Enerji Piyasası Denetleme Kurulu’nca (EPDK) alınan bir kararla ülkemizde akaryakıta ‘biyoyakıt’ katkısı zorunlu hâle getirildi. Çiftçi-Sen, hazırladığı raporla agroyakıtların tehlikelerine işaret etti, vazgeçilmesini istedi.

İSTANBUL- EPDK aldığı kararla Türkiye'de akaryakıta ‘biyoyakıt’ katkısını zorunlu hâle getirildi.

Çiftçi-Sen “Agroyakıtlar ve Türkiye” başlıklı bir rapor hazırladı. Raporda, "agroyakıtların doğa dostu olmadığı, küresel ısınmaya sebep olan sera gazı salınımını azaltmadığı, tersine arttırdığı bilimsel çalışmalarla ortaya konuluyor.

BİYOYAKIT DEĞİL AGROYAKIT

Günümüzde bir pazarlama stratejisi olarak her şeye “biyo” yaftası yapıştırıldığı kaydedilen raporda, "Tarımsal yakıtların biyoyakıt diye adlandırılarak 'yenilenebilir' enerji sınıfına sokulması özellikle gelişmiş ülke hükümetlerine kolay yoldan çevreci/doğa dostu makyajı yapma imkânı sağladı. Oysa aşağıda gerekçelerini anlatacağımız üzere, hükümetlere yenilenebilir enerji kriterlerini yerine getirme fırsatı veren ‘biyoyakıtlar’ hiç de o kadar ‘biyo’ değiller. Bu yüzden, bu yakıtlar için biyo takısını kullanmak yanlıştır. Doğru ifade biçimi ise tarımsal anlamına gelen ‘agro’ takısını kullanmaktır."

Biyo, Yunanca bios kelimesinden gelir, hayatı ve yaşayan bir organizmayı ifade eder. Biyoyakıt ise yaşayan bir organizmanın hayatının sonlanmasıyla ortaya çıkartılan bir yakıt türü.

Raporda, "Teknik olarak tarımsal üretimle elde edilen ve hiç de doğa dostu olmayan bu akaryakıt biçimine biyoyakıt, biyodizel vs. demekten vazgeçip gerçek tanımlarıyla, agroyakıt/agrodizel diye hitap etmek gerekir. ‘Biyo’ takısıyla yaratılmak istenen doğallık, saflık, yenilebilirlilik yanılsamasından kaçınılmalıdır" deniliyor.

KARARIN RASYONELLİĞİ TARTIŞILMAYA MUHTAÇ

Raporda, "Uzun yıllardan bu yana uygulanagelen tarım politikaları sonucunda kendine yeterlilikten çıkarılan Türkiye, agroyakıt üretme kararıyla yeni bir yanlışa yelken açmaktadır" deniliyor.

Çiftçi-Sen, "Agroyakıt üretiminde kullanılacak olan yağlı tohum ve tahıl ürünleri konusunda üretimimiz ihtiyacımızı karşılayamadığından net ithalatçı konumundayız. Alınan yeni kararla milyonlarca ton ürün ve milyon hektar araziye varabilecek toprağın insan ve hayvan gıdasından dışlanmasına neden olacağından kararın rasyonelliği tartışılmaya muhtaçtır" diyor.

BENZİNE ETANOL İLAVE EDİLECEK

EPDK’nın kararına göre, benzin türlerine 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yüzde 2, 1 Ocak 2014 tarihi itibarıyla da en az yüzde 3 oranında yerli tarım ürünlerinden üretilmiş etanol ilave edilecek. Motorin türlerinde de yerli tarım ürünlerinden üretilmiş yağ asidi metil esteri (YAME) içeriğinin (biyodizel) 1 Ocak 2014 tarihi itibarıyla en az yüzde 1, 1 Ocak 2015 tarihi itibarıyla en az yüzde 2, 1 Ocak 2016 tarihi itibarıyla en az yüzde 3 olması gerekiyor.

