Robert Fisk, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gerçekleşen ilk yurt dışı ziyarete ilişkin “İkili ilişkilerde yeni bir dönüm noktası, yeni bir başlangıç olarak görüyorum,” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın St. Petersburg'da Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin ile görüşmesini değerlendirdi.

Fisk, St. Petersburg'daki görüşmenin kaybedenlerinin çok olduğunu savundu.

Britanya'nın en deneyimli Ortadoğu muhabirlerinden Robert Fisk'in Independent'da “*Erdoğan-Putin görüşmesi Suriye’de bizi neyin beklediğini gösterecek” başlığıyla yayımlanan yazısından ilgili bölüm şöyle:

Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe sonrası ilk ziyareti Rusya’ya ve burada başka türlü bir darbe var.

Tass’ın Erdoğan’ın St. Petersburg öncesi açıklamalarına dair versiyonundan bir başka satır: “Suriye krizine Rusya’sız çözüm olmaz. Suriye krizini yalnızca Rusya’yla işbirliği içinde çözebiliriz.”

PEKİ BEŞAR ESAD

Peki Beşar Esad’la işbirliği içinde mi? Bir zamanlar – hatırlayalım – Erdoğan ve eşi ile yakın aile dostu olan Beşar’ın kalbini ısıtması gereken bir düşünce. Bir Rus uçağını düşürüp ardından “dostu” Putin’i kucaklayabiliyorsa, Erdoğan tüm olan bitene rağmen aynısını neden Beşar’a da yapamasın?

Bu aynı zamanda Hillary Clinton ve The Donald’ın da – Çar konusunda şimdi Sultan’ın atıp tuttuğu ile aynı görüşleri taşıyor gibi görünen Donald Trump muhtemelen pek de dert etmeyecek ama – kafa yorması gereken bir soru.

KAYBEDENLERİN LİSTESİ

St. Petersburg’da muhtemel kaybedenlerin listesi uzun. Öncelikle, aniden en güvenilir silah kanallarının, en acımasız düşmanları, Rus hava kuvvetlerinin sahibi ile birlik yaptığını fark eden IŞİD ve el Kaide/Nusra/Şam’ın Fethi ve Suriye’de rejime karşı savaşan tüm diğer İslamcı ekipler. Sonra da, hem Şam ve Bağdat yönetimlerini devirmeye hem de İran, Suriye (Aleviler) ve Lübnan Şiiliğinin burnunu sürtmeye çalışan Sünni savaşçılara para ve silah yardımı yapan Suudi ve Katarlı milyarderler.

Ve sonra da, belki de tüm diğerlerinden öte, Çar’ın sarayına bu kardeşçe gezi sonrasında kendi yaşamları için korku duyacak olanlar: Türk ordusu. Çünkü – buna hikayenin kimsenin bilmediği püf noktası deniliyor – Rusya’nın ve hatta İran’ın, Erdoğan’ı kendisine karşı tezgahlanan askeri darbe konusunda uyarmada istihbari bir rol oynadığı giderek daha net hale geliyor.

Araplara Rus muhatapları tarafından, Rus teknisyenler tarafından Suriye’nin Lazkiye şehri dışındaki hava üssünde tespit edilip dinlenen Türk ordusunun telsiz konuşmalarından darbeyi öğrendikten sonra, eski KGB şefi Putin’in Erdoğan’a bir mesaj yolladığı çoktan söylendi.

Türkiye’nin Suriye’deki Sünni İslamcı düşmanları ile arasının bozulmasını görmekten mutlu olacak olan İranlılar da Erdoğan’a darbe konusunda kuş uçurdular, Araplara bu da söylendi.

Pek de uzak olmayan bir süre önce, Putin ile “sıfırlama” düğmesine basmak isteyen Hillary idi. Şimdi ise, etkileri çok daha büyük olacak şekilde, Erdoğan.

* Erdogan’s meeting with Putin will tell us what the future holds for Syria

(Dünyadan Çeviri'den Serap tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir.)