Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) referandumun eşiğinde. 25 Eylül'de yapılacağı açıklanan bağımsızlık referandumu için geri sayım başladı ancak bölgenin kilit iki kenti Erbil ve Süleymaniye'de gündemi, sokakların da hazırlandığı coşkulu bir süreçten çok, üslubu sertleşen siyasi tartışmalar belirliyor.

Siyasi çevrelerden sokağa kadar her yerde duyulan "Referandum ertelenir mi, ertelenmez mi?" sorusu atmosferi çok iyi özetliyor.

"100 yıllık rüyanızı gerçekleştirmeye sayılı gün kaldı. Neden sokaklar bu kadar heyecansız?" sorusuna ise genellikle 2 farklı cevap geliyor;

Birincisi, "Zaten fiilen devletiz. Ordulaşma yolunda bir silahlı gücümüz, Türkiye ve İran dahil çeşitli ülkelerle doğrudan ticari ilişkilerimiz var. Geriye sadece bu yapının adını koymak kalmış."

İkinci cevap ise "Çok fazla iç ve dış siyasi sorun, ekonomik kriz var. Referandumdan bir sonraki gün ne olacağı belirsiz."

Hediye Levent'in BBC Türkçe'de yer alan izlenim haberi şöyle:

Erbil ve Süleymaniye'de "Bağımsızlık referandumu yapılmamalı, Irak'ın bir parçası olarak kalınmalı" diyen sadece birkaç kişi ile karşılaştım.

Tartışmalar "Referandum 25 Eylül'de yapılmalı" ve "Referandum için şartlar uygun değil, ertelenmeli" diyen taraflar arasında sürüyor.

Bağımsızlık referandumunun 25 Eylül'de yapılması gerektiğini savunanlar daha çok IŞİD ile savaşın ardından bölgede oluşacak siyasi ortamı dikkate alıyor. Bu kesime göre referandum için mükemmel bir zamanlama. Nitekim IKBY Başkanı Mesud Barzani de "Bu fırsatı kaçırırsak, Allah bilir bir daha ne zaman elde ederiz" dedi.

İç siyasi çevrelerde referandumdan hemen sonra bağımsızlık ilan edilmeyeceği, 2 ila 5 yıla yayılacak bir sürecin başlayacağı konuşuluyor.

'AYNI GÜN BAĞIMSIZLIK İLAN EDECEK DEĞİLİZ'

IKBY Başkan Vekili Kosret Resul, referandumun ertelenmesini isteyenlerin ve Bağdat'ın önerilerine açık olduklarını belirterek "Referandum kararı çıktıktan sonra aynı gün bağımsızlığı ilan edecek değiliz. Bu, bir süreç içinde olmalıdır" dedi.

Peki, "Zamanlama mükemmel" diyen kesimin gerekçeleri neler?

IKBY ve Peşmerge IŞİD'e karşı savaşta ABD başta olmak üzere onlarca ülke ile birlikte yer aldı. Bu durum, uluslararası platformda bölgesel yönetime ve Peşmerge'ye bakışı değiştirdi.

Türkiye ve İran bu karardan memnun olmayacaktır ancak Türkiye'nin IKBY ile yaptığı 50 yıllık petrol anlaşmasını riske sokması olası değil. İran'ın da siyasi ve ticari çıkarları savaş ilanı gibi noktalara ulaşmasına engel olur. Ayrıca Türkiye ve İran'ın askeri yaptırımlara gitmesine bölge şartları ve bölgedeki aktörler izin vermez.

IŞİD, Irak'ta da yenilmek üzere. IŞİD sonrası ülke içinde yeni bir güç savaşı başlayabilir. Özellikle, Irak Anayasası'nın tartışmalı bölgelere kendi seçimlerini yapma izni veren maddeleri Kerkük, Şengal gibi önemli birkaç yerde "Bağdat'a mı bağlı kalsın, IKBY'ye mi?" gibi nüfuz çekişmelerini başlatabilir.

