HDP İzmir Milletvekili Adayı Ertuğrul Kürkçü; bilim insanlarına, yerel yönetime, kentte yaşayanlara danışılmadan merkezi yönetim tarafından yapımına başlanan ve 24 Mayıs’ta Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından törenle açılacağı duyurulan Konak Tünellerinin yapım aşamasının; merkezi yönetimin baskıyla yerel yönetime müdahale etmesinin örneği olduğunu söyledi.

HDP İzmir Milletvekili Adayı Ertuğrul Kürkçü ile tarihi, kentsel ve arkeolojik sit alanında olan Konak Tünellerini konuştuk.

-Yaşamı savunan İzmirliler tarafından tartışmalı bir konu olan Konak Tünelleri hakkında HDP ne düşünüyor?

E. Kürkçü: Öncelikle projenin yapım sürecinin yanlış olduğunu düşünüyoruz. Proje AKP’nin kentlere, tarihe, kültürel bellek ve birikime, demokrasiye bakış açısını sergilemesi açısından son derece önemli bir örnek.

-Nedir AKP’nin bakış açısı?

E. Kürkçü: Konak-Yeşildere arasındaki tüneller kentin merkezinde, can damarında. Etrafı yerleşim yerleriyle dolu. İnsanların yaşam alanı. Böylesi bir projeye başlamadan önce kentte yaşayanların bilgisine başvurulması, görüşlerinin alınması gerekir. Yani kentte yaşayanlar kullanacakları hizmet hakkında görüşlerini, fikirlerini belirtmeliler. Ancak bu projede görüyoruz ki, kent yönetimi de dâhil kentliye hiçbir şey sorulmadan, hatta onlara rağmen yapılan bir iş var.  Kent ulaşımına son derece faydalı dahi olsa, biz kentte yaşayanlara rağmen, kentlinin özgür idaresinin karşısında bu şekilde bir dayatmayı kabul etmiyoruz. Kaldı ki bilim insanları, meslek odaları, tünelden zarar gören semt sakinleri tünelin hataları ve neden olduğu zararlar konusunda davalar açılmışken…

-HDP’nin kentlerdeki yatırımlar, hizmetler konusundaki önermeleri nedir?

E. Kürkçü: HDP’nin savunduğu demokratik özerklik tam da bu tür yatırımların nasıl hayata geçirileceğine dair somut yöntemler içeriyor. Demokratik özerklik işte tam da burada devreye giriyor. Demokratik özerklikte, yerinden yönetimde, yerellerin güçlendirilmesinde söz konusu ettiğimiz budur. Biz bu tür yatırımlara kentlinin karar vermesinden yanayız. Kent insanı, ilgili meslek odaları, üniversitelerden uzman bilim insanları ve güçlendirilmiş yerel yönetimler projeleri enine boyuna tartışmalı ve sonuca böyle ulaşılmalı. Kentte yaşayanlar, yaşadıkları kent hakkında söz sahibi olmalı. Bu nedenle baskıcı merkezi yönetim yerine, demokratik özerklik diyoruz. Bunu Türkiye’nin her tarafı için istiyoruz. İzmir için, İstanbul için, Diyarbakır için, Konya için… Yani demokratik özerklik yeni bir devlet arayışı değil, yerellerin kendi kaynaklarını kullanarak ve merkezin desteği ile kendisini yönetmesidir, yerinden, yerelden yönetimdir.  Demokratik özerklik, Türkiye’nin demokratikleşmesinde, toplumsal barışın gerçekleşmesinde, halkların özgür ve gönüllü birliğinde önemli bir rol oynayacaktır diyoruz. 

TMMOB İKK’DAN TEPKİ

Konak tünellerini dava konusu yapan TMMOB İKK’dan Melik Yalçın’ın da konuyla ilgili görüşlerini aldık.

-TMMOB İKK bu projeye neden itiraz ediyor.

M.Yalçın: Biz bu projenin yapım sürecinde izlenen yolun yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bu proje kent planlarında bulunmazken, Büyükşehir Belediyesinin haberi dahi olmadan Merkezi Hükümet tarafından planlandı ve yapımına başlandı. Biz bu nedenle bu projeye “gecekondu projesi” dedik.

-Projenin ne tür sakıncaları olduğunu düşünüyorsunuz?

M. Yalçın: Kentlere ilişkin üretilen projeler net ihtiyaçlardan kaynaklanır ve hayata geçirilmesi için de kentin master planları ile uyumlu olmak zorundadır. Örneğin ulaşımla ilgili böyle bir proje kentin ulaşım master planlarında tanımlanmalı, yapılacağı yerde her türlü bilimsel etüdler yapılmalıdır. Tünelin geçtiği bölge Kentsel Sit, Tarihi Sit, 2. ve 3. Derece Arkeolojik Sit ile 2. Derece Doğal Sit Alanının ve korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescilli yapıların bir arada bulunduğu bir alandır. Böyle bir alanda tünelin yol açacağı olası tahribatın araştırılmasını bırakın; teknik etüdler bile yapılmadan, ben yaptım oldu mantığıyla tünel çalışması başlatılmıştır. Süreç içerisinde tünelin üst tarafında bulunan tarihi damlacık semti oturulamayacak hale gelmiş, yok olmayla yüz yüzedir. Ulaşım master planlarıyla örtüşmeyen, ne işe yarayacağı henüz herhangi bir raporla açıklanmayan bu projenin de kentin ulaşımına ne yarar getireceğini merakla bekliyoruz.

(Demokrat Haber)