Alman Hükümet yetkilileri geçtiğimiz yıl içerisinde 8'i Türk 1'i Yunan, 9 kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan 'Irkçı cinayetler'de, aşırı sağcıların teknik takibi konusunda gönülsüz davranırken, İçişleri Bakanı Friedrich, Sol Parti milletvekillerinin izlenmesini savundu.

Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, aşırı solcu oldukları, şiddeti ve diktatörleri yeteri kadar eleştirmedikleri gerekçesiyle Sol Parti milletvekillerinin Anayasayı Koruma Dairesi tarafından izlenmesini savundu.

Friedrich, bugün Federal Meclis'te yaptığı konuşmada, Sol Parti'nin Küba Devlet Başkanı Fidel Castro'ya göndermiş olduğu tebrik mesajını eleştirerek, "Diktatörlere coşkulu mektuplar, aşk mektupları yazılıyor" şeklinde konuştu.

Bazı Sol Parti milletvekillerinin, özgürlükçü demokratik temel düzenle bağdaşmayan komünist bir sistemin peşinde olduğunu savunan Friedrich, bu nedenle parti yöneticilerinin ve aşırı solcu örgüt üyelerinin izlenmesini gerekli gördüğünü, yine de izlenen milletvekillerinin listesini gözden geçireceğini kaydetti.

Sol Parti Milletvekili Jan Korte ise, federal hükümetin, Anayasayı Koruma Dairesini kendi parti siyaseti için kötüye kullandığını iddia ederek, muhalefetin izlenmesinin demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğunu söyledi.

Anayasayı Koruma Dairesi'nin 27 Sol Parti milletvekilini izlediğinin ortaya çıkmasından sonra Sol Parti mecliste bu konuda oturum yapılmasını talep etmişti.

SOL PARTİ ZATEN 16 YILDIR İZLENİYORMUŞ

Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, Sol Parti milletvekillerinin Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından izlenmesiyle ilgili tartışmaları anlamsız buluyor. “Şimdi her şey abartılıyor” diyen bakan, Sol Parti'nin zaten 16 yıldır izlendiğini, bunun da gerekli olduğunu, zira “kısmen düzenin ortadan kaldırılmasına uğraştığını” söyledi. Ancak Federal İçişleri Bakanı’nın görüşleri, muhalefet tarafından paylaşılmıyor. Sosyal Demokrat Parti’nin Federal Meclis Grup Başkanı Frank-Walter Steinmeier, "Burada anayasayı koruma konusunda önceliklerin kaale alınıp alınmadığını kendi kendime sorguluyorum.” diyor.

"SAĞ DENİNCE KÖR, SOL DENİNCE BUDALA"

Anayasayı Koruma Teşkilatı’nı eleştiren Yeşiller/Birlik 90 Partisi’nin Federal Meclis Grup Başkanı Jürgen Trittin ise, teşkilatın aşırı sağ akımlara göz yumduğunu, aşırı sol akımlar söz konusu olunca ise sert bir çizgi izlediğini kaydetti. Trittin, "Onlar sağ denince kör, sol denince budalalar. Bu yüzden de aşırı sağcılık ve aşırı sağcı terör ile mücadelede başarısızlar” şeklinde konuştu.

Bakan Friedrich, daha önce yaptığı konuşmalarda, Sol Parti’nin programı gibi herkese açık materyallerinin ve konuşmaların izlendiğini belirtmiş, özel istihbarat cihazları kullanılarak teknik takibatın söz konusu olmadığını vurgulamıştı. Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Heinz Fromm da, Friedrich’i doğrular yönde ifadeler kullandı ve "Partinin özel istihbarat yöntemleri kullanılarak takibatının söz konusu olmaması, bugün de geçerliliğini korumaktadır.” dedi.

