Türkiye yıllardır Avrupa Parlamentosu (AP) gündemini bu denli meşgul etmemişti. AP’nin yılda bir kez tartışıp oyladığı rutin Türkiye raporları dahi senelerdir bu kadar yankı uyandırmıyordu.

Gezi Parkı eylemleri, son zamanlarda Türkiye konusunu ele almaktan kaçan AP’yi, adaylık süreci yaşayan Türkiye'de yaşananlar hakkında görüş belirtmeye itti. 

Türkiye’deki gelişmelerin AP genel kurul gündemine alınması teklifi geçen hafta Yeşiller Grubu’ndan gelmiş, kimse karşı çıkmamıştı. Teklif üzerine bugün (12 Haziran çarşamba) günü AP genel kurulunda “Türkiye’deki durum” başlıklı özel bir oturum düzenlendi. 

Saat 16.00'da başlayan oturumda protesto eylemleri mercek altına alındı. 

Oturumda söz alan AP Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, Başbakan Erdoğan'ın "Bu Erdoğan değişmez" sözlerine sert bir yanıt verdi. Swoboda, "Bu bir tehdittir. Erdoğan Türkiye'yi eğer Avrupa'dan uzaklaştırmak istemiyorsa değişmek zorunda" diyerek şöyle konuştu: 

"Başbakan'ın derin devlet yapılarıyla mücadelesinin takdir edilmesi gerekiyor. Ama gösterilerde hem üniformalı polisler hem de sivil polisleri görüyoruz. Demek derin devlet hala burada ve derin devleti kendi kullanıyor. Bu kadar çok gazeteci hapisteyse, bunun demokrasiyle bir ilgisi yoktur. Erdoğan Arap dünyası için rol-model olmak istiyorsa, değişmek zorundadır. Bu haliyle, Türkiye'nin Avrupa'da yeri yok." 

"GÖRDÜĞÜM İNSANLAR ÇAPULCU DEĞİLDİ" 

Oturumda konuşan Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle, "Türkiye'nin adaylık sürecinde kritik bir dönemdeyiz. Demokrasi seçimlerle sınırlı değildir. Geçen hafta Taksim'e gittiğimde gördüğüm insanlar çapulcu değildi dedi. 

"GAZETECİ HAPİSHANESİ" 

Avrupa Liberaller ve Demokratlar İttifakı Grubu'ndan Guy Verhofstadt ise "Gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanesi Türkiye. Bu çoğunluğun tiranlığıdır" diye konuştu. 

Verhofstadt şöyle devam etti: 

"Bu konuda Rusya'da Putin'i, Macaristan'da Urban'ı gördük. Şimdi de Türkiye'de Erdoğan'ı görüyoruz. Ben seçilmiş bir hükümete karşı değilim. Ama demokrasinin giderek kötüleştiğini söylüyorum. Biz grup olarak Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyoruz. Ama AB'nin prensiplerine sırtını dönen bir Türkiye'yi değil." 

BOZKURT: GÖSTERİCİLERDEN ÖĞRENECEK ÇOK ŞEYLERİ VAR 

Hollandalı AP vekili Emine Bozkurt konuşmasında şunları söyledi: 

"Herkes için çoğulculuğa ve demokrasiye ihtiyacımız var. Namaz kılanlarla yoga yapanlar, Türklerle Kürtler hatta rakip takım taraftarları omuz omuzaydı. Hükümet ve muhalefetin onlardan öğrenecek çok şey var. Maalesef durum iyiye gitmiyor. Dün 50'den fazla avukat gözaltına alındı." 

"HALKININ SESİNİ DİNLE"

İngiliz parlamenter Michael Cashman, "Türkiye'nin dostu olarak konuşuyorum ve dost acı söyler" diye başladığı sözlerini Türkçe "Halkının sesini dinle" diyerek tamamladı. 

