The Guardian’deki Müslüman Kardeşler sözcüsü Mohammad Mursi’nin makalesi

Çeviren: Ferhat İyidoğan / DEMOKRAT HABER

Geçtiğimiz son iki haftanın da altını çizdiği gibi, Mısır dünyanın en önemli ve kaygan bölgelerinden birinde önemli bir yer işgal etmekte. Buna rağmen, bu büyük ülke 30 yıldan daha fazla bir süredir yolsuzluk, yoksulluk, eşitsizlik ve güvensizlik içinde şaşkına dönmüş bir şekilde bir baskı rejimi tarafından yönetilmekte.

Sefalet içinde yaşamaya mahkum edilen milyonlar, aşırı düzeyde yüksek işsizlik oranları, politik baskı ve temel hakların yokluğu nedeniyle, Mısır halkı yıllardır kızgınlık, öfke ve hoşnutsuzluk içinde yaşamakta. Sivil mahkemeler tarafından serbest bırakılmalarına rağmen, binlerce Mısırlı askeri mahkemelere çıkarılarak yıllarca süren hapis cezalarına mahkum edildiler. Seçimlerde hayal edilemeyecek ölçülerdeki usulsuzlükler, Mısırlıları, özellikle gençleri, yüksek derecede bir umutsuzluğa itti.

1928 yılında kurulan ve Mısır halkının bağrında gelişen Müslüman Kardeşler örgütü, rejimin politikaları ve uygulamalarının bir sonucu olarak, mücadelesi ve ülkenin yüz yüze bulunduğu güçlükler nedeniyle ön plana çıktı. Geniş bir çekim alanına ve desteğe sahip bir hareket olan Müslüman Kardeşler sürekli olarak çok sert hükümet uygulamalarının hedefi oldu. Çoğu insan tarafından ana muhalefet hareketi olarak kabul edilmesine rağmen, kamusal alanda yasaklandı.

Müslüman Kardeşlerin Mısır’ın içinde ve dışında itibarını karalamaya dönük birçok girişime rağmen, hareketimizin öğretisi bundan daha açık ve net olamazdı. Biz her türden adaletsizliği, zülmü ve diktatörlüğü ortadan kaldırmayı hedefleyen ve bütün partilerin içinde yer alacağı hiç kimseyi dışlamayan çok partili bir sistemi amaçlamaktayız.

Kendimizi Mısır’ın sosyal ve politik yaşamının bir parçası olarak gördüğümüzü bildiren bütün yazılarımıza ve kamuoyu açıklamalarımıza rağmen, politik sisteme hakim olmayı ve kontrol etmeyi hedeflediğimize ilişkin suçlamalar, gerçeklikten bu kadar uzak olamaz. Dolayısıyla, mesajlarımız ve çözümlerimizle birlikte Mısır’ın refahı konusunda çalışmak için diğer bütün gruplar gibi fırsat eşitliğini hak etmekteyiz.

Yıllardır, eğer iç barışı, güvenliği ve istikrarı sağlamak zorundaysak, sorunların görüşülmesini ve radikal değişimlerin kaçınılmaz olduğunu söyleyip duruyoruz. Mısır’ı kasıp kavuran devrim, sefil bir başarısızlık ve yaygın yolsuzluklardan kaynaklanan zaman içinde birikmiş bir öfke ve kızgınlığın patlamasının bir sonucudur. Bu an, hiçbir politik partinin sahip olmayı, yönetmeyi ya da başlatmış olduğunu iddia edemeyeceği bir andır. Daha ziyade, halkın kendi ülkesinin zavallı iktidarına karşı doğal bir tepkisiydi.

Mısır gençliği, olayların baş aktörü oldu. Kahire’nin Tahrir meydanında ve diğer bir dizi Mısır şehrinde gençler tarafından örnek olacak şekilde sergilenen olgunluk, kurnazlık, esneklik, akıllılık ve yurtseverlik bütün ülkeyi yenilemekte ve ayağa kaldırmakta. Bu, tam da derin bir biçimde umutsuz halkın ihtiyaç duyduğu bir şeydi, ve iktidarı oğluna devredecek olan yolsuz bir diktatörün yönetimi altında var olmaya katlanan bir topluma soluk oldu.

Müslüman Kardeşler başından itibaren bu protestocularla birlikteydi, ve iktidarın barışçı bir şekilde devredilmesi ve bütün Mısır’da tam anlamıyla gerçekleşmesi istenen özgürlük taleplerini paylaşmaya devam etmekte. Gerçek demokrasinin hakim olması noktasında hiçbir şüphe olamaz; ve Müslüman Kardeşler kaynağının islamcı düşüncede olduğu konusunda oldukça net bir duruş sergilerken bile, Mısır halkının üzerinde bir ideolojik çizgiyi uygulamaya dönük bütün girişimleri reddetmektedir.

Son bir kaç gündür, bu devrimi tatmin edici bir sonuca ulaştırmak için gençlik liderleri ve muhalefetteki diğer ortaklarımızla birlikte çalışmaktayız. Halkın taleplerinin uygulanmaya konması ve bunların olumlu karşılık bulması konusundaki samimiyetlerini görmek için siyasi partiler, başkan yardımcısı ve diğer yetkilerle sürdürülen görüşmelerde yer almaya karar verdik. Şu ana kadar elde edilen sonuçlar tatmin edici olmaktan çok uzak. Bununla birlikte, halkın talepleri karşılanana kadar, benzeri olmayan ulusal düzeydeki gösteriler devam edecektir.

Müslüman Kardeşler bütün halkla birlikte, Başkan Hüsnü Mübarek’in hemen çekilmesi konusundaki talep konusunda kararlı. Barışçı gösterileri kana bulamaktan sorumlu resmi görevlilerin yargı önüne çıkarılmasını, hileli seçimler sonucu oluşturulan parlamenter ve yerel meclislerin lağvedilmesini, olağanüstü hal yasasının kaldırılmasını ve tam meşruiyete sahip ve yargının gözetiminde serbest ve adil bir seçim yapılana kadar geçici bir ulusal hükümetin olusturulmasını talep etmekteyiz. Müslüman Kardeşler, yetkili mercilerin tam ayrılık ve bağımsızlığı, siyasal parti kurma, örgütlenme ve basın özgürlüğüne ilişkin taleplerinden kesinlikle taviz vermeyecektir.

Bunlar uygulandığında -ki bu konuda kararlı olacağız- Mısır, karşılıklı saygı ve paylaşılan çıkarlar temelinde uluslararası camia ile etkileşim içinde pozitif bir bölgesel oyuncu ve sözü geçen bir devlet olarak kendi rolünü üstlenme yeteneğinde olacaktır. Dünya, kendisiyle barış içinde ve dünyadaki kendi rolünü tam oynama yeteneğinde olan bir Mısır’sız yapamaz.