Komisyonlar kuruluyor, araştırmalar yapılıyor, raporlar yayınlanıyor ancak devamı bir türlü gelmiyor. Bafa Gölü’nü kurtaracak kalıcı bir adım atılmıyor.

Bafa Gölü ile ilgili kirlilik haberleri yıllardır kamuoyunun gündeminde. Kuraklığın da etkisiyle iyice susuz kalan gölde, yosun patlaması daha mayıs ayında başladı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2014 yılı için hazırlanan acil eylem planının içeriği konusunda ise bilgi vermiyor. Gölün en büyük kirleticisi olan Büyük Menderes Nehri de yeni mevzuatı bekliyor.

Bafa'ya su giriş-çıkışı Devlet Su İşleri tarafından kontrol ediliyor. Mayıs-eylül arası göle su verilmiyor. Barajlardaki temiz su tarım için kullanılıyor. Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Erol Kesici, gölde üniversite adına her ay düzenli ölçüm yapan ekipten. Kesici, ani yosun çoğalmasının kirlilik belirtisi olduğunu söylüyor:

El Cezire Türk'ün haberine göre Bafa Gölü'nün dibi su bitkileri ve alglerden oluşan balçık tabakasıyla kaplı. Sebebi kirletici kaynaklardan gelen ve bu bitkileri besleyen azot ve fosfor gibi maddelerin sudaki oranının artmış olması. Bu tarz göllerin sularında oksijen miktarı ve canlı türü çeşidi azalır. Bu boyutta yosunlaşma gelinen en son nokta, yok olma aşamasının göstergesi.

Kesici ve ekibinin yıl boyunca yaptığı ölçümler, Bafa suyundaki oksijen miktarının şimdiye kadarki en düşük seviyelerinde olduğunu gösteriyor.

Gölün çevresindeki en büyük balıkçı köyü Serçin'de, kendisi de eski bir balıkçı olan muhtar Durmuş Kavak, eskiden bu gölün etrafını geçindirdiğini, bugünse durumun tam tersi olduğunu anlatıyor.

"30-35 sene önce sular temizdi. Balığa çıktığımızda gölden su içerdik. Artık hayvanlar bile içmiyor bu suyu. Mevsiminde günde 1-1.5 ton balık çıkardı şimdi 300-400 kilo anca çıkıyor. 30 yıl önce 700'ün üzerinde üyesi vardı balıkçı kooperatifinin bugün 250 filan anca vardır."

Kirlilikten zarar gören bir diğer sektör de turizm. Gölün kuzeydoğusundaki Kapıkırı, bir zamanların plajıyla ünlü bölgesi. Eskiden yaz aylarında Kuşadası, Bodrum gibi yakın turistik beldelerden günübirlik turlar düzenlenirmiş buraya; artık gelen giden yok.

Bafa Gölü'nü kurtarmak için şimdiye kadar yapılanlar, komisyon ve plan çalışmalarından öteye geçemedi. Bafa Gölü Tabiat Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı 2008'de yürürlüğe kondu. Bafa Gölü Kirliliği'nin Araştırılması komisyonu 2011 yılında kuruldu.
Son olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Bafa'daki kirliliğin önlenmesi için Mayıs 2013'te bir komisyon oluşturdu.
Çalışmaların ne durumda olduğunu bakanlığa sorduk. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, 2014 yılı acil eylem planı hazırlandığını, Eylül 2013'te gerekli kurum ve kuruluşların görevlendirildiğini, 2014 sonunda çalışmaların değerlendirileceğini ve bir rapor hazırlanacağını söyledi.

