olmadıklarını da kaydetti. Goa, buna rağmen bağımsızlık talebinden kesinlikle vazgeçmeyeceklerinin de altını çizdi.

Fransa Başbakanı Jean-Marc Ayrault ise Temmuz ayı sonundaki Kaledonya ziyaretinde referandumun 2019’a kadar yapılabileceğini söylemişti. Ayrault, referandum dışında ‘uzlaşmalı çözüm’ seçeneğinin tercih edilmesi halinde ise, Fransız hükümetinin gerekli anayasal değişiklikleri yapacağı sözünü vermişti.

Kaledonyalıların referandumda ısrar etmeleri halinde ise seçmenlere bir kaç seçenek sunulması ihtimali var. Buna göre, tam bağımsızlık seçeneği ile, Yeni Kaledonya’yı ortak ve ya ‘ilintili’ devlet olarak tanıyacak seçenek de gündeme gelebilir.

EN ZENGİN DENİZ AŞIRI SÖMÜRGE: YENİ KALEDONYA

Avustralya’nın doğusunda Pasifik Okyanusu’nda bulunan bir takımada olan Yeni Kaledonya, 18’inci yüzyılda Avrupalılar tarafından keşfedildi. 1853’de resmen Fransız sömürgesi ilan edilen ülkenin 18 bin 575 kilometrekarelik topraklarında 250 bin kişi yaşıyor. Nüfusunun yüzde 40’ından fazlasını yerli Kanakların (Melaneziyen) oluşturduğu ülkede, Avrupalı (çoğunluğu Fransız) ve yerlilerin karışımından olan melezler de önemli bir nüfusa sahip. Valizyalılar, Futuniler gibi halkların yanı sıra, Endonezya, Vietnam ve Tahitili önemli bir azınlık nüfusunun da olduğu ülkede, onlarca yerel dil konuşuluyor.

7 milyar Euro’yu aşkın ekonomisi ile deniz aşırı sömürgeleri içerisinde önemli bir yeri bulunan Yeni Kaledonya, 30 bin euroluk kişi başına geliri ile kıta Fransası’ndaki birçok bölgeden de daha zengin. Dünya nikel rezervlerinin yüzde 20’sinden fazlasına sahip olan ülkede, madencilik sektörü milli gelirin yüzde 40’ına yakınını oluşturuyor. Kıta Fransası’ndan yapılan finansal transferler, tarım, turizm vb. alanlar da ekonominin diğer önemli sektörleri olarak dikkat çekiyor.

Uzun yıllar süren bağımsızlık mücadelesi sonunda 1998 yılında Sosyalist Partili (PS) başbakan Lionel Jospin döneminde Nouméa Anlaşması imzalanmıştı. Anlaşma ile Kaledonya’da yerliler arasında çoğunluk olan Kanak halkının kimliği tanınmıştı. Anlaşma,  Fransız devletinin ülkedeki sömürgeci politikaları ile yüzleşilmesini öngörürken, sonradan yerleştirilen halkların ‘meşruluğunu’ da kabul ediyordu. Önümüzdeki yıllarda yapılması planlanan bağımsızlık referandumu da Nouméa Anlaşması ile resmileştirilmişti.

EKONOMİK NEDENLER BAĞIMSIZLIĞA ENGEL OLABİLİR Mİ?

Fransa halen Guyana, Reunion, Martinique, Mayotte ve Guadeloupe gibi birçok deniz aşırı bölgeyi elinde bulunduruyor. 2000’li yıllara kadar Deniz Aşırı İller ve Topraklar (DOM-TOM) olarak adlandırılan bu topraklar, 2003 yılındaki anayasa değişikliği ile deniz aşırı bölgeler (DROM) ve ya yerel yönetimler (COM) olarak da adlandırılıyor. Deniz aşırı sömürgelerin 2,7 milyon civarında nüfusu bulunuyor.

Yeni Kaledonya ile beraber diğer deniz aşırı bölgelerin de bağımsızlık talebi bulunuyor. Kaledonya’da bağımsızlık talebinin referandumdan geçmesi, diğer bölgelere oranla daha da kolay olabilir. Zira Kaledonya deniz aşırı bölgeler ve ya sömürgeler içerisinde ekonomik olarak daha sağlam ve bağımsızlık karşıtlarının- her ne kadar çok güçlü olsalar da- etkisinin daha az olacağı bir ülke.  Fransa’dan ayrılmanın getirebileceği ekonomik sıkıntıların bahane edildiği diğer sömürge bölgeleri ise aslında ekonomik olarak zaten Fransa’nın en kötü alanları olarak dikkat çekiyor.

Yeni Kaledonya’daki bağımsızlık yanlılarının Fransa’dan “keskin bir biçimde ayrılmayacağız” biçiminde yaptıkları açıklamanın altında da biraz bu nedenler yatıyor. Yani, bağımsızlıktan taviz vermeden ama Fransa ile ekonomik ilişkileri de tümüyle koparmadan gelişecek, ince bir siyaset izleniyor denilebilir. (ANF)