Çiftçi-Sen'in hazırladığı rapor, EPDK’nin kararının Türkiye için ne anlama geldiği, agroyakıtların doğaya dost olup olmadığı ve gıda yerine yakıt amaçlı tarımsal üretimin gıda krizi ve açlık sorunlarına etkisi ile ilgili değerlendiriyor.

AGROYAKIT DOĞA DOSTU MUDUR?

Raporda, "Yaratılmak istenen yanılsamanın aksine, tarımsal yakıtlar doğaya zarar vermeyen, doğa dostu bir yakıt değildir" deniliyor.

Agroyakıtların doğaya verdiği zararlar dört ana başlıkta toplanıyor.

-Agroyakıtlar sera gazı emilimini arttırmaz, azaltır.

-Agroyakıtlar fosil yakıt tüketimini azaltmaz, arttırır

-Agroyakıtlar yüksek fosil yakıt tüketimine dayalı endüstriyel tarım uygulamasını arttırır.

-Agroyakıt endüstrisi yüksek oranda atık su yaratır.

İKİ DEPO BENZİN İÇİN...

Raporda, şu değerlendirmeler yer alıyor:

"FAO’ya göre, bir insanın karnını doyurabilmesi için ihtiyaç duyduğu minimum arazi miktarı 700 metrekaredir. Türkiye’deki verimlilik hesaplarıyla, 700 metrekarede yetişen mısırdan 193.2 litre etanol üretilebiliyor. Etanolun enerji miktarı benzinin 2/3’ü kadar olduğu için, 193.2 litre etanol 128.8 litre benzine denk geliyor. 128.8 litre benzin 3 depo bile etmiyor (kimi arabalarda 2 depo). Bir insanın bir yıl boyunca karnını doyurabileceği toprak 2-3 otomobil deposuna ayrılabilir mi? Ayrılırsa gıda fiyatları nerelere fırlar? Bunu Dünya Bankası’nın verilerine bakarak anlamak mümkündür."

AGROYAKITLAR GIDA FİYATLARINI YÜKSELTİYOR

Raporda, agroyakıtların gıda fiyatlarının yükselmesinin en önemli nedenleri arasında sayıldığı kaydedildi.

Bu yeni enerji sektörünün tüm lobi faaliyetlerine rağmen, sonuçların yıkıcılığına Dünya Bankası raporlarında da yer verildiği ifade edilerek, "Dünya Bankası’nın üst düzey kıdemli ekonomistlerinden Donald Mitchell, Nisan 2008’de hazırladığı raporu ortaya çıkan ürkütücü sonuçtan dolayı dolaşıma sokmamış, geri çekmiştir" denildi.

Geçen yılın ortalarından bu yana, gıda fiyatları dünya genelinde yüzde 40 arttığı belirtilen raporda, "Yukarıdaki veriler ışığında baktığımızda, agroyakıtların kullanımı ve yetiştirilmesi kamu politikalarıyla desteklenmesi son derece sakıncalıdır" ifadelerine yer veriliyor.

Raporun son bölümünde ise Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu'nun taleplerine yer verildi:

-Agroyakıtların doğa dostu olmadığı, küresel ısınmaya sebep olan sera gazı salınımını azaltmak bir yana, tam tersine, körüklediği kabul edilmelidir.

Agroyakıtlar, ormanlara ve gıda üretimine ayrılmış topraklar ile rekabet içine girdiğinden, agroyakıtları özendirecek politikalar terk edilmeli, kamu desteği verilmemelidir.

Yüksek fosil yakıt kullanımı gerektiren endüstriyel tarım yerine, küremizi soğutan, daha az enerji gerektiren ve daha verimli olduğu kanıtlanmış olan doğa dostu küçük aile çiftçiliği devlet politikası olarak uygulanmalı ve desteklenmelidir. (ETHA)

(Çitçi-Sen raporunun tamamına Karasaban.net’ten ulaşabilirsiniz… )