Acil eylem planının içeriği konusunda detaylı bilgi vermeyen Havza Yönetimi Dairesi Başkanlığı’ndan Ayfer Özdemir, plan çerçevesinde başta Büyük Menderes Nehri olmak üzere kirliliğe neden olan parametrelerin düzenli olarak takip edildiğini, görevli kurumların kendi sorumlulukları çerçevesinde önlemler aldığını ancak uzun yıllardır kirliliğe maruz kalan gölü iyileştirmenin zaman alacağını belirtti.
Kirlilik haberlerinin basında yer almasının ardından Milas Kaymakamı Fuat Gürel 2 Haziran Pazartesi günü, kirliliğin giderilmesi için DSİ Bölge Müdürlüğü'nün Büyük Menderes Nehri'nden Bafa Gölü'ne su vermeye başladığını açıkladı. Gürel, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın da konuyla ilgili çalışma başlattığını belirtti.

Ancak su ürünleri uzmanı Erol Kesici, gölün yıllardır kirliliğe maruz kaldığı için Büyük Menderes'ten su girişinin yeterli olmadığını söylüyor. Çünkü, Afyon’un Dinar ilçesinden doğup Ege Denizi’ne dökülen 584 kilometre uzunluğundaki Büyük Menderes'in suyu, Bafa Gölü'ndeki kirliliğin başlıca nedenlerinden. Kesici, "Büyük Menderes'ten gelen suyun kalitesi çok önemli. Göle mutlaka temiz su verilmeli. Ayrıca göl bir bütün olarak değerlendirilip hem mekanik hem biyolojik temizlik yöntemleri uygulanmalı" diyor.

Bafa Gölü yüzlerce yıl önce Ege Denizi’nin bir parçasıydı. Yerinde antik Latmos Körfezi vardı. Körfezin denizle bağı Büyük Menderes Nehri’nin getirdiği alüvyonlarla kesilince, ortaçağ sonlarına doğru göl şeklini aldı. Bafa ve çevresi 1989'da doğal ve antik sit alanı, 1994'te de tabiat parkı ilan edildi. Nesli tükenme tehlikesi olanların da bulunduğu 250’nin üzerinde kuş, 300’ün üzerinde bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Herakleia, Latmos, Myus antik kentleri de burada.

Su ürünleri uzmanı Erol Kesici, nehrin endüstriyel, tarımsal ve evsel atıklarla kirlendiğini ve bu atıkların Bafa Gölü'nde toplandığını söylüyor. 2011'de hazırlanan TÜBİTAK raporunda da benzer etkenler kirletici olarak sayılıyor.
Belediyelerin evsel, organize sanayi bölgelerinin ise endüstriyel atık arıtma tesisleri var ancak Büyük Menderes’e atık suların kaçak boşaltılması önlenebilmiş değil. Ancak daha vahim olanı, arıtılmış biçimde nehre boşaltılan suların da kirletici olması. Endüstriyel atık arıtma tesislerinden çıkan sular, yasal standartlara uygun olsa bile tarımda kullanılabilecek nitelikte olmuyor.
Uşak Deri Karma Organize Sanayi Atıksu Arıtma Tesisi'nin arıtma birim sorumlusu, yüksek çevre mühendisi Mehmet Çağrı Karabuğa, suyu tarımda kullanılacak duruma getirebilecek bir arıtma tesisinin çok maliyetli olacağını, Türkiye için bunun şu an çok zor olduğunu ve sanayicinin bunu karşılayamayacağını söylüyor.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, arıtma standartlarının hangi kriterlere göre belirlendiği sorumuza verdiği yazılı cevapta "Standartlar bakanlığımız tarafından ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte belirlenir… Büyük Menderes’teki 'spesifik kirleticilerin' tespitiyle ilgili çalışmalar sürmektedir" dedi.

Mevcut yönetmelikte farklı sanayilerin atık suları nasıl arıtacağına ilişkin standartları da farklı. Örneğin deri sanayi, tekstile kıyasla daha kirli su deşarj edebiliyor. Bakanlık bu konudaki sorumuza, "2015 yılından sonra alıcı ortam bazlı deşarj standartları oluşturulacak ve uygulamaya geçilecektir" cevabını verdi. Endüstriyel arıtma sularının tarımda kullanılmasıyla ilgili bir çalışma olup olmadığı sorusuna da Bakanlık "Mevzuat hazırlık çalışmaları sürmektedir" yanıtını verdi.