Danıştay ‘dur’ demezse Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun deyimi ile “İzmir’i başka yere taşımak gerekecek”. Çünkü kentin içme suyu ağır metal kirliliği riski altında olacak…

İzmir Efemçukuru’nda işletilen altın madeni ile ilgili yerel davalarda Danıştaydaki acele kamulaştırma kararı davasının sonucuna kilitlenmiş durumda. Efemçukuru ve İzmir’in kaderi Danıştayın elinde diyebiliriz. Geçtiğimiz yıllarda altın madeni ile ilgili tartışmalarda Kocaoğlu “Bu madeni engellemek için elimden geleni yapacağım. Ya bu maden duracak ya da İzmir’i taşımak zorunda kalacağız” demişti.

İzmir’e 20 kilometre uzaklıkta, kente su sağlayan barajların havzasında bulunan Efemçukuru köyünde işletilmek istenen altın madeni ile ilgili kamulaştırma davasına devam edildi. Madenci şirket TÜPRAG’a tarlalarını satmayan tek Efemçukuru Köylüsü Ahmet Karaçam’ın yanı sıra, EGEÇEP ve Gülder sözcülerinin de katıldığı duruşmayı, şirket müdürleri de izlediler. Karaçam’ın Avukatı Arif Ali Cangı, uzun süredir Danıştayda olan Bakanlar Kurulu Acele Kamulaştırma kararının henüz sonuçlanmamış olması nedeniyle bu kararın sonucunun beklenmesini talep etti. Danıştay’daki dosyanın sadece Efemçukurunu ve İzmir’i ilgilendirmediğini belirten Cangı, “Bu dosya öyle sanıyorum ki son dönemlerde gittikçe çığırından çıkan bu Bakanlar Kurulu Acele Kamulaştırma kararları için de bir içtihat oluşturacak. O yüzden sonucunun beklenmesi gerekli” diye konuştu.

YENİ İDDİALAR

Enerji Bakanlığı adına Hazineyi temsil eden avukatın mazeret bildirerek katılmadığı duruşmada hakim Danıştay kararının sonucunun beklenmesi gerekçesiyle duruşmayı 21 Aralık 2011 tarihine erteledi.

Mahkeme süreçleri devam eden madenin, çalışmalarına çoktan başladığı öğrenildi. Maden alanından çıkarılan cevherin torbalara doldurularak kamyonlara yüklendiği ve Eşme’deki Kışladağ altın madenine götürüldüğü belirtilirken, köylüler bu taşıma işleminin özellikle akşamları yapıldığını dile getirdiler. Madenin yakınlarında bulunan ve Kokarpınar Deresi’ne dökülen Kazangölü Deresi’nde bir süredir balık ve kurbağa ölümlerinin olduğu köylülerin aktardığı iddialar arasında. Avukat Arif Ali Cangı, Müvekkili Ahmet Karaçam’ın arazisinin madenin sağlık koruma bandı içerisinde bulunduğunu ve Karaçam’ın bu araziyi satmadığını kaydederek, “Şirket Karaçam’ın arazisine sınırından sağlık koruma bandını çekmek zorunda kaldı bu nedenle. Bu ise madenin sağlık koruma bandı ile ilgili yönetmeliklere aykırı davrandığı anlamına geliyor. İlerleyen günlerde bununla ilgili de hukuki girişimlerimiz olacak” dedi. (Özer Akdemir /İzmir/EVRENSEL)