Brüksel’deki AB-Türkiye 3. Mülteci Zirvesi’nde önemli konularda mutabakata varıldı. Anlaşma sonrası konuşan Donald Tusk, "Türkkiye ile bütçe politikasını içeren 33. faslın açılmasına karar verdik" dedi. AB ile varılan anlaşmayı "tarihi bir anlaşma" olarak niteleyen Davutoğlu "58 milyon kişi yas tutarken aynı semboller, bayraklarla terör örgütleri terör faaliyetlerini desteklemek amacıyla yakın noktada toplantı. Hayal kırıklığım ve üzüntüyü dile getirdim. Terör örgütleri arasında bir ayrım yapamazsınız" diye konuştu.

AB Konsey Başkanı Donald Tusk'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Öncelikle her göçmenin bireysel muamele görmesi gerekiyordu. Yani anlaşmanın bütün AB ve uluslararası hukuk unsurlarına uygun olması gerekiyordu. Vardığımız anlaşma kollektif bir şekilde göçmenleri gönderilmemesini öngörüyor. Anlaşmanın hukuki boyutuna gelince komisyona teşekkür ediyorum. Bütün AB üye devletleri açısından dengeli bir anlaşma var. Kıbrıs  konusunda kaygılarını göz ettiğimzi bir anlaşma var. Türkiye ile 33. faslın açılması yönünde karara vardık. Bütün Türkiye’den Yunan adalarından gelenlerin Türkiye’ye gönderilmesi konusunda mutabakata varıldı. Birebir formülü yapılacak. Genel bir not olarak şunu söyleyeyim. Vardığımız anlaşma sihirli bir çözüm olamaz.

"Liderler bu toplantıda batı işbirliğinin altını çizdiler. Dün ben de sayın Cumhurbaşkanı ile konuştum ve desteğimi dile getirdim. Komik durumu görüştük dün gece. Bir takım öneriler ve tavsiyeleri görüştük. İklim konusunda konuştuk, Paris anlaşmasının uygulanması konusunu görüştük. Enerji güvenliği ve geliştirilmesi konusunu da görüştük."

DAVUTOĞLU: AB İLE TARİHİ BİR ANLAŞMAYA VARDIK


Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Bir kez daha ben şehitlerimize burada değinmek istiyorum, ruhları şad olsun. Tarihi bir gün çünkü bir yandan da Türkiye ve AB arasında anlaşma sağlandı. Bunun için de Tusk’a çok teşekkür ediyorum. Katkılardan dolayı. Beklediğimiz sonuç açısından bir başarı hikayesi değil sadece. Herkes kendi kaygılarını ve vizyonunu paylaştı bu süreçte. Türkiye ve AB’nin kaderi ortak. Bu bilgiler ışığında da Türkiye-AB katılım sürecini ele aldık, anlaşmaya vardık. İki taraflı ilişki kriz yönetimi ilişkisi değil, ortak vizyon ilişkisi. İnsani bir boyutu var bu ilişkinin bütün bu gösterdiğimiz çabaların amacı kadınların, çocukların, gençlerin ölümünün önüne geçilmesi.

"Avrupa ülkeleri de eşit sayıda göçmen alacak. Son derece adil ve teşvik edici bu. Bu yükün paylaşımı meselesi son derece önemli. Bu maliyet ve yükün paylaşımı da adil bir şekilde yapılacak. Projeler gündeme getirildi. 3 milyar Euro harcanmaya başlanacak mülteciler için.

"Bu üç milyar Euro’ya takviye olarak 2018’e kadar ek bir 3 milyar Euro’luk takviye olacak. Elbette en önemli unsur vize konusu. Geri kabul süreci başladığına göre vize muafiyeti doğal bir sonucudur bunun. Bu muafiyet umuyoruz ki haziran ayı sonuna kadar sağlanacak. Türkiye’nin yapması gereken 72 kriter var. Bunların 37’sini yerine getirdik, 35 kriter kalıyor geriye. Mayıs başına kadar geriye kalan kriterleri karşılamayı umuyoruz. AB’nin de kendi üzerine düşeni gerçekleştirmesini bekliyoruz.

"Barışçıl bir ortam yaratmaya çalışacağız. Türkiye ve AB arasındaki anlaşma önemli olacak. Teröre karşı dayanışma önemli. Hepimize karşı olabilir. Yaptığım görüşmelerde AB liderlerine teşekkür ettim dayanışmalarından ötürü. Ankara’daki son saldırıdan sonra iki başkent terör örgütleri tarafından hedef alındı 2 kez. Hem Paris ve Ankara’da omuz omuza teröre karşı yer aldık. Kaynağı ne olursa olsun. DAİŞ, PKK, DHKP-C olsun. Dayanışmaya ihtiyacımız var. Hayal kırıklığımı paylaşmak istiyorum. 58 milyon kişi yas tutarken aynı semboller, bayraklarla terör örgütleri terör faaliyetlerini desteklemek amacıyla yakın noktada toplantı. Hayal kırıklığım ve üzüntüyü dile getirdim. Terör örgütleri arasında bir ayrım yapamazsınız.

"Son olarak Alman toplumuna baş sağlığı dilemek istiyorum eski meslektaşımın hayatını kaybetmesiyle alakalı. Kendisiyle çalışma onuruna ait olmuştum. Çalışkan bir diplomattı."