Suriye krizine çözüm üretmek amacıyla düzenlenen Cenevre 2 konferansı öncesi gündeme getirilen Suriye fotoğrafları organize bir psikolojik harekat şüphesi doğurdu. Daha önce de Suriye ile ilgili önemli görüşmeler öncesinde çeşitli katliam, kimyasal saldırı vb haberleri yapılmış, daha sonra bunlardan muhaliflerin sorumlu olduğu ortaya çıkmıştı.

AA, TRT ve CNN'nin aynı anda başlattığı yayınlarla paralel Başbakan Erdoğan da Belçika’ya giderek gece yaptığı konuşmada bu fotoğraflar üzerinden Cenevre mesajları verdi.

Dün TRT, Anadolu Ajansı ve CNN saatler öncesinden önemli belgeler açıklayacaklarını duyurup aynı saatte yayına başladılar.

"Yeryüzünün Utancı" ismini taşıyan yayın, Suriye'de savaş suçu işlendiği iddiasını dile getirdi.

Ancak 55 bin fotoğrafın tek bir kişi tarafından çekilmiş olduğunun iddia edilmesi dikkat çekti. 55 bin fotoğraf olduğu, her kişinin 5 fotoğrafının çekildiği ve 11 bin kişinin öldürülmüş olduğu iddia edilirken çok az sayıda fotoğrafın yayınlanması şüphe uyandırdı.

Fotoğrafları çeken kişinin bir adli tıp görevlisi olduğunun söylenmesi ve fotoğrafların da cesetlere ait olduğunun belirtilmesi başka soruları akla getirdi: Acaba bu kişiler çatışmalarda hayatını kaybedenler olabilir miydi? İçlerinde muhalifler tarafından öldürülenlerin görüntüleri de olabilir miydi? Bunlar adli tıbba otopsi amaçlı getirilmiş kişilerin görüntüleri olabilir mi? Fotoğrafları çektiğini söyleyen kişi gerçekten rahatsız olsa neden 2 yıldır hiçbir şey yapmadı?

Fotoğrafların Suriye yönetimi tarafından işkence yapılarak öldürülenlere ait olduğu, 11 bin kişinin sistematik işkenceyle öldürüldüğü iddia edildi. Fotoğrafların kaynağı, çekildiği yerler, kimlere ait olduğu, orjinal olup olmadığı konusunda henüz hiçbir kanıt ortaya konmuş değil. Tek söylenen, Sezar takma ismini kullanan bir ordu mensubunun 55 bin fotoğrafla birlikte kaçarak bu görüntüleri servis ettiği iddiası.

Gezi direnişi sırasında "komplo kurmakla" itham edilen CNN ve sunucusu Christiane Amanpour ile TRT'nin, Cenevre öncesi ortak yayına geçmesi de dikkat çekti.

Yayınlanan "işkence raporu"nu hazırlayan İngiliz özel hukuk firmasının ise Katar tarafından finanse edildiğinin ortaya çıkması psikolojik savaş iddialarını güçlendirdi.

BAŞBAKAN ERDOĞAN DA BRÜKSEL'DEN KATILDI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da yayınların başladığı saatlerde, temaslarda bulunmak üzere Belçika'nın başkenti Brüksel'e geldi.

Kendisini karşılayan Türklere seslenen Başbakan, Suriye'de çekilen fotoğraflarla ilgili konuştu.

"On binlerce insanın nasıl vahşice öldürüldüğünü tüm dünya gördü" diyen Erdoğan, "150 bin kişinin ölmesine seyirci mi kalacağız?" diye sordu. Yaşanan vahşet karşısında tüm batı dünyasının sesini yükselmek zorunda olduğunu söyleyen Başbakan, yarın toplanacak Cenevre-2 Konferansı’nın bu adımların atılacağı yer olacağını söyledi.

Başbakan Erdoğan, "Az önce dünya, birçok televizyon kanalından Suriye'deki vahşeti izledi. On binlerce insanın, şu ana kadar 150 bin insanın 7'den 70'e kadınıyla, erkeğiyle nasıl öldürüldüklerini izlediler. Yarın Cenevre-2 toplantısı var. Şimdi biz de Brüksel'den sesleniyoruz. Ey dünya, 150 bin insanın öldürüldüğü Suriye'ye karşı acaba sessiz mi kalacağız 'Cenevre-2 ses ver' demek zorundayız. 'Cenevre-2 Suriye'deki bu insanlık katliamına karşı ses ver' diyoruz. Zira ufacık yavruların nasıl öldürüldüğü bu fotoğraflarda gösteriliyor" şeklinde konuştu.