Aralarında 8 Türkiyeli'nin de bulunduğu 10 kişiyi öldüren Neonazi terör hücresi hakkında yeni bilgiler gün yüzüne çıktı. Polis cinayetinde gündemi sarsan ipuçları elde eden emniyet, hücreyle bağlantılı 12 kişinin peşinde.

 

 

Almanya’yı şoka uğratan Neonazi cinayetleri soruşturması derinleşirken, ortaya çıkan yeni bilgiler gündemi sarsmaya devam ediyor.

 

1998 yılından bu yana yeraltında faaliyet gösterdiği anlaşılan terör hücresini mercek altına alan polis, yeni zanlılar tespit etti. Yaklaşık 300 kişilik bir dedektif ekibinin yürüttüğü çalışmada, 3 Neonazi teröristin geçtiğimiz 13 yıl boyunca kullandıkları sahte kimlikler, yaşadıkları yerler ve temasa geçtikleri kişiler ayrıntılı olarak inceleniyor.

 

Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, Federal Meclis İçişleri Komisyonu’nda yapılan özel oturumun ardından gazetecilere yaptığı açıklamada "Soruşturma kapsamında suça iştirak ettikleri belirlenen ya da şüpheli bulunan yaklaşık 12 kişi var" dedi.

 

Terör hücresinin üyeleri Uwe B. und Uwe M. 4 Kasım tarihinde bir banka soygununun ardından kiraladıkları karavanda ölü bulunmuştu. Yapılan ilk incelemeler zanlılardan Uwe M'nin Uwe B'yi silahla vurduktan sonra karavanı ateşe verdiğini ve sonra da aynı silahla kendini vurarak intihar ettiğini gösteriyor. Ancak bunun bir intihar olup olmadığı konusunda şüpheler tamamen ortadan kalkmış değil.

 

Polis, katillerini tanıyor muydu?

Soruşturma kapsamında elde edilen yeni bilgiler, 2007 yılında terör hücresi tarafından öldürülen kadın polis memuru Michele K’nın çok büyük olasılıkla katillerini tanıdığını ortaya koydu. Federal Emniyet Teşkilatı Başkanı Jörg Ziercke, meclis komisyonuna yaptığı sunumda, Michele K’nın ailesi ve geçmiş yaşamıyla zanlılar arasında bir bağlantı bulunduğunu ama bunun niteliğinin henüz saptanamadığını aktardı.

 

Heilbronn kentinde görev yapan polis memuru Michele K, 2007 yılında, devriye arabasındayken, zanlılar tarafından vurularak öldürülmüştü. Michele K’nın aynı otomobildeki meslektaşı da ağır yaralanmıştı. Polis cinayeti yıllarca aydınlatamamış, Michele K’nın kişisel nedenlerle değil, polis olduğu için hedef alındığı sonucuna varmıştı.

 

Alman basınında yer alan haberlere göre elde edilen yeni bilgiler, polis memurunun Thüringen eyaletindeki memleketi Oberweissbach’ta aşırı sağcıların son derece aktif olduğunu, terör hücresi üyelerinin de burada görüldüğünü ortaya koyuyor.

 

Süddeutsche Zeitung gazetesinin Federal Meclis İçişleri Komisyonu üyelerinden aldığı bilgiye dayandırdığı haberine göre, öldürülen polis memuru Michele K, karavanda ölü bulunan Uwe M'yi büyük bir ihtimalle önceden tanıyordu. Habere göre polis memurunun ailesinin Oberweissbach'ta sahip olduğu meyhane, aşırı sağcıların sık sık buluştuğu ve toplantılarını gerçekleştirdikleri mekânlardan biriydi. Michele K’nın üvey babası tarafından işletilen restoranda şu an gözaltında bulunan Beate Z'nin soyadıyla aynı soyadını taşıyan bir aşçı da bir dönem çalıştı. Polis, bu kişiyle Beate Z. arasında bir akrabalık olup olmadığını netleştirmeye çalışıyor.

 

“İntikam eylemi” şüphesi

Federal Meclis İçişleri Komisyonu Başkanı Wolfgang Bosbach da polisin öldürülmesiyle ilgili olarak farklı şeylerin ortaya çıktığını ifade ederek, bu polisin ya da yakınlarının bir şekilde aşırı sağcılarla ilişkisi bulunabileceğini ve bunun bir intikam eylemi olabileceğini söyledi.

 

Almanya'da son on üç yılda 10 cinayet işlenmesi ve 14 bankanın soyulmasından sonra bu olayların aydınlatılamamış olmasının anlaşılır gibi olmadığını kaydeden Bosbach, "İnsanlar her zaman hata yapabilir, ancak bu kadar fazla hatanın ve yanlış değerlendirmelerin yapıldığı bir olaylar silsilesini politik yaşamımda ilk kez görüyorum" şeklinde konuştu.

 

1998 yılında terör hücresi üyelerinden birinin evinde bomba bulunmuş olmasına rağmen bu kişinin serbest bırakılmış olduğunu ve bunu anlayamadığını belirten Bosbach, hata ve yanlış değerlendirmelerin yapılmamış olması durumunda bazı cinayetlerin belki de önlenmiş olabileceği yorumunda bulundu.

 

Bağımsız soruşturma talebi

Ana muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti'nin lideri Sigmar Gabriel, Almanya’da aşırı sağ ile daha etkin mücadele edilmesini talep ederken, şu görüşleri savundu:

 

“Gelişmelere ilişkin olarak meclis araştırması, kamuoyuna açık bir araştırma yapılması gerekiyor. Büyük bir olasılıkla federal düzeyde kurulacak bir soruşturma komisyonu bu araştırmaya en uygun olanıdır. Siyasetin de istihbarat birimlerinin nasıl daha iyi denetlenebileceğini düşünmesi gerekir. Ne var ki, en ürkütücüsü, istihbarat birimleri bünyesinde eylem planlarından haberi olan ve bunları engelleyenlerin bulunabileceği şüphesidir.”

 

Federal Meclis, bugün başlayacak bütçe görüşmeleri öncesinde Neonazi terörü konusunda özel bir oturum düzenleyecek.

 

© Deutsche Welle Türkçe DW/DPA/Reuters/AA, AŞ/EC