AKP iktidarının yaptığı en iyi şeylerden birisi nedir diye sorulacak olsa kuşkusuz gündem belirleme ya da gündem değiştirmedeki maharetleri denilebilir.

Öyle ki hepsi de tornadan çıkmış gibi maşallah.

Birisi ortaya bir şey atsa öteki yakalıyor, öteki eksik bir şey söylese beriki tamamlıyor.

Bir süredir özellikle de sanal ortamda bir TC kavgasıdır sürüp gidiyor.

Kamu kuruluşu tabelalarından Türkiye Cumhuriyeti’nin kısaltılmışı olan TC harflerinin kaldırılacağı söylentileri deyim yerindeyse sanal ortamı salladı.

Sanal ortamda boy boy Türkiye haritaları, boy boy bayraklar, TC yazılı pankartların önünde çektirilmiş “TC hatıra fotoğrafları”, vatan elden gidiyor, bayrak gökten iniyor, sınırlar kaldırılıyor, ayağımızın altındaki toprak kayıyor sloganları.

Oysa Başbakan Erdoğan’ için “BOP’un eş başkanı” denilmiyor mu yıllardır.

E bir ülkeyi BOP’un eş başkanı yönetiyorsa zaten o ülke elden gitmiş demektir.

TC’nin kaldırılacağını duyan insanlar özellikle de sosyal paylaşım sitelerinde tepki olarak isimlerinin başına TC koymaya başladılar.

TC Hasan, TC Mehmet, TC İsmail…

Oysa AKP’ye ve icraatlarına karşı olmak başka, bunu ırkçı ve milliyetçi söylemlerle dile getirmek başka olmalı.

Sanal ortamda isminizin başına TC’yi korken, Nüfus Müdürlüğü’nde çocuklarına Kürtçe isim koymak isteyen vatandaşlara yapılan TC eziyetlerini de unutmamak gerekir.

Sanal ortamda “Vatan elden gidiyor” diye isminin başına TC yazanlara sormak gerekir elden gidiyor dediğiniz Vatan’da 28 NATO ÜSSÜ bulunduğunu biliyor musunuz?

Üstelik bu sadece AKP dönemine mahsus bir şey de değil.

Söz konusu üsler sizin birçoğunuzun da oy verip iktidara taşıdığınız siyasal partilerin döneminde konuşlandırılmış üs’lerdir.

AKP de tıpkı diğerleri gibi sürecin devamına ses çıkarmayan, AB ve ABD çıkarlarına ters düşmeyen bir partidir.

Ortaokulda coğrafya dersinde “Türkiye üç tarafı sularla çevrili kara parçasıdır” diye bilgiler verirlerdi öğrencilere.

Oysa görün bakın Türkiye’nin dört tarafı emperyalist üslerle çevrili.

Elden gidiyor diye sanal oramda isminizin başına TC yazdığınız “kara parçası” çoktan TiCaret cambazlarının eline geçmiş bile.

Aslına bakılırsa “Yargı elden gidiyor, yargıyı ele geçirdiler” denilirken de tepkiler doğru konulmamıştı ortaya.

Elden gidiyor diye sahiplenilen yargı değil miydi 20 sene Sivas davasını sonuçlandırmayan.

Doğan Öz’ün, Kemal Türkler’in davasını yıllarca sürüncemede bırakarak sanıkların elini kolunu sallayarak gezmesine olanak sağlayan elden gidiyor diye sahiplenilen yargı değil miydi?

Bir Dev-Yol davası 29 sene sürmemiş miydi bu ülkede?

Bahçelievler’de katledilen 7 TİP’li öğrencinin sanıkları, elden gidiyor diye sahip çıkılan yargı yüzünden milletvekili, işadamı olmamışlar mıydı?

Evet bugün yargı AKP’nin borazanlığını yapmaktadır.

Kaldı ki sadece yargı değil, basın, iş dünyası, patron, devlet erkânından aklınıza ne gelirse onlar da AKP’nin borazanlığını yapmakta.

Cumhurbaşkanlığı makamı bile AKP’nin sekretaryası gibi çalışmakta.

Alın birini vur ötekine, bugünkü yargının geçmişten ne farkı var?

Bugünkü gazetelerin, gazete patronlarının geçmişten ne farkı var?

Geçmişte ANAP’ın, Doğru Yol’un borazanlığını yapanlar bugün AKP’nin borazanlığını yapmakta.

Evet, tabelalarda TC ibaresinin kaldırılmasına gösterilen tepkiler anlaşılabilir belki ama emekçi ve yoksul halk yığınları için darbe, faşizm, işkence, idam, hapishane, rüşvet, işsizlik, zam, emek hırsızlığı, jop, elektrik, zindan, Maraş, Çorum, Sivas, kısaca o meşhur sloganda olduğu gibi “zam zulüm işkence” olan TC’ye gösterilmesi gereken tepkiler çok daha önemli.