2015 Newroz’u yaklaşırken bir hareketlilik söz konusu. Son olarak HDP ve AKP hükümeti ortak barış süreci açıklamasında bulundular. HDP İmralı heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan’ın çağrısını kamuoyuna duyurdu.

Tabii akabinde tartışmalar da beraberinde geldi. Bu tartışmalar çok çirkin söylemlere de dönüşmedi değil.

Söylemler çok yanlış olduğu gibi; anlaşılmalar ve yorumlamalar da çok yanlış.

'PKK silah bırakacak, dağdan inecek'' söylemlerini ne kadar doğru ve samimi olabilir?

Öyle bir izlenim yaratılıyor ki, ''PKK yaptığından pişman, ana yuvasına geri dönecek, devlet babaya sığınacak''mış gibi.. İşte AKP’nin seçim oyunları bunlar!

Yapmayın efendiler! Süreç üzerinden seçimlere oynamayın! Yazık olur, ziyan olur..

Dürüst olun. Doğruları konuşun.

Bir defa Ortadoğu'da bu kadar hareketli bir dönem yaşanırken PKK'nin silah bırakması mümkün değil. ‘Kurtlar sofrasına kuzu bırakmak’ olur bu.

Görüle, PKK silah bırakmayacak, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı olan 'silahlı eylem'lerini sonlandıracak. Tabii müzakereler esnasında Sayın Abdullah Öcalan'ın 10 maddelik yasa tasarısı somut bir şekilde uygulanmaya başlarsa. Barış sürecini çıkmaza sokan sözde ‘iç güvenlik yasası’ geri çekilirse.

‘İç güvenlik yasası’ savaş hazırlığıdır. Savaş hazırlığında olan sisteme karşı PKK gül atacak değildir.

Zaten beklenen açıklama da çok gecikmeden geldi.

KCK yürütme konseyi üyesi Mustafa Karasu: "'PKK kongre yapıp silah bırakacak' yaklaşımı çarpıtmadır! Demagojidir!" diyerek, tartışmalara açıklık getirecek bir konuşma yaptı.

Somut adımlar atılmaya başlandığı vakit; Sırrı Süreyya Önder'in aracı olmasıyla değil, birebir sayın Öcalan'ın açıklamasıyla silahlı eylemler de sonlandırılır. (Öyle kuru metinle olmaz)

Hiçbir siyasi parti PKK'yi dağdan indirecek kudrette de değildir. Aynı zamanda 'silahlı mücadeleyi sonlandırın' diyecek hükmü de yoktur. PKK'nin silahlı mücadeleyi devam edip ya da sonlandıracağını, süreci başlatan ve baş aktör olan PKK lideri sayın Abdullah Öcalan belirler.

AKP ve HDP barış sürecinde sadece siyasi bir aktör olarak aracılık edeceklerdir. Barış içinde ısrarlı tavrını en başından beri sürdüren HDP’dir.

Kılıf aramayı bırakıp, tebrik etmek lazım! Bu süreçte de yanlarında olmak lazım! Sonra çıkıp: ‘Hani barışıyorduk?’ söylemleri blöf yapmaktan başka bir şey olabilir mi?

Çok zor dönemlerden geçtik unutmayın!

Özellikle 6-7 Ekim olaylarında, sürecin bittiğini dahi düşünmeye başladık.

İmralı’dan gelen açıklamayla birlikte sürecin devam ettiği ve provokasyonlara gelmeyin uyarısı, her iki taraf içinde uzlaştırıcı oldu. Zaten 6-7 Ekim olaylarında, barış sürecinin baş aktörü de daha iyi anlaşılır oldu.

Şimdi iyi düşünün.