El Mundo gazetesinden Ana Palacios’un haberine göre Batı Afrika’da her yıl binlerce çocuk aileleri tarafından para karşılığında ve ‘iyi bir yaşam’ vaadiyle satılıyor. Gerçekte onları bekleyen ise fiziksel ve psikolojik kötü muamele. Şansı olan çocuklar ise kaçmayı başaranlar...

Indigo’nun sahibi, istediği miktarda giysi satamadığı durumlarda ona yemek vermeyip dayak atarak cezalandırıyor. Henüz 12 yaşında ancak giysilerini şaşırtıcı bir beceriyle katlıyor. Cotonu’daki (Benin) Çocuk Merkezinde küçücük bir odada, diğer 20 çocukla paylaştığı büyük bir dolabın kendisine ayrılan küçük bölmede mükemmel bir şekilde yerleştirilmiş yalnızca beş giysisi bulunuyor. Polislerce buraya getirildiğinde hiçbir şeyi olmayan Indigo’ya, şiddete, kötü muameleye, çocuk ticaretine maruz kalan, terkedilen çocuk kurbanlara ev sahipliği yapan  Barış Elçileri (Mensajeros de la Paz) tarafından yönetilen merkezdeki eğitimcilerce giysi verilmiş.

BABASININ ARKADAŞI TARAFINDAN SATILDI

Indigo, çilesinin ne zaman başladığını anımsamıyor. Babası onu, büyük erkek kardeşlerinin yanına götürmesi için Nijer-ya’ya giden güvendiği bir arkadaşına teslim etti. Arkadaşı onu ağabeylerinin evine götürmedi, giysi alım satımı yapan ve yiyecek ve kalacak yer karşılığında yanında bir yıldan fazla çalıştığı birine sattı. Yaptığı iş nedeniyle giysilerini çok düzenli katlayabiliyor; hatta biraz İngilizce de konuşabiliyor. 

Uluslararası Çalışma Örgütüne göre ne yazık ki Afrika’nın, çocukların yüzde 21’inin köle olarak kullanıldığı bu bölgesinde, onunkine benzer öyküler çok fazla.

ZULME DAYANAMAYARAK KAÇTI

Bir gün patronunun zulmüne dayanamadı ve kaçmaya karar verdi. Birileri onu polise teslim edip Benin’e getirilene kadar günlerce sokaklarda yaşadı. 

Indigo, öyküsünü anlatırken kekeliyor. Eğitimcilere göre bunun nedeni yaşadığı travma. Bu merkezde yeniden çocukluğunu yaşamaya başladı. Patronu, istediği miktarda giysi satamadığında onu aç bırakıyordu. Burada her gün yemek yiyebiliyor. Birkaç gün içinde onu kaybeden ailesine kavuşacak.
Indigo her yıl organ kaçakçılığı, çocuk işçiliği, zorla evlendirme, dilencilik ve seks işçiliği  yaptırmak amaçlı modern kölelik çetelerince kaçırılıp diğer ülkelere satılan ve karanlık işlerde kullanılan binlerce çocuktan yalnızca biri.  

Polisin Indigo’yu bulması rastlantı. Çocuk kölelerin kurtarılmaları tamamen şans eseri.  Kaybolan çocuklar ya kötü muameleden kaçıyor, ya terkediliyorlar ya da aşırı yoksulluk nedeniyle evlerini kendileri terkediyorlar. Onları farkeden birileri polise götürüyor ve polis onları Batı Afrika’daki binlerce çocuk köleden bazılarına açılan bir arka kapı olan çocuk bakım merkezlerine yönlendiriyor.

BAZEN AİLE ÇOCUĞU İSTEMİYOR...

Bu merkezlerde çocuk hazırlanıp ailesiyle bütünleşmesi için çalışılıyor. Ancak bunda her zaman başarılı olunamıyor. Ailenin oldukça yoksul olduğu ya da çocuğu ailenin kendisinin sokağa atmış olması gibi durumlarda başka bir aileye vermek ya da ekonomik bağımsızlığı kazanması için mesleki eğitim vermek gibi farklı alternatiflere başvuruluyor.

Bazen aile çocuğu istemiyor. Afrika’nın bu bölgesindeki yaygın inanışa göre çocuğun eve dönmesi büyücülükle ilişkilendiriliyor. Noir örneğinde olduğu gibi... 8 yaşındaki Noir, annesinin ve kardeşinin ölümüne neden olmakla suçlandı. Onu, arınması ve içindeki şeytanın çıkarılması için geleneksel şifacıya götürdüler. Orada Noir’e hayvan kanı içirdiler. Sonrasında onu her gün bağlı tutup içindeki kötü ruhların çıkması için dayak atarak günde bir kez yemek verdiler. Bu dayaklardan birinde çocuk bilincini kaybetti; komşulardan biri polis çağırdı ve Noir çocuk merkezine götürüldü. 

‘ŞANSLI’ BİRKAÇ ÇOCUK

Sokakta bulunan L’amour’un annesi fahişe, kendisi zihinsel engelli ve tamamen sahipsiz. Büyükannesi kızının dört çocuğuna bakmak için çalışıyordu; ancak çalıştığı işin karşılığı olan parayı alamadı. Günde bir kez yemek yiyorlardı. Bazense hiç birşey... L’amour hayatta kalabilmek için kentte dilenmeye başladı. Onu, sorunlu çocukları belirlemek için haftalık gece devriyesine çıkan kitle örgütü tarafından çocuk sığınma merkezine götürüldü.

Pagne yalnızdı; onu bir adam bulup Foyer Jean Paul Sığınma Merkezine götürdüğünde sürekli ağlıyordu. Babası ile yaşıyordu ve birgün babası yaşamını kaybetti. Komşuları babasının ölümünden onu sorumlu tuttu ve onu büyücülükle suçladılar.

Bu öykülerin sahibi çocuklar şanslı. Daha on binlerce çocuk köle olarak alınıp satılıyor, bedenlerinin kaldırılamayacağı işlerde çalıştırılıyor, kötü muameleye maruz kalıyor. 

Çocuk köleliği Afrika’nın batısında yıkıcı bir sorun.

Çeviri: Hilal Ünlü/ Evrensel