Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu tarafından hazırlanan rapora göre, geçen yıl 90 sendikacı öldürüldü, 75 sendikacı ölümle tehdit edildi.

Sendikal faaliyetlerde bulunan 2 bin 500 kişi tutuklandı, 5 bin kişi işlerinden atıldı.

ITUC'un Sendikal Hakların İhlali Raporu 2011, 2010 yılında sendikal hakların dünya genelindeki durumunu bütün çıplaklığıyla ortaya koydu.

Raporda, 143 ülkenin sendikal hak ihlalleri, sendikal hakların pratikte nasıl uygulandığı ve ulusal yasaların sendikal hakları ne ölçüde ve nasıl koruduğuna dair bilgilere yer verildi.

Raporda, özellikle sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık yapma hakkı konusunda dünya genelinde yaşanan gerilemeye vurgu yapıldı.

ITUC'un raporuna göre, küresel ekonomik kriz ile daha da belirgin hale gelen istihdam sorunu, istihdamın yaratılması ve korunması için politika üretmeye çalışan ülkelerde dahil olmak üzere tüm dünyada devam ediyor.

İşsizlik, yoksulluk ve güvencesizlik artarken büyük bankaların, finans gruplarının ve büyük şirketlerin hükümetlerin politikalarını yönetmesine izin veriliyor. Eşitsizlik büyürken bu eşitsizliğe bizzat neden olan temel uluslararası çalışma standartları da sürekli saldırıya uğruyor.

Bu küresel eğilimler hızlarını artırırken, birçok ülkede sendikalar, hükümetler ve işverenler tarafından sert bir şekilde baskı altına alınmaktadır. 2010 yılında, yasal sendikal faaliyetlere katılan 90 kişi öldürüldü ve 75 kişi ölüm tehditlerine maruz kaldı.

Ayrıca 2 bin 500 sendikacı tutuklandı ve 5 bin sendikacı işlerinden atıldı. Bunların dışında anti-sendikalist yapılardan kaynaklanan ve sendikacıları yıldırmayı amaçlayan birçok kayıt altına alınmamış olay bulunuyor.

Bu yıl bir kez daha Amerika en çok ölümün yaşandığı bölge oldu. Kolombiya'da 49, Guatemala'da 10 kişi öldürüldü. Ayrıca Kolombiya'da 20 ve Guatemala'da da 2 cinayet teşebbüsü kaydedildi.

Bangladeş, Brezilya, El Salvador, Honduras, Pakistan, Filipinler, Swaziland ve Uganda'da da cinayetler işlendi. Bütün uluslararası protestolara rağmen İran'da da öğretmen bir sendikacı idam edildi.

Belarus, Burma, Kamboçya, Cibuti, Rusya Federasyonu, Honduras, İran, Nepal, Nikaragua, Nijerya, Meksika, Filipinler, Swaziland ve Zimbabve'de birçok sendika, şiddet ve sürekli tehdit koşulları altında faaliyetlerine devam ediyor.

ILO Zimbabve Araştırma Konseyi, Zimbabve hükümetinin sendikal hakları sistematik bir şekilde ihlal ettiğini ortaya koydu. Cibuti'de çeşitli sendikal hak ihlali durumlarını çözmek için hükümetin hiçbir çabada bulunmaması da ILO tarafından açık bir şekilde tespit edildi.

Rapor, Bangladeş'ten, Güney Kore'den, Kamboçya'dan, Mısır'dan, Birleşik Arap Emirlikleri'nden, Hindistan'dan, İran'dan, Nijerya'dan, Panama'dan, Filipinler'den, Katar'dan, Tunus'tan ve Yemen'den de vakalar içeriyor.

Rapora göre, İran'da Tahran Otobüs İşçileri Sendikası'nın tutuklu lideri Mansour Osanloo serbest bırakılmadı ve en az 7 kişi daha hapsedildi. Ayrıca bir kişi de dayak cezasına çarptırıldı. Panama'da, çalışanların en temel yasal haklarını ortadan kaldıran düzenlemelere karşı düzenlenen protesto gösterilerine müdahale edilmesi sonucu yaklaşık 700 kişi yaralandı ve 101 kişi tutuklandı.

Grev ve diğer sendikal faaliyetler üzerindeki sert kısıtlamalar etkili sendikal temsili olumsuz etkilerken Burma, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde sendikacılık tamamen yasaklanmış durumda.

Özellikle tarım, kamu sektörü ve iç hizmetler gibi belli sektörlerde çalışan işçiler, aşırı geniş şekilde yapılan ''gerekli hizmetler'' tanımından dolayı sendikal haklardan mahrum bırakılmakta. Çin'de, Laos'ta, Kuzey Kore'de, Suriye'de, Vietnam'da ve birkaç ülkede daha ise tek, hükümet kontrollü ya da hükