İstanbul 4. İdare mahkemesi'nde, görülen davaya, davacılar Avukat Gonca Yılmaz, Taksim Platformunun üyeleri, vatandaşlar ile davalı taraf İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kültür Bakanlığı'nın avukatları katıldı.

Avukat Gonca Yılmaz, Taksim Meydanı'nın düzenlenmesini içeren imar planın iptali için dava açtıklarını ve mahkemeye 25 sayfalık dilekçe sunduklarını belirtti.

Taksim Meydanı'nın 1993 yılında kentsel sit alanı ilan edildiğini söyleyen Avukat Yılmaz, 6 Ocak 1999 yılında da Taksim Meydanı'nın, Cumhuriyet Anıtı, Gezi Parkı ve AKM'nin birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğu yönünde 1 No'lu Koruma Kurulu’nun bir kararı bulunduğunu söyledi. 

"PLAN HALKA SORULMAMIŞTIR"

Taksim Yayalaştırma Projesinin mevzuata aykırı olduğunu savunan Avukat Yılmaz, "Bu plan tadilatları sivil toplum kuruluşlarına ve halka sorulmamıştır. Halkın katılımı engellenmiştir. Bu nedenle bile bu plan düşüyor. Halk söz konusu projelere ilişkin demokratik şekilde tepkilerini dile getirmiştir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Topçu Kışlası'nın AVM olacağını açıklamıştır" dedi. Avukatın bu sözleri üzerine mahkeme başkanı "Konumuz dışına çıkmayalım" diyerek uyarıda bulundu.

"PROJENİN YAYALAŞTIRMA OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"

Avukat Yılmaz, " Yayalaştırma Projesi aslında yayalaştırmama projesi. Halkın Taksim’e gitmesi için duvarlara yapışarak yürümesi gerekiyor. Gezi Parkı’na girilmiş, Gezi Parkı'na tecavüz edildi. Parkın 747 metrekaresi artık yok" dedi.

"Taksim Yayalaştırma denilen projenin ben yayalaştırma olmadığını düşünüyorum" diyen Avukat Yılmaz, Taksim Yayalaştırma Projesi'ne ilişkin fotoğrafları da heyete göstererek projenin mevzuata aykırı oldığınu söyledi. Fransa ve İngiltere'de yapılan yayalaştırma projelerine ilişkin fotoğrafları da mahkeme heyetine gösteren Gonca Yılmaz, "İngiltere'de meydanlara araç giremez. Kültür miraslarının korunması için egzos dumanlarının da olmaması gerekiyor. İngiltere'de kent merkezine gitmek için vergi uygulaması getirilmiş ve vatandaşların metroyu kullanması öneriliyor. Ben kültür varlıklarının korunması gerektiğini söylüyorum. Yayalaştırma projesi yayalaştırma sağlayamaz, yayaların yürümesinin imkansız olacağı bir projedir. Her yönüyle plan hukuka aykırıdır.Halkta bunu düşünüyor. Planın iptalini ve yürütmeyi durdurma kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu.

KARAR YAZILI OLARAK VERİLECEK

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını temsil eden avukatı ise Taksim’de yapılanların tamamen hukuka uygun olarak yürütüldüğünü söyledi. Avukatlar davanın reddine karar verilmesini talep etti. Avukat konuşmasını salondan yükselen gülüşmeler nedeniyle zaman zaman yarıda kesti. Mahkeme Başkanı duruşmanın bittiğini, kararının taraf avukatlarına yazılı olarak verileceğini söyledi.

"PLAN TADİLATLARI DA HUKUKA AYKIRI"

Davaya ilişkin bilgi veren Avukat Gonca Yılmaz vatandaşlar olarak açtıkları davanın duruşmasının görüldüğünü söyleyerek şöyle konuştu:

"Geçen sene Mayıs 2012'de açmış olduğumuz davada, bugün Taksim Meydan Projesi olarak anılan, yayalaştırma projesi olarak anılan plan tadilatlarının iptali için vatandaşlar olarak başvurmuştuk. Ben de vatandaşları temsilen bu davayı açtım. Aradan geçen zaman içinde biz defalarca yürütmeyi durdurma istedik. Maalesef yürütmeyi durdurma taleplerimiz reddedildi. Bu red kararları sonucunda maalesef, sizin de gördüğünüz inşaatlar başladı. Hukuka aykırı olduğunu düşündüğümüz inşaatlardı bunlar zaten. Plan tadilatlarınında hukuka aykırı olduğunu duruşmada dile getirdik. Dedik ki, 'Böyle bir yayalaştırma projesi olmaz. Çünkü sizin yayalaştırma projesi dediğiniz şey, idari işlemin konu, amaç, maksat ve şekil bakımdan aykırılık teşkil etmektedir' dedik. Çünkü dedik ki 'Bu plan tadilatlarında plan notlarında, Topçu Kışlası olarak bahsedilen bugün Gezi olaylarının başlamasına neden olan o ucube yapının maalesef plan notlarında da geçtiğini görüyoruz. Bir planlama anlayışına aykırıdır bu. Çünkü, siz bir yerde plan yapacaksanız, yeşil alanı yapılaşmaya açacaksanız, bir kültür mirasının yok olmasına neden olacaksanız bunun en azından imar planlarına geçirilmesi gerekmektedir. Hem imar yasasına göre hem koruma kanuna göre koruma amaçlı imar planlarının bu şekilde yapılması gerekmektedir. Ama maalesef bu mevzuata uyulmuştur ne kendi yaptıkları imar plan tadilatlarına uyulmuştur.

27 Mayıs'da bu halkın ayaklanmasına neden olan olay aslında koruma kurulu Asker Ocağı Caddesi'ndeki o Gezi Parkı'na dalan projeyi onaylamamıştır. Kurul kararı olmasına rağmen o caddeye de girilmiştir. O caddeye girilmesi hem koruma kurulu kararına aykırı, hem kendi planlarına aykırı. Kendileri sunmuştur çünkü koruma kurulana bu planları ve kendi kararlarına uymamışlardır. Bir kez daha bunları duruşmada dile getirdik. Yürütmeyi durdurma talebiz oldu, kararı bekleyeceğiz." (SkyTürk)