KDP Halkla İlişkiler Bürosu Sorumlusu ve Havice cephesi komutanı olan Kemal Kerkükî, statüsü tartışmalı bölgelerde de "Hangi yönetime katılmak istiyorsunuz?" referandumu yapılabileceğini belirterek, "Sadece Kürtlere değil, bütün halklara bağımsız bir Kürdistan devletini isteyip istemediklerini soracağız. Sonuç neyse ona saygı göstereceğiz. Türkiye, İran ve demokratik dünya ile, hatta Bağdat ile ilişkilerimizi koruyacağız. Ancak referandum konusunda geri adım atmamız imkansız" dedi.

Bağdat'tan gelen "Referandum ülkeyi parçalanmaya götürür" savunması ise yersiz çünkü halihazırda ülke Sünni, Şii ve Kürt bölgeleri olmak üzere 3'e bölünmüş durumda. Ayrıca, Bağdat hükümeti anayasayı kendisi ihlal edip Peşmerge'nin ödeneğini göndermediği gibi bölgenin bütçesini de kesti.

Referandumun ertelenmesi gerektiğini savunanlar ise referandum öncesi iç ve dış şartların hazırlanması gerektiğini söylüyorlar. Bu kesime göre de; Irak Anayasası bağımsızlık, bölünme gibi hamlelere değil, Irak bütünlüğü içinde kalacak şekilde oluşumlara izin veriyor. IKBY hala Irak'ın bir parçası ve bağımsızlık referandumu anayasaya aykırı.

IKBY'nin 4 tarafında; Türkiye, İran, Bağdat yönetimi ve halihazırda sıkıntılı olan Suriye ile çevriliyken bağımsızlık hamlesi yıkıcı sonuçlar doğurabilir.

Bölgesel yönetim içinde ekonomik kriz sürüyorken İran, Türkiye ve Bağdat'ın ekonomik yaptırımlara gitmesi durumu iyice kötüleştirebilir.

Bölgesel yönetimin parlamentosu 2 yıldır kapalı ve referandum kararı parlamentoda alınmadı. Bu durum, kararın kendisine olduğu gibi sonucuna da şaibe düşürür.

Gazeteci Sitran Abdullah'a göre, "Önce kendi halkını, kendi partilerini ikna edeceksin, sonra tek ses olarak başkalarını ikna edebilirsin ve Kürdistan kendi çoğulcu parlamentosu, partileri ve halkıyla beraber "Referanduma karar verdi" diyebilirsin. 'BM, büyük devletler, gazeteciler gelin ve bu seçimi görün, izleyin. Bunun şeffaf bir seçim olduğunu görün' denilmesi gerekiyor, sonra oylama yapılır."

'REFERANDUM EN DOĞAL HAKKIMIZ'

Bölgesel yönetim içinde tartışmalar ve KDP (Kürdistan Demokrat Partisi), Goran ve KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği) gibi siyasi partiler arasındaki görüşmeler sürerken geçtiğimiz gün Bağdat'a bir heyet gitti.

KDP Parlamento Sözcüsü Muhammed Ali Taha, "Referandum en doğal hakkımız. Bağdat'a giden heyet, referandum izni almak için değil müzakere için gitti. Heyetimiz geri döndü ancak müzakere ve görüşmeler sürecek" dedi.

Diğer taraftan "Referandum ertelenmeli" açıklaması yapan Goran Hareketi ile KDP arasında süren görüşmelerin ardından uzlaşmaya yaklaşıldığı öne sürülüyor.

Goran başta olmak üzere "Referandum ertelenmeli" diyenlerin temel şartları arasında parlamentonun tekrar açılması, referandum kararının oylanması ve başkanlık yetki ve süresinin yeniden düzenlenmesi de var. Erbil'de son gelişmelerle birlikte, parlamentonun yeniden açılacağı ve referandum kararının onaylanacağı konuşuluyor.

Bağımsızlık referandumu çok önemli bir gelişme olmadığı sürece 25 Eylül'de yapılacak gibi görünüyor. Sandığa gidecek olanlar dahil tarafların tümü ise aslında şu sorunun cevabını konuşuyor: Referandumdan sonra ne olacak?