TÜRKÇE ÇAĞRI 

Avrupa Birleşik Sol - Kuzey Yeşil Sol Konfederal Grubu'ndan Paul Murphy ise Türkiye genelindeki göstericilere seslenerek, "Devam edin" mesajı verdi. Murphy, Sosyalistlerin tasarısını desteklediğini belirterek, "bir günlük genel grev ilan edilmesi gerektiğini ve Erdoğan'ın istifaya zorlanması gerektiğini" savundu. Murphy'nin İngilizce yaptığı konuşmada Türkçe "Tayyip istifa" ifadesini kullandı. AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Ashton ise konuşmasında, "Bu, Türkiye için önemli bir andır. Avrupa değerlerine bağlılığını yenileme şansına, farklı fikirlere, hayat tarzlarına ve fikir çatışmalarına değer veren bir kültür geliştirebilir. Türkiye'nin son yıllarda yaptığı reformlar gerçekten etkileyici, Kürt sorunun çözümü için bir barış sürecini başlatmak için vizyon ve cesareti gösteren de hükümetti. Hükümetin bu zorluğu da aşacağına inanıyorum. Bu fırsatı, temel hak ve özgürlükleri genişletmek için kullanabilir" dedi. 

"POLİSİN UYGULADIĞI TAKTİKLER ENDİŞE VERİCİ" 

Ashton, polisin dün Taksim Meydanı'ndaki göstericileri dağıtmak için yoğun bir şekilde tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz kullandığını, Ankara ve İzmir'in de şiddet olaylarına sahne olduğunu belirterek polisin uyguladığı taktiklerin kendileri için büyük endişe kaynağı olduğunu söyledi. 

"SORUMLULAR KANUN ÖNÜNE ÇIKARILMALI" 

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile dün gece bu konuyu görüştüğünü söyleyen Ashton, son iki haftada polisin aşırı güç kullanımıyla ilgili çok fazla olay gördüklerini belirterek, "Büyük çoğunluğu barışçıl olan protestoculara karşı göz yaşartıcı gaz, tazyikli su biber gazı ve plastik merminin yakın mesafede kullanıldığını gördük. Aşırı güç kullanımının hızla ve geniş kapsamlı bir şekilde soruşturulması ve sorumluların kanun önüne çıkarılması gerekiyor" dedi. 

Ashton, hafta sonu İstanbul ve Ankara'da yapılacak mitinglerin de gerginliği artırma riski taşıdığını belirtti. Ashton, çözümün ise husumet yerine diyalogla bulunabileceğine inandığını söyledi. 

"ERDOĞAN'IN GÖRÜŞMESİ BİR FIRSAT" 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün barış ve diyalog çağrısını önemli bulduğunu söyleyen Ashton, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün göstericilerin temsilcileri ile bir araya geleceğini hatırlatarak, "Bu, diyalog, hoşgörü ve karşılıklı saygı temelinde ileriye doğru bir yol bulabilmek için önemli bir fırsat" diye konuştu. 

Türkiye'nin en yüksek demokratik standart ve uygulamaları benimsemesi gerektiğini söyleyerek, "Demokratik yollarla iş başına gelen hükümetler, üst üste üç kez seçilmiş ve halkın yarısının oyunu alarak çok başarılı bile olsalar, bu hükümet tarafından temsil edildiklerini hissetmeyenlerin ihtiyaç ve beklentilerini de dikkate almalı. Barışçıl gösteriler de grupların görüşlerini ortaya koymaları için yasal yöntemlerdir" dedi. 

Türkiye’deki gelişmeler AP’deki siyasi grup liderlerinin pazartesi günü Strasbourg'da düzenledikleri olağan basın toplantılarının da gündemindeydi. AP’nin sayıca en önemli grubu olan Hıristiyan Demokratların lideri Joseph Daul, gelişmeleri dikkatle takip ettiklerini ve polisin eylemcilere karşı kullandığı aşırı gücü “kınadıklarını” söyledi. İfade, basın ve toplanma özgürlüklerine saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Daul, “demokratik toplumlar diyalog ve saygı üzerine kuruludur” şeklinde konuştu. 

TÜRKİYE'YE İLİŞKİN KARAR TASARISI 

AP yarın Türkiye’deki gelişmeler hakkında karar tasarısı oylayacak. 

Doğan Haber Ajansı'nın aktardığına göre, taslak metinde Türkiye'ye sert eleştiriler getiriliyor. Metinde Cumhurbaşkanı Gül övülürken, Başbakan Erdoğan'a eleştiriler getirildiği belirtiliyor. (ajanslar)