3573 Sayılı "Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunu"nda 7’nci kez yapılmak istenen değişiklikle Türkiye zeytinliklerinin yüzde 70'i tehdit altına girecek. Bu rakam 167 milyon zeytin ağacından 117 milyona denk geliyor. Ümmühan Tibet, değişiklikle zeytinliklerin 'idam fermanının' onaylanacağını söyledi. 

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Meclis’e sunulan ve önümüzdeki günlerde oylamasının yapılması beklenen “3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun”da değişiklik yapılması öngörülüyor. Yapılacak olan değişiklikle mevcut zeytinlik alanların yüzde 70’inin sanayi tehdidi altına alınacağı belirtiliyor.

HEM ZEYTİNLİKLER HEM DE ZEYTİN PİYASASI KAYBEDECEK

Ahmet Kanbal'ın dihaber'de yer alan haberine göre, Türkiye’de 826 bin hektar zeytinlik alan üzerinde yaklaşık 167 milyon civarında zeytin ağacı bulunurken, yapılmak istenen değişiklikle tehdit altına girecek olan zeytinlik miktarı da 578 bin hektar alanda 117 milyon zeytin ağacına denk düşüyor. Dünya zeytin üretiminin yüzde 10’unu, zeytinyağı üretiminin ise yüzde 6’sını karşılayan Türkiye, “Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı Taslağı”nda yer alan düzenleme ile ağaç ve doğa katliamının yanı sıra zeytin piyasasındaki gücünü de kaybedecek duruma gelecek. 

‘ZEYTİNLİKLERİN İDAM FERMANIDIR’

Konuya dair görüşlerini paylaşan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Ümmühan Tibet, yapılmak istenen değişiklik ile zeytinliklerin idam fermanının onaylanacağının altını çizdi. Tibet, 3573 Sayılı Kanunun daha önce 6 defa Meclis’te tüm partilerin oyları ile reddedildiğini hatırlatarak, “Nedir bu ısrarın sebebi” diye sordu. Zeytin ağaçlarının Anadolu’nun kadim ağacı olduğunu belirten Tibet, günümüzü değil geleceği ilgilendirdiğini ifade etti. Herhangi bir ürün gibi “Bu yıl dikilmese de olur” denilebilecek bir ağaç olmadığını dile getiren Tibet, zeytin ve zeytinliklerle ilgili politikalar oluşturulurken, ulusal bir çerçevede ele alınması gerektiğini söyledi. 

Yasada ısrar edilmesinin nedeninin madencilik ve inşaat sektörü ile rant konusu olan diğer sektörlerin sürekli saldırısı olduğunu dile getiren Tibet, “Biz ülkenin sanayiye, enerjiye ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Ama şu bir gerçek 3573 Sayılı Kanun birkaç defa revize oldu. Yapılan değişiklikler de hep ülke ihtiyaçları düşünülerek yapıldı. Sivil toplum kuruluşları ile birlikte zeytinliklere ve ağaçlara zarar verecek değişikliklerin ortadan kaldırılması ile yapıldı. Şimdiki konu ise, tam aksine zeytinlik alanların yok edilmesi, imara açılması, madenciliğe açılması, çevrenin yok edilmesi gibi dar çerçevede yaklaşılıyor” diye konuştu. 

‘ZEYTİNLİKLERİN YÜZDE 70’İ YAPILAN TANIM İÇİNDE’

Yapılmak istenen değişikliklere de dikkat çeken Tibet, öncelikle 3573 Sayılı Kanunun birinci maddesinde geçen Ormanlık, Zeytinlik saha tanımının doğru yapılması gerektiğini belirtti. Yapılmak istenen değişiklikle zeytinlik alanların tanımı için, “15 kültür çeşidi veya yabani zeytin çeşidinin bulunduğu alan” denildiğine dikkat çeken Tibet, Türkiye’deki zeytinlik alanların yüzde 70’inin bu tanım içinde olduğunu söyledi. Edirne’den Fethiye’ye kadar deniz kenarındaki zeytinliklerdeki tür çeşidinin 10-15 civarında olduğuna dikkat çeken Tibet, “Yasanın bu şekli ile kabulü demek yüzde 70’lik bu alanın talanı demektir. Tamamen keyfi uygulamalar neden olacaktır. Burada bu tanımı doğru yapmak lazım. Buradaki bu tanım çok hatalı bir tanım. Bizde de Avrupa Birliği’nce kabul edilen tanım yapılmalı. Bu tanımla zeytinlikler elden geçirilebilinir” dedi. 

‘BAĞIMLI BÜROKRATLARDAN OLUŞTURULAN KURUL KARAR VERECEK’

Yapılmak istenen değişiklik maddelerinin en önemlisinin 3573 Sayılı Kanunun 16. Maddesi olduğuna dikkat çeken Tibet şöyle devam etti: “Zeytinliklere dair karar verilmesi için bir kurul oluşturulması talep ediliyor. Bu talepte de zaten oluşan 9 kişilik komisyonun 5’i zaten kamudan. Yani illerdeki Bakanlık Müdürlüklerinden oluşan bürokratlar. Artı bir Ziraat Odaları, üniversite ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı bir enstitü deniliyor. Yani hepsi bürokrat aslında. Ortada sivil toplum kuruluşu temsilcisi ya da olayın direk muhatapları yok. Böyle bir kuruldan zeytinliklerin korunmasına dair bir karar çıkması mümkün değil. Böyle bir kurul tamamen göstermelik bir kurum. Eğer bir kurul oluşturulacaksa, sağ duyunun hakim olacağı, sivil toplum kuruluşlarından oluşan ve içinde mutlaka Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nden bir temsilcinin bulunacağı, çoğunluğun da bu bağımsız sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu bir kurul olmalı. Ancak oluşturulmak istenen kurula bakıldığında tamamen bağımlı bürokratlardan oluşan, göstermelik bir kurul. İşin asıl muhataplarının olmadığı bir kurul.”

‘KAMU YARARI NE?’

Bir diğer değişiklik yapılmak istenen maddenin 3573 Sayılı Kanunun 20. maddesinde yer alan “Zeytinlik alanlar ve bu alana 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç tesis yapılamaz” hükmü olduğunu belirten Tibet, bu hüküm değiştirilmek istendiğini söyledi. Tibet, bu hüküm yerine “Zeytin sahaları içinde ya da bu sahalara en az 3 kilometre mesafedeki zeytinliklerin bitkisel gelişimi ve çoğalmalarını engelleyecek, kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamaz ve işletilemez. Ancak alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartı ile Bakanlıklar ve kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilir” maddesinin getirilmek istendiğini söyledi. Yapılacak olan değişiklikte “Kamu yararı” ibaresinin ucu açık olduğuna dikkat çeken Tibet, “Kamu yararı ne demek? Açılması lazım. Ucu açık bir şey bırakıldığı zaman bu tanıma her şey dahil edilebilir. Buraya mutlaka kamu yararının ne olduğunun yazılması lazım” diye konuştu. 

‘PARASINI VEREN AĞACI KESEBİLECEK’

Aynı maddenin birinci fıkrasında da “Zeytinlik sahalar daraltılamaz. Zeytin ağaçlarının sökülmesi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir” şeklinde değiştirilmek istendiğini belirten Tibet, kurul olmadan Bakanlığın izninin yeterli görüldüğünü söyledi. İlgili madde ile ağaç kesenlerin tespit edilmesi durumunda ağaç başına 2 bin lira para cezası verilmesinin yeterli görüldüğünü belirten Tibet, madde ile “Parasını veren ağacı kesebilir” dendiğini söyledi. Milyonlarca liralık yatırım yapanlar için ağaçların kesilmesi karşılığında 2 bin liranın önemli görülmediğini belirten Tibet, “Tamamen kontrolsüz şehirleşmenin önünü açacak. Onlarca, yüzlerce yılda yetişen zeytin ağaçlarımızı yok edecek. Zeytinlikler yok edilecek. O zaman neden kurul toplanacak ki. Ne gerek var. Verir parasını keser ağaçları. Ne diye kendilerini yoracaklar. Milyarlarca liralık iş yapanlar için 2 bin lira ne ki?” diye sordu. 

'DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ İADE EDİLMELİ'

Tüm partilerin işbirliği içinde gerçekçi kararlar alması gerektiğini söyleyen Tibet, bu değişiklik teklifinin yeniden iade edilmesi gerektiğinin altını çizdi.