EYALETLER DÜZEYİNDE TAKİP

Ancak Aşağı Saksonya Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Werner Wargel dün yaptığı bir açıklamada, Sol Parti eyalet milletvekillerinin Aşağı Saksonya’nın da aralarında bulunduğu yedi eyalette istihbarat araçlarıyla takibata alındığını yinelemişti. İçişleri Bakanı Friedrich ise ülke çapında sadece izleme yapıldığını belirtti ve, “Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından bu talimatın ihlal edilmesi halinde elbette derhal duruma müdahale ederim” şeklinde konuştu.

“Eğer milletvekilinden Federal Meclis Başkan Yardımcısı’na kadar Meclis üyeleri gerçekten gözlem altında tutulduysa, bu dayanılmaz bir durum” diyerek Anayasayı Koruma Teşkilatı’nı eleştiren Hür Demokrat Parti üyesi Federal Adalet Bakanı Leutheusser-Schnarrenberger, Kasım ayında Zwickau’da ortaya çıkarılan Neonazi terör hücresiyle ilgili soruşturmalarda bir başarısızlıklar dizisi sergileyen teşkilatın çalışmalarını ve ağırlık noktalarını yeniden gözden geçirmesini talep etmişti. Federal İçişleri Bakanı Friedrich, bu eleştirilere şu sözlerle yanıt verdi: "Eminim Adalet Bakanlığı’nda anayasayı koruma ile ilgili yasaları bakanın kendisine açıklayabilecek yetkin çalışanlar vardır. Anayasayı Koruma Teşkilatı, şahısları değil, yapılanmaları ve örgütleri incelemeye alır.”

"ŞAŞMAMALARI GEREK"

Hristiyan Demokrat Birlik Genel Sekreteri Hermann Gröhe ise, Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın çizgisine destek verdi. Gröhe, "Almanya’da rejim değişikliği talep eden, hatta komünizm rüyaları gören ve dünyanın diğer noktalarındaki diktatörlerle dayanışma sergileyenlerin, Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından dikkatle izlenmelerine şaşmamaları gerek” şeklinde konuştu.

Aynı partiden Federal Meclis İçişleri Komisyonu Başkanı Wolfgang Bosbach da, aşırı sol şiddet konusunda muğlak bir çizgiye sahip olan isimlerin, federal düzeyde ve eyaletler düzeyinde Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından izlenmesinin doğal olduğunu kaydetti.

Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın bütçesini denetleyen, ancak kendisi de izleme altında olan Sol Parti Federal milletvekili Steffen Bockhahn ise, "Sayın Bosbach gibi kişilerin unuttuğu bir nokta var. Sol Parti milletvekilleri seçimle Federal Meclis’e geldiler. Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın seçmen iradesi konusunda nasıl bir tavrı olduğunu düşünmek bile istemiyorum.” şeklinde tepki gösterdi.

"SEÇMENLER TEDİRGİN EDİLİYOR"

Kendisi de iç istihbaratın gözetiminde olan Sol Parti Eş Başkanı Gesine Lötzsch ise İçişleri Bakanı’nın açıklamalarını eleştirdi. Anayasaya düşman olmadığını ifade eden Lötzsch “Anayasayı savunmak benim görevim ve bu görevi çok ciddiye alıyorum” dedi ve “Milletvekilleri olarak Anayasayı Koruma Teşkilatını kontrol etmek bizim görevimiz, tersi değil” şeklinde konuştu. Lötzsch, "İçişleri Bakanı’nın açıklamaları fikren yoksulluk sınırının altında. Bizimle siyasi alanda tartışmak isteyenler, üzerimize casus salacaklarına, karşımıza iyi argümanlarla gelmek zorunda. Bu yolla seçmenlerimiz de tedirgin edilmek isteniyor. İnsanlar şimdi, ‘Milletvekilime bir soru yöneltirsem, bir mektup gönderirsem, ben de Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın gözetleme alanına girer miyim?’ endişesi içine girecek.” dedi. (ajanslar)