Alman siyasetçiler, Özgür Gündem’in “nöbetçi genel yayın yönetmenliği” kampanyasına destek olmalarından dolayı terör propagandası yaptıkları suçlamasıyla tutuklanan üç aydına tam destek vererek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert eleştirilerde bulundu.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve yazar Ahmet Nesin’in tutuklanması, Almanya’da sert tepkilere neden oldu.

DW Türkçe'den Değer Akal’ın sorularını yanıtlayan Alman siyasetçiler, üç aydının derhal serbest bırakılması çağrısını yaptı.

Ayrıca tutuklamalardan sorumlu tuttukları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sert bir dille eleştiren siyasetçiler, özgürlük mücadelesi verenlerle dayanışma içinde olunacağını duyurdu.

Muhalefetteki Yeşiller Partisi ise Federal Hükümetten aydınların serbest bırakılmasını sağlamak için harekete geçmesini istedi.

‘TEMEL HAKLAR AYAKLAR ALTINA ALINIYOR’

Federal Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Michael Brand, “Türkiye’de temel haklar tekrar ve tekrar ayaklar altına alınıyor” diyerek, bunun Türk devletinin demokratik hukuk devleti olma iddiasıyla çeliştiğini söyledi.

Brand, “Türkiye, hukuk devleti olma iddiasını ispatlamak istiyorsa, tartışmasız bir şekilde artık eleştirel seslere alan tanımalı ve derhal tutuklanan üç kişi serbest bırakmalıdır” ifadesini kullandı.

Michael Brand Alman milletvekilleri olarak Türkiye’de demokrasi ve ifade özgürlüğünden yana olanlara destek vereceklerini vurgularken şunları söyledi:

“Federal Alman Meclisi, özellikle baskının hâkim olduğu bu dönemde sivil toplumun, özgürlükten yana olan güçlerinin, siyasi muhalefetin ve özgür medyanın yanında yer almaktadır.”

SORUMLUSU ERDOĞAN’

Başbakan Merkel liderliğindeki Hristiyan Demokrat Parti'nin (CDU) milletvekili Brand, “İfade ve basın özgürlüğünün, gün geçtikçe daha da sert bir şekilde baskı altına alınmasının sorumlusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Bu hem kabul edilemez, hem de tehlikeli. Türkiye’nin istikrarı için de tehlikeli” diye konuştu.

Türkiye’nin bu gidişata son verecek politika değişikliğine yönelmesi zamanının geldiğini söyleyen Brand, “Ankara, Türkiye ile Avrupa ile arasındaki uçurumun daha da derinleşmesini istemiyorsa politika değişikliğine gitmesinin zamanı gelmiştir” ifadesini kullandı.

Federal Meclis’in Yeşiller Partili Dışişleri Komisyonu üyesi Omid Nouripour ise Türkiye’de Financı, Nesin ve Önderoğlu’nun derhal serbest bırakılmasını sağlamak için federal hükümetten, AB ortaklarıyla birlikte harekete geçmesini talep ettiklerini açıkladı.

Nouripour, “Bu talebimizi dile getirmeye devam edeceğiz” dedi.

Nouripour, son tutuklama kararlarının Erdoğan’ın hukuk ve demokrasiye önem atfetmediğini gösterdiğini savundu.

Yeşiller Partisi milletvekili, “Sayın Erdoğan’ın muazzam bir tehdit ile karşı karşıya olduğu hissiyatını taşıdığı ve bu nedenle kendi görüşünü paylaşmayan herkese kilit vurmak istediği izlenimini ediniyorum” ifadesini kullandı.

AB TEMEL DEĞERLERİ VURGUSU

Türkiye’nin AB’ye üye olmak istediğini anımsatan Nouripour, basın ve ifade özgürlüğünün AB’nin temel değerleri arasında bulunduğunu vurguladı.

Omid Nouripour bu nedenle Erdoğan’ın ülkesinde demokratik, yurttaşlık ve hukuk devleti ilkelerini sağlamlaştırmak ve uygulanmasını da temin etmek zorunda olduğunu söyledi.

Financı, Nesin ve Önderoğlu, Özgür Gündem Gazetesi'ndeki "Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği" kampanyasına katılan, bir günlüğüne gazetenin yayın yönetmenliği üstlenen ve bu nedenle haklarında “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla soruşturma açılanlar arasında yer alıyor.

Financı, Nesin ve Önderoğlu, pazartesi günü İstanbul Adliyesi'nde ifade verdikten sonra çıkarıldıkları nöbetçi Sulh Hâkimliği tarafından tutuklandı. Soruşturmanın dayanağını AB tarafından kapsamı daraltılması istenen Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesinin 2. fıkrası oluşturuyor.