15 Temmuz darbe girişiminin ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler en çok eğitim en çok eğitim alanında etkili oldu. Okulların açılacağı şu günlerde bu kararnamelerin pratikteki yansımalarını daha açık bir şekilde görebileceğiz.

İlk günlerde FETÖ ile ilişkilendirilen 15 Üniversite kapatıldı. Kapatılan üniversitelerin akademik personeli ve öğrencileri açıkta kaldı.65 bin öğrencinin önce koordinatör okullarla ilişkilendirilip daha sonra yeniden üniversite tercihi yaptırılması öğrencileri altüst etti. Hesapsız plansız yapılan işlemlerin içinden bir türlü çıkamayan YÖK karar üstüne karar değiştirerek belirsizliği ve kuşkuyu arttırdı. Kapatılan üniversite öğrencilerinin ne kadarının yapılan tercihlerine yerleşebileceği belirsiz. Çünkü vakıf üniversiteleri öğrencileri bursluları dışında düşük puanlı olması öğrencilerin ilgili yılın puanına göre bir alana yerleştirilmesini zorlaştırıyor.

Örneğin Gediz İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü, 211 MEF puanıyla öğrenci almış. Aynı puanla İzmir’de öğrenci alan bir devlet ve vakıf üniversitesi bulmak imkânsız. Hal böyle olunca öğrencilerin başka şehirlere olağanüstü göçü de başlamış olacak. Bu göçün getirdiği ekonomik ve sosyal zorlukların yükü öğrenci ve ailesinin omuzlarına yıkılacak.

Yine kapatılan bu üniversitelerin akademisyenlerinin durumu da gerçekten bir muammadır. Bir gecede kapının önüne konmanın ve FETÖ ile ilişkilendirilmenin tedirginliği ve derin yalnızlığı içinde seslerini duyurmak için çırpınıp duruyorlar. Haklarında şeffaf bir soruşturma yürütülmesini ve sonuçlarının da bir an önce kamuoyuna duyurulmasını istiyorlar. Peşinen suçlu ilan edilip seslerini duyuramamanın sıkıntısı içinde kaybettikleri işlerine yeniden dönmenin beklentisi içindeler haklı olarak.

Kanun hükmünde kararnameyle resmi gazetede yayımlanan listede İlk-Orta-Lise 934 okulun adı bulunmakta. Basından öğrendiğimize göre bu okulların %85 tabelası “İmama Hatip” olarak değiştirilmiş ve öğrencilerini beklemekte. Daha önce bu okullarda öğrenim gören öğrencilerin nakillerle diğer devlet okullarına ve özel okullara geçmesi söz konusudur. Öğrenci velileri tam bir panik içinde fişlendiklerine mi yansınlar bir yandan çocuklarına okul aramanın zorluklarına mı katlasınlar. İçinde bulunduğumuz öğretim yılının kalabalık sınıflarda olacağını düşünen veliler özel okullara yönelince de bu sefer krizi fırsata çeviren okullar yüzünden yüksek ücretlerle karşılaşıyorlar.

AÇIK İHRAÇ ÖĞRETMENİN GÜNDEMİ

Yukarıda eğitimin öğrenci penceresinden görünüşünü anlatmaya çalıştık. Durum bir de öğretmen açısından değerlendirilirse daha da karanlık.

Bakan İsmet Yılmaz "28 bin 163 öğretmenin bakanlığımızla ilişiği kesildi. Yaklaşık 20 binin üzerinde de öğretmeni açığa aldık. Onlar hakkındaki incelemelerde devam ediyor. Toplamda 50 bine yakın.”

Açıklamasıyla eğitimdeki son durumun sayısal verilerini paylaştı. Bu veriler ışığında yaklaşık 1 milyon öğrencinin öğretmensiz okula başlayacağı tahmin ediliyor.

Sendikaların çağrısına uyarak 29 Aralık’ta iş bırakan çoğunluğu Eğitim-Sen üyesi 11.285 öğretmene, 9 Eylül sabahı yapılan tebligatlarla açığa alındığı duyuruldu. Özellikle Doğu illerini ve orada görev yapmış öğretmenleri hedefleyen açığa almalarda, internet sitelerinde yürütülen ırkçı kampanyaların etkisini göz ardı etmemek gerek. Estirilen korku havasında suçu sadece üyesi olduğu sendikanın çağrılarına uymak olan binlerce öğretmen hazırlanan listelerle bir gecede işinden oldu. Binlerce öğretmen de sıranın kendisine geleceği tehdidiyle yeni hazırlanacak listelerde ben de olacak mıyım tedirginliğiyle baş başa bırakıldı. Eğitim-Sen’in örgütlülüğünü dağıtmak amacıyla oluşturulan korku ikliminde bulanık suda balık avlamak isteyenlerin ekmeğine yağ sürüldü.

TEOG birincisi Tunceli’de neredeyse tüm öğretmenler PKK ile ilişkilendirilerek açığa alınmış. Bölgede bu durum haklı olarak velilerin tepkisiyle karşılanmıştı. Ovacık’ta bir okulun bütün personeliyle açığa alınması gerçekten trajik komik olaylardan biriydi. Ders zilinin çalmasına bir hafta kala sabahleyin okulu açacak hizmetli bile görevden alınmıştı. Neyse ki Tunceli valiliği yapılan girişimler ve halktan gelen yoğun itirazlar sonucunda 418 öğretmenin göreve iade edildiğini duyurdu.19 Eylül sabahı minik yürekler öğretmenlerine sımsıkı sarılabilecekler.

Diğer illerden Diyarbakır en fazla açığa alınmanın olduğu bir il, 4313 kişiyle listenin en başında yer alıyor.  926 öğretmenle Hatay’ın listede yer alması durumu açıklar nitelikte. Çünkü Eğitim-Sen’in toplumsal muhalefeti örgütlediği, örgütlülüğünün güçlü olduğu yerlerde açığa almalar sayısal olarak artış gösteriyor. Özellikle Cerattepe direnişinin halkla birlikte yerel örgütlenmesinde yer alan Hopalı öğretmenler hazırlanan listede es geçilmemesi demokratik muhalefete tahammülsüzlüğün göstergesi.

At iziyle it izini karıştığı bir ortamda en büyük görev eğitim sendikalarına düşüyor. Yaşananlardan ders çıkararak “laik bilimsel “eğitimin mücadelesini sözde değil özde vermenin çabası içinde olmalılar, açığa alınan üyelerinin haklarına sahip çıkarak mücadeleyi yükseltecek yeni olanakları özgün mücadele biçimlerini yaratmalılar. Sendikaların, üyesi olsun olmasın bütün mağdurlara hukuksal desteği sunmanın görevleri olduğu bilinciyle hareket etmeleri gerekir.

Ders zili büyük sorunlarla çalacak. Pazartesi günü. 1 milyon kadar öğrencinin öğretmensiz okula başlayacağı tahmin ediliyor. Yetkililerin bu açığı norm fazlası öğretmenlerle kapatacağı yönündeki söylemleri pratik ve uygulanabilir değil.

Eğitimin olağanüstü hali öğretmeniyle öğrenci ve velisiyle pek çok sıkıntının yaşanacağı günleri de beraberinde getirecek.

Kayıtsızlık ve belirsizlik gelecek günlerdeki kaosun ayak sesleridir.

Buradan çıkış demokrasi ve katılımla gerçekleşir.