Michael Moore / THE HUFFİNGTON POST / Çeviri Radikal

Ve kış geldi çattı. Wall Street pek neşeli; mevsim değişikliği ruh halimizi de değiştirir, onları durdurma kararlılığımızı bitirir umudunda. Oysa yanılıyorlar. Daha 12 haftalık bile değiliz, ama ’Wall Street’i İşgal Et’ o kadar hızlı büyüyor ki, harekete katılan yüzlerce kenti veya düzenlenen binlerce eylemi takip bile edemiyoruz. Ülkenin tartışma konusu, geri döndürülemez biçimde değişti. Şimdi herkes nasıl olup da yüzde 1 onca parayla tüyerken, yüzde 99’un zar zor geçindiğinden bahsediyor. İnsanlar artık umutsuzlukla felç olmuş değil. Ülkemizi bankacılar, lobiciler ve onların Kongre’deki yardakçılarından geri alma vaktinin geldiğini biliyorlar.


İşgal hareketindeki kardeşlerime, eylemleri kış aylarında da sürdürmenin pek çok yolu olduğunu söylemek isterim. Birkaç aylığına hareketi içeri taşımak için belki de en iyi zaman bu. Dışarıdaki işgalleri sürdürme gücü olanlar devam etsin; geri kalanlarımız onlara yardım edip ısıtmak için elimizden geleni yapacağız.


Kış, hileli mortgage sistemleriyle evlerimizi işgal edip milyonlarca aileyi perişan eden kapitalizm kaptanlarına karşı; 50 milyon Amerikalıya “Doktora verecek paran yoksa git kendini becer” diyen vahşi sağlık sistemine karşı; 22 yaşındaki on binlerce genci bir anda ‘borçlular zindanına’ atan paralı eğitime karşı; 25 milyon Amerikalıyı işsiz bırakan ve bu sayede işçilerin geri kalanını ücret kesintilerini, sağlık sigortasından mahrum bırakılmayı ve sıfır iş güvencesini kabule mecbur eden emek pazarına karşı eylemlerimizi genişletmek için fırsat sunuyor.


Biz İşgal Hareketi’ndekiler, ‘Amerikan Rüyası’nın bu versiyonunu reddediyoruz. Odağımızı bu kış şu eylemlere kaydıralım: 

1- Evlerimizi İşgal Edelim. Ey bankalar, üzgünüm, insanın başını sokacak bir çatısının olması insan hakkıdır ve artık evlerimizi haciz ve tahliye emirleriyle işgal etmeyeceksiniz, çünkü onlar sizin değil, bizim evimiz. Kredi vermiş olabilirsiniz; ama bu size bizi veya komşularımızı kışın soğuğunda sokağa atma hakkı vermez. Mortgage’lı evlerin yaklaşık üçte birinin hacizde veya hacze düşmek üzere olduğu bu ortamda, İşgal Hareketi bankalar insanları evlerinden atmaya geldiğinde insan kalkanı oluşturacak yerel ‘İşgal Grev Güçleri’ kurmalı. Haciz yapılmışsa, ailelerin haczedilmiş evlerine tekrar taşınmalarına yardımcı olmalıyız. ‘Evlerimizi İşgal Edelim’ eylemi bugün başladı ve gün içinde birçok aile evlerini geri aldı bile. Bu, bankalar hileli uygulamalarını durdurmak zorunda kalana, ev sahiplerine mortgage’larını evlerinin gerçek değerini yansıtacak biçimde değiştirme ve taksitleri artık ödeyemeyenlere evlerinde kalıp kira ödeme imkânı verilene dek sürecek. Medya bu eylemleri haber yapmalı. Tahliyeler nadiren haber yapılıyor, zira haber olmanız için tahliye edilen evinizde bir Kardaşyan bulundurmanız gerek. 

2- Üniversitenizi İşgal Edin. Gezegendeki neredeyse bütün diğer demokrasilerde öğrenciler üniversiteye parasız veya hemen hemen parasız gidiyor. Bu ülkeler niye böyle yapıyor? Çünkü toplumlarının ilerlemesi için eğitimli bir nüfusa ihtiyaçları olduğunu biliyorlar. Bu olmadan üretkenlik, yenilik ve bilgili seçmenler de olmuyor ve bundan herkes zarar görüyor. Bizse ABD’de şöyle yapıyoruz: Eğitimi en düşük önceliklerinden biri haline getir; dünya hükümetleri veya ekonomi hakkında pek az şey bilen öğrenciler mezun et ve daha ilk işlerine bile başlamadan onları ağır borç altında ezilmeye mecbur et. Ve işte geldiğimiz yer: (Savaş dışında) Her konuda dünyanın 27 ila 34. sırasındayız. Bu sona ermeli. Öğrenciler bu kışı onlarca kampüste zaten yaptıkları şeyi yaparak geçirmeli –oturma eylemleri düzenlemek, öğrenci borç ofislerini işgal etmek, üniversite yönetimlerinin toplantılarını şiddet kullanmadan karıştırmak ve çadırlarını rektörlüğün bahçesine dikmek. 

3- İşinizi İşgal Edin. Kışı işyerlerinde sendika örgütlenmesiyle geçirelim. Ya da zaten sendikalıysanız, sendika liderlerinizden kıçlarını kaldırmalarını ve dedelerinizin yaptığı gibi atak olmalarını talep edin. Yahu şunu herkes bilmiyor mu: 1930’ların-1950’lerin grevleri olmasaydı, orta sınıfımız falan da olmayacaktı. On milyonlarca insan, işçilerin mücadelesi sayesinde yoksulluktan kurtulup orta sınıf imkânlarına sahip oldu. Bunu tekrar yapmanın vakti geldi. 

4- Bankanızı İşgal Edin. Bu kolay. Vazgeçin gitsin onlardan. Paranızı çekip kâr amacı gütmeyen bir kredi birliğine yatırın. Bunlar güvenilir kurumlar ve kararları açgözlülükle almıyorlar. Bir banka komşunuzu tahliye etmeye kalkarsa, o muhitteki banka şubesini 20 kişiyle birlikte işgal edin ve basını çağırın. Eyleminizi internette yayımlayın. 

5- Sigortacıları İşgal Edin. Sağlık güvencesi olmayan 50 milyon insan için ayağa kalkmakla kalmayıp tek bir talep öne sürmenin vaktidir: Kâr amaçlı, özel sektör kontrolündeki sağlık sigortası şirketlerinin ortadan kaldırılması. Şirketlerin insanların hastalığından kâr elde etmesi barbarlık değil de nedir? İtfaiye veya polise ihtiyaç duyduğumuzda kimsenin kâr etmesine izin vermeyiz. Yakın zamana kadar eğitim konusunda da izin vermezdik. Aynısı, doktora gitmek veya hastanede yatmak zorunda olduğunuzda da geçerli olmalı. O yüzden gidip Humana, United Health, Cigna, hatta sözüm ona ‘kâr amacı gütmeyen’ Mavi Haçları işgal etmekte geç bile kaldık. Bahçelerinde, lobilerinde veya paralı hastanelerde eylem yapalım.


Dostlarım, şu an zenginlerin paçası tutuşuyor. Kanıtı da geçen hafta olanlar: Cumhuriyetçilerin şef stratejisti zenginlerle bir araya geldi ve onlara tonlarını değiştirmelerinin hayırlarına olduğunu, aksi takdirde İşgal Hareketi tarafından ezileceklerini anlattı. Açgözlülüklerini değiştirmeleri gerekmediğine dair temin etti onları, tek yapmaları gereken konuşmalarını değiştirmek ve durumun PR’ını yürütmekti. Onlara ‘kapitalizm’ kelimesini asla kullanmamalarını söyledi –şu an İşgal Hareketi tarafından kirli bir kelime haline getirilmişti çünkü. Bundan böyle sadece ‘ekonomik özgürlük’ demeleri uyarısında bulundu. Ve hareketi eleştirmemeliydiler, çünkü Amerikalıların çoğunluğu ya hareketle hemfikirdi ya da benzer hisler içindeydi. İşgalcilere ve rahatsızlık duyan Amerikalılara sadece şunu demeliydiler: “Tamam, anladım.”


Evet, sadece 12 kısa haftada en kutsal kelimelerinin (Kapitalizm) canına okuduk ve onları kovalayıp savunmaya çekilmek zorunda bıraktık. Öyle yapmak zorundalar. Arkalarından milyonlarca insan koşuyor ve tek hedefimiz, onları iktidardan indirip yerlerine yüzde 99’un kontrol ettiği adil bir sistem koymak. Yüzde 1’in istediklerini yaptırdıkları iki partisi var, geri kalanımızın bir tane bile yok. Neden? Bu da değişecek. Sırada ‘Seçim Sürecini İşgal Et’ önerim var. Fakat ilk önce Kongre’deki kuklaların iplerini elinde tutanlarla başlamamız gerekiyor. İşte bu yüzden ‘Wall Street’i İşgal Et’ diyoruz. Perde arkasındaki asıl tiple iştigal her zaman daha iyidir.


Kışı İşgal Edelim! İşgal Hareketi’nin ‘Kış’ı muhakkak ki son derece umutlu bir Amerikan Baharı’na varacaktır. (7 Aralık 2011)