194 ülke, küresel ısınmayla mücadelede uzlaştı ancak sonuç çevrecileri memnun etmedi. Emisyonları azaltma konusunda bağlayıcı antlaşma 2015 yılına kadar müzakere edilip sonuçlandırılacak. Ancak 2020’de yürürlüğe girecek.

 

Güney Afrika’nın ev sahipliğindeki BM İklim Konferansı’nda uzlaşma, 36 saatlik uzatma ve maraton müzakerelerin ardından sabah saatlerinde geldi. Başlangıçta 12 gün sürmesi planlanan konferans, iki günlük uzatmayla, BM iklim konferansları tarihinin en uzun konferansı olarak rekor kırdı.

 

Zirvede, 2012 yılı sonunda süresi dolacak olan Kyoto Protokolü'nün yerini alacak yeni bir uluslararası antlaşma için yol haritası oluşturma kararı alındı. Antlaşma için müzakerelerin 2015 yılına kadar sürdürülmesi ve üzerinde uzlaşılan önlemlerin 2020 yılında hayata geçirilmesi kararlaştırıldı. Burada elde edilen en büyük başarı, yeni antlaşmanın tüm ülkeler, yani Kyoto Protokolü’nde sera gazlarının azaltılması yükümlülüğü altına girmeyen ABD, Çin, Hindistan gibi ülkeler için de bağlayıcı hedefler getirecek olması.

 

Varılan uzlaşma uyarınca konferansa katılan 194 ülke, küresel ısınmanın iki santigrat derecenin altında tutulması hedefi doğrultusunda sera gazı emisyonlarını azaltacak. 2017 ya da 2020 yılında yürürlüğe girmesi öngörülen uluslararası iklim antlaşması sadece sanayi ülkeleri değil, kalkınmanın eşiğindeki ve kalkınmakta olan ülkeler için de bağlayıcı olacak.

 

Konferansın bir diğer önemli sonucu, AB’nin ikinci bir yükümlülük periyodunu kabul etmesi. Kyoto Protokolü’nde imzası bulunan AB ülkeleri, ikinci bir antlaşmaya kadarki dönemde yükümlülüklerini sürdürmek için Kyoto’da imzası bulunmayan ülkelerin de katılımını şart koşuyordu. Bu geçiş sürecinin beş yıl mı, sekiz yıl mı süreceği, önümüzdeki yıl masaya yatırılacak.

 

MÜKEMMEL DEĞİL ANCAK...

 

Ancak maraton müzakerelerin ardından gelen bu sonuçlar hâlâ istenen seviyede değil. Ev sahibi Güney Afrika’nın Dışişleri Bakanı Maite Nkoana-Mashabane uzlaşma öncesinde müzakere heyetlerine şu çağrıda bulundu.

 

 “Sanırım hepimiz sonucun mükemmel olmadığının farkındayız. Ama mükemmelliğin, iyi ve mümkün olan bir şeyin düşmanı haline gelmesine izin vermemeliyiz.”

 

ÇEVRECİLER ELEŞTİRDİ

 

Çevre kuruluşları ise Durban’dan yeni iklim hedefleri çıkmamasını eleştiriyor. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF),  AB’yi yeni antlaşmanın hukukî bağlayıcılığı konusunda verdiği mücadelede pes etmekle suçladı. WWF-Almanya’nın iklim bölümü yöneticisi Regine Günther, küresel ısınmadaki artışı iki dereceyle sınırlandırabilecek güçlü bir yol haritası oluşturma fırsatının kaçırıldığını belirtti.

 

Doğal Hayatı Koruma Vakfı’ndan Tasneem Essop da sonucun kendilerinde hayal kırıklığı yarattığını belirterek şunları kaydetti:

 

 “Bizim buradan beklentimiz iklim değişikliği konusunda acil eylemdi. Ve şüphesiz buradaki en büyük sorun karbondioksit emisyonlarının azaltılması için hemen harekete geçilmesi konusundaki irade eksikliği. Yani sonuç olarak temelde elimiz boş kaldı.”

 

İklim uzmanı Martin Kaiser ise genel olarak zirveden çıkan sonuca şüpheli yaklaşmasına rağmen bazı ülkelerin direnişten vazgeçmesini önemli bir başarı olarak görüyor:

 

 “Çin ve Hindistan’ın Brezilya ve Güney Afrika ile birlikte uluslararası bir iklim antlaşmasına katılmaya hazır olmaları bir başarıdır. Sonuçta ABD’nin hukukî bağlayıcılık konusunda (Kyoto’daki gibi) yine dışarıda kalıp kalmayacağı sorusu ise Demokles’in kılıcı gibi hâlâ başımızın üstünde sallanmaya devam ediyor.”

 

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu (DW/Ajanslar/dpa)

Editör: Ayhan Şimşek