Doktorlar, antibiyotiğe karşı dirençli genler taşıyan GDO ve ürünlerinin Türkiye'ye girmesi durumunda hastaların antibiyotiğe karşı dirençlerinin artacağını ve bu hastaları artık tedavi edemeyeceklerini açıkladı.

 

Yargı bu endişeleri dikkate alan kararlara imza attı. Ancak bakanlığın buna rağmen ''Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'' Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

 

GDO ÜRÜNLERİ YASAKLANMIŞTI

GDO'ya Hayır Platformu'ndan konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Ülkemizde ilk biyogüvenlik mevzuatı 26 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe giren Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik oldu. Bu yönetmelik ile "insan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin ithalatı ve piyasaya sürülmesi" yasaklanmıştı. Ancak, 20 Nisan 2010 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile bu yasak kaldırıldı. 2010 yılında çıkarılan Biyogüvenlik Yasası’na da böyle bir yasak konmadı" görüşüne yer verildi.

 

DANIŞTAY, 'KAMU YARARINA AYKIRI' OLDUĞUNA HÜKMETMİŞTİ

Biyogüvenlik Yasası çerçevesinde, 13 Ağustos 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelikte de antibiyotiğe karşı direnç geni yasağının yer almaması üzerine Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığının dava açtığının anımsatıldığı açıklamada, "Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 'antibiyotik direnç geni içeren GDO ve ürünlerinin orta ve uzun vadede insanların ve hayvanların tedavisinde kullanılan antibiyotiklere direnç geliştirebileceğine, bu durumun insan ve hayvan sağlığını geri dönüşümü olmaksızın olumsuz etkileyebileceğine, bu tür ürünlerin ithalatının ve piyasaya sunulmasının tamamen serbest bırakılmasının taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğuna' hükmetti" ifadelerine yer verildi.

 

'TEDAVİ İMKANSIZLAŞACAK'

Antibiyotiğe karşı direnç geninin, bitki hücresine yapay bir şekilde dışarıdan sokulan gen ya da genlerin işlev görüp görmediklerinin tespitini yapabilmek amacıyla aktarılmadığının altı çizilen açıklamada,  "Aktarım tamamlandıktan sonra hücrelerin bulunduğu ortama yüksek dozda antibiyotik ilave edilir. Aktarılan genler işlev görmeye başladıysa hücreler antibiyotikten zarar görmez. Genler işlemiyorsa hücreler ölür. Canlı kalan hücreler uygun tekniklerle çoğaltılarak GDO‘lu tohumlar oluşturulur. Ancak, antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO‘lu ürünlerin (gıda ve yem) tüketilmesi gerek insan sağlığında gerekse veteriner hekimlikte kullanılan antibiyotiklere karşı direnç oluşmasına neden olabilmektedir. Bu da rahatsızlanan insan ve hayvanın tedavi edilmesinin zorlaşması hatta imkansızlaşması anlamına gelmektedir" denildi.

 

BAKANLIĞIN EKLEDİĞİ 'ANTİBİYOTİK' HÜKMÜ

Açıklamada ayrıca şu görüşlere yer verildi: "Durumun bu denli ciddi olmasına karşın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 22 Şubat 2012 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile yasaklara "GDO ve ürünlerinin, insan ve hayvanların tedavisinde kullanılan antibiyotiklere direnç genleri içermesi halinde, bu ürünlerdeki direnç genlerine yönelik bilimsel araştırma sonuçlarının insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe zararlı olmadığı Risk Değerlendirme Komitesi raporu ve Kurul Kararı ile tespit edilmedikçe bu ürünlerin ithal edilmesi ve piyasaya sürülmesi" hükmünü ekledi.

 

'BAKANLIK YARGI KARARINI DOLANIYOR'

Yargı, insan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotik direnç genleri içeren GDO ve ürünlerini yasaklarken, yönetmelik değişikliğindeki haliyle bu yasağın "Risk Değerlendirme Komitesi ve Biyogüvenlik Kurulu Kararına" bırakılması, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı‘nın yargı kararının etrafından dolanarak bu kararı etkisizleştirme çabasıdır.

 

32 GDO'LU ÜRÜNE İZİN VERİLDİ

Satır araları incelikle doldurulmuş bu düzenlemeyi kabul etmiyor ve derhal yargının belirttiği şekilde düzeltilmesini istiyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclis‘indeki Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Tarım Bakanı, Müsteşarı, Genel Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı 2009 yılında bir yönetmelik düzeyinde temsil edilen biyogüvenlik mevzuatı çerçevesinde bundan böyle ülkemize GDO ve ürünlerinin giremeyeceğini iddia etmişlerdi. Ancak çok kısa bir süre sonra yönetmeliğe göre oluşturulan Bilimsel Komite ve devamında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı mısır, soya, pamuk, kanola, patates, şeker pancarı ürünleri ile ikisi de yem katkı maddesi olmak üzere GDO’lu 32 çeşidin girmesine izin verdi! Bu örnekler bizlere yargı kararı ile netleşmiş antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin yasaklanması gibi son derece önemli bir konunun tekrar komite raporu ve kurul kararına bırakılamayacağını göstermektedir.

 

GDO'LU YEMLER KURULUN SİTESİNDE YER ALIYOR

Biyogüvenlik Yasası çerçevesinde 2010 yılında oluşturulan Biyogüvenlik Kurulu ve onun altında çalışan bilimsel komiteler bugüne kadar GDO’lu 3 soya çeşidi ile 13 mısır çeşidine yem amaçlı kullanılmak üzere izin verdi. Bugüne kadar olumsuz tek bir GDO kararı çıkmadı. Yine yem amaçlı kullanılmak istenen GDO‘lu 9 mısır çeşidi 27 Şubat 2012 tarihine kadar Kurulun web sayfasında halkın görüşüne sunulmaktadır.

 

'BAKANLIĞIN HASSASİYET GÖSTERMEMESİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ'

Rahatsızlandıklarında antibiyotik tedavisi uygulanan hayvanların antibiyotik bulaşan sütleri son derece sakıncalı kabul edilirken, aynı soruna yol açan, olumsuzluğu bilimsel verilerin yanında artık yargı kararıyla da onaylanan antibiyotiklere karşı direnç genli GDO ve ürünleri için ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı‘nın aynı hassasiyeti göstermemesi son derece düşündürücüdür. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bilinçli ya da bilinçsiz yaptığı yönetmelik değişikliğini en kısa sürede yargı kararına uyumlu hale getirmediği takdirde GDO‘ya Hayır Platformu halkımızın ve çevrenin sağlığının korunması konusunda üstüne düşen sorumluluğu yerine getirecektir."

 

Yusuf Yavuz / ATLAS