İtalya’nın başkenti Roma’daki Yabancı Basın Derneği’nde konuşan de Sulueta, referandumda ‘Hayır’ cephesinin ‘eşit olmayan’ şartlarda mücadele ettiğini ‘Evet’ cephesinin ise olağanüstü avantajlara sahip olduğunu belirtti.

De Sulueta, medyada görünürlük açısından ‘aslan payının’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da olduğunu söyledi.

‘Hayır’cıların ‘terörist’ ilan edildiğini, kendilerinin de bundan nasibini aldığını belirten gözlemci, “Türkiye sizi bundan sonraki seçimlerde tekrar davet ederse oraya gitmeyi düşünüyor musunuz” sorusuna şu cevabı verdi: “Gideceğimizi düşünüyorum. Bu bana bağlı bir şey değil. Ancak Türkiye’deki gelecek seçimlerde uluslararası gözlemcilerin olması önemli.”

"SÜRECE GÖLGE DÜŞTÜ"

De Zulueta, Yüksek Seçim Kurulu’nun ‘mühürsüz pusula’ kararının seçime sürecinin bütünlüğüne gölge düşürdüğünü aktardı.

“Türkiye, nihai raporunuzu kabul etmezse nasıl bir tutum ortaya koyarsınız” sorusunu ise de Zulueta şöyle yanıtladı: “AGİT’in, ikna etme dışında bir enstrümanı yok. AGİT, tavsiyelerinin uygulanmadığı bir ülkeye dönmenin uygun olmadığına karar da verebilir. Ancak birçok sorunu olan bir ülkede karşı tarafın; partilerin, sivil toplumun ‘uluslararası gözlemcilere ihtiyacımız var’ çağrısı yapmasıyla bunun aksi de olabilir.”

NE OLMUŞTU?

AGİT, Türkiye’deki ‘partili cumhurbaşkanlığı’ referandumunun eşit koşullarda yapılmadığını belirterek, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) şeffaf davranmadığını açıklamıştı.

Heyetin duyurduğu raporda, YSK’nın aldığı, mühürsüz zarf ve pusulaların da geçerli sayılacağına yönelik kararın seçim güvenliğinin altını oyduğu ve yasalarla çeliştiği görüşüne yer verilmişti.
Rapora tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı, AGİT heyetinin Türkiye’ye ‘önyargıyla geldiğini ve tarafsızlık ilkelerini dikkate almadığını’ savundu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın rapora yanıtı “Haddinizi bilin. Sizin hazırlayacağınız siyasi içerikli raporları biz ne görürüz, ne duyarız, ne biliriz” olmuş, ardından AGİT gözlemcilerinin ‘terör örgütü temsilcileri’ olduğunu iddia etmişti.