Mehmet Lütfü Özdemir / Demokrat haber

9 Temmuz günü İstanbul’dan yola çıkan Yaşam ve Dayanışma Yolcuları dün Akkuyu Nükleer Santrali protesto eyleminden sonra yoluna HES’lerle, RES’lerle, termik santrallerle, orman yangınları, maden ocakları ve endüstriyel atıklarla saldırıya uğrayan yaşam alanlarını ziyaret ederek devam ediyor.
Yaşam ve Dayanışma Yolcuları’nın bugünkü durağı  Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Değirmenözü köyündeki HES şantiyesiydi. Değirmenözü köyünde Köprüçay üzerindeki HES inşaatından kaynaklı olarak 4 Haziran 2016’dan itibaren milyonlarca ‘sıraz balığı’ ölmüştü.

Antalya Manavgat Değirmenözü'ndeki HES dere yatağını kurutmuş ve HES inşaatının sürdüğü alan bu durumda:



Yaşam ve Dayanışma Yolcuları ve A Platformu’nun (Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu) ortaklaşa gerçekleştirdiği basın açıklaması öncesinde HES şantiyesi çalışanları ile gerginlik yaşandı.

Şantiyeye doğru ellerindeki pankartla yürüyen aktivistlere çalışanlar engel olmak istedi. “HES öldürür, HES’i kapat balığa hayat!” pankartıyla şantiye alanına girmeye çalıştıkları sırada aktivistlerin önü ve çevresi iş makineleri ve HES çalışanları tarafından kesildi. HES çalışanları, aktvistleri dere kıyısından uzaklaştırmak ve yolda yürümelerini engellemek istediler. Aktvistler yolun kamuya ait olduğunu, dere kıyısının da kıyı kanuna göre ‘kamuya ait’ olduğunu, basın açıklamalarının da ‘anayasal hak’ olduğunu belirterek dereye kıyısı olan yol üzerinde basın açıklaması yaptılar.

Açıklamanın ardından yola devam etmek üzere şantiye önünden ayrılan aktivistlere köyün kadınları ve çocukları el sallayarak destek olduklarını gösterdiler. Köylüler aktivistlerle dayanışma içerisinde olduklarını köyde ürettikleri ekmek ve domates vererek gösterdi. Çeşme önüne gelen aktivistlerin yanına sesleri duyarak gelen diğer köylüler ise ekolijistler ile hem fikir olduklarını, HES’i istemediklerini ve mücadeleye birlikte devam etmek istediklerini belirttiler.



Bölgede yapılan açıklama şöyleydi:

HES ÖLDÜRÜR HES'İ KAPAT BALIĞA HAYAT

Köprüçay doğduğu yerden denize döküldüğü yere kadar 173 km lik alanda akar ve bunun büyük bir bölümü Köprülü Kanyon Milli Parkının içinden akmaktadır.
Milli Parkın yaşam kaynağı olan bu çayın üzerinde ise 3 hes projesi ve bir de baraj inşaatı vardır.

Bu inşaatlardan biri olan Değirmenözü hes inşaatı nedeniyle Köprüçay’ın en naif ve kırılgan balıığı olan sıraz balıklarından milyonlarcasını öldürmüştür.
Bölge halkının tanıklığıyla kanıtlanmış ve bilim insanlarının yaptığı açıklamalar ile somut biçimde hes inşaatında kullanılan kimyasallı çimentoların Köprüçay’a karışmasının balıkları öldürdüğü ortadadır.

Hesler Türkiye’nin her yerinde doğanın katilidir ve bu katil hes projeleri Köprüçay’da da balıkları öldürerek, halkın tarlalarını, bahçelerini suladığı çayına da zehir karışmıştır.

HESLER yaşatmıyor öldürüyor

Ülkemizde hes yapmak uğruna, adeta doğayı tüketircesine bir katliam silsilesine başlanmıştır. Nerede bir akarsu varsa orada bir saldırı ve tahribat projeleri hazırlanmıştır. Projelerin başladığı her yerde bir başka bir ölüm yaşanmaktadır. Kimi yerde orman, kimi yerde balık, kimi yerde de insanlar inşaatlarında ölmektedir.

Değirmenözün’de  HUKUKSUZ BAŞLAYAN HES ŞİMDİ TAM CELLADA DÖNMÜŞ DURUMDADIR.

Yapılan çalışmalarla hesler bölgede hem halkı, hem coğrafi yapıyı, hem de hukuku da tahrip etmeye devam etmektedir.

1-Değirmenözü’nde hes, Köprüçay Mili Parkının çevreleyen alanda yapıldığı için Milli parkın ekolojik dengesi şimdiden  bozmaya başlamış bu durum balık ölümleriyle açıkça ortaya çıkmıştır.

2- Değirmenözünde hes Proje inşaatı, imar planı onaylanmadan başlanılmıştır.

3- Şirket, köylülerin yaşlı olması, yalnız olması nedeniyle istediği her şeyi yapmayı ve elde etmeyi maalesef başarmıştır. Köylerdeki insanların yalnızlığını şirketler baskıya dönüştürmektedir.

4-Hese karşı dava açıldığı halde, şirketler süren davayı gözardı etmekte ve hukuk dışı biçimde inşaat devam etmektedir. Köylü lehine hukuk değil şirket lehine hukuk legal olmaya başlamıştır.

5-Köyde patlatıcılar kullanılmış, dinamit kullanılmış ve köylülerin evleri zarar görmüştür.

6- hesler her yerde dere yataklarına zarar vermektedir. Değirmenözü’nde de hes dereyi daraltmış, hafriyatları dere yatağına yığmıştır.

7- can suyu verilecek derenin de önü kapatılmıştır hafriyat yığılmış su geçişine engel olunmaktadır.

Köylüler şikayet ettiği halde DSİ hala dereyi eski haline getirmek için işlem yapmamaktadır.

KÖPRÜÇAY ENDEMİK BİTKİ türleri vardır  ve NESLİ TEHLİKE ALTINDA OLAN KUŞLAR VARDIR

Milli parkta vadi tabanlarından, dağların çıplak doruklarına doğru çam, servi, sedir ve çok sayıda yapraklı ağaç türlerinden meydana gelen bitki örtüsü zengin maki topluluğu ile desteklenmektedir. 400 hektarlık saf Akdeniz servisi ormanı, milli parkın flora özelliklerinin en önemli ve en belirgin olanıdır.
Bölgede 1000 civarında bitki taksonu bulunmaktadır.

Yaban hayatının belli başlı üyeleri; geyik, dağ keçisi, ayı, tilki, kurt, tavşan, sansar ve porsuktur. Köprü ırmağı ve kollarında bol miktarda alabalık bulunmaktadır.

Yırtıcı kuşların da mekanı olan bu alanda nesli tehlike altında olan kızıl akbabalar yaşamaktadır.

HESLER BU MİLLİ PARKA GELEN SULARI 10 KM. DEN BAŞLAYARAK 150-200 METREYE KADAR BORUYA HAPSEDECEKTİR.

BALIKLARIMIZI HALKIMIZI KÖYLERİMİZİ VE RAHAT BIRAKIN SİZİ İSTEMİYORUZ

Bizer A Platformu, Yaşam ve Dayanışma Yolcuları ve Antikapitalist Müslümanlar olarak doğayı rahat bırakın diyoruz.

A Platformu

Yaşam ve Dayanışma Yolcuları