İSTANBUL - HES projelerine, termik ve nükleer santrallara, maden aramalarına, GDO’lu tohumlara, 2B uygulamalarına isyan edenler, topraklarına sahip çıkmak için Ankara’ya doğru yola çıktı. Yaşar Kemal’in yürüyüşe destek verdiğini kaleme aldığı bir yazı ile açıkladı. ‘Doğaya düşman olan bir ülke olduk’ diyen usta yazar ‘Anadoluyu Vermeyeceğiz’ diyerek yola çıkanların yolu açık olsun’ ifadelerini kullandı.

“Anadolu’yu vermeyeceğiz” sloganıyla düzenlenen yürüyüş 40 gün 40 gece sürecek. Mayıs ayının ortasında binlerce kişi Ankara’da buluşup TEKEL işçileri gibi çadırlar kuracaklar ve talepleri gerçekleştirilinceye kadar geri dönmeyecekler.

Büyük yürüyüşün ilk kolu 2 Nisan’da Doğu Karadeniz’den yola çıktı. Güney Ege Kervanı 9 Nisan Cumartesi Yuvarlakçay’dan at arabaları ile yola çıkarken Mezopotamya Kervanı da 10 Nisan Pazar Hasankeyf’ten hareket etti. Batı Akdeniz Kervanı bugün Antalya’dan, Doğu Akdeniz kolu 16 Nisan’da Antakya’dan, Ege Kervanı 17 Nisan’da İzmir Bornova Meydanı’ndan yollara düşecek.

24 Nisan’da Enez’den yola çıkması planlanan Trakya Kervanı, 2 Mayıs’ta İstanbul’a ulaşacak ve buradaki katılımcıların da eklenmesiyle Ankara’ya doğru yürüyüşe devam edilecek. Son kol olan İç Anadolu Kervanı ise 5 Mayıs’ta Avanos’tan yola çıkacak.

Anadolu doğasının son yıllarda uğradığı büyük yıkıma karşı başlayan yürüyüşe yazar Yaşar Kemal destek verdi. Yaşar Kemal, yazısında Anadolu’yu talan edenlere “Anadolu’yu keyfiniz için bu hallere sokuyorsanız yanlışsınız. Belki siz de Anadolulusunuz da başınız dönmüştür. Bugün varsınız yarın yoksunuz, bu Anadolu insanları kolay bağışlamaz. Anadolu, topraklarının üstüne titrer” diyor.

YAŞAR KEMAL’DEN DESTEK

Yaşar Kemal’in Büyük Anadolu Yürüyüşü için kaleme aldığı yazı şöyle:

“Doğaya düşman olan bir ülke olduk.

Toros dağları bizim dağlarımızdı. Çocukluğumda, gençliğimde dağlara yaylaya giderdik. Bahar ve yaz günlerimiz Toroslar’da geçerdi.

Yaylalar çok güzeldi. Ormanlarda çiçeklerin kokusundan geçilmezdi. Yiyecek otlar herkese güç verirdi. Dağlarda insanlar hastalık bilmezlerdi.

Bugüne geldik. Bu günler, o günler değil. Bu ağaçlar o ağaçlar değil, bu çiçekler o çiçekler değil. Yaylara girildi, ormanlar kesildi, ağaçlar gece gündüz ovalara, şehirlere, kasabalara, köylere taşındı, ceviz ağaçları da başka ülkelere. Ormanlarda ceviz ağaçları tükendi.

Eskiden her kırk, otuz, yirmi çınarın altındaki pınarlar kalmadı, kızlarına o pınarların adını koyanlar da hemen hemen kalmadı. Yağmur suları ile köylerin, kasabaların, illerin evleri, bahçeleri, tarlaları sular altında kaldı. Yağmur suları artık her yeri kesip kıracak.

Bu, kazançlarından başka dünyayı görmeyen, bilmeyen yöneticilerin marifetidir. Bu, erozyon deyince gülenlerin, ne olduğunu bilmeyenlerin ahmaklığıdır.

Son yıllarda bir de barajlar çıktı. Bilenler bilir, dünyada birçok ülke barajların belasına uğramıştır. Bizde barajların ne olduğunu bilmeyenler gitsinler Rusya’yı Mısır’ı görsünler, gelsinler bizi görsünler. Adana’yı, Urfa’yı görsünler. Gelenler bir de Allianoi’yi, Hasankeyf’i görsünler.

Allianoi’nin ne olduğunu bilmeyenler üstüne çakıl taşı dökmüşler. Oysa burası insanlığın sağlık merkezidir, insanlığın kutsal bir yeridir. Bizim kıymetli barajcılarımız çok zekilerdir, üstünü çakılla, kumla örtmüşler.

Niçin görsünler insanlar onları? Görsünler de güldüklerinden utansınlar.

Bir de Hasankeyf var. Hasankeyf’te baraj yapılsın diye bize, bize değil barajcılara bazı Avrupa ülkeleri para vermek istemişler, sonra da seçmenleri bu paranın nereye gideceğini anlayıp tepki verince parayı vermekten vaz geçmişler. Sayın ya elbette sayın politikacılar herhalde şaşırmışlardır.

Bize gelince Anadolu babamızın çiftliği değildir. Size ben söylüyorum. Ben bir Anadolu köylüsüyüm. Anadolu’yu baştanbaşa gazeteci olarak dolaştım. Bu halkı iyi biliyorum. Anadolu’yu keyfiniz için bu hallere sokuyorsanız yanlışsınız. Belki siz de Anadolulusunuz da başınız dönmüştür. Öyledir herhalde, bilemiyorum, başınız dönüyorsa Allianoi’ye gidin, belki size bir ilaç bulunur.

Size öğüt vermek istemiyorum, öğüt sevmem, konuşmamı öğüt saymayın.

Bugün varsınız yarın yoksunuz, bu Anadolu insanları kolay bağışlamaz. Anadolu, topraklarının üstüne titrer, Kurtuluş Savaşımız’a bakın.

Bugün bir kez daha “Anadoluyu Vermeyeceğiz” diyerek yola çıkanların yolu açık olsun.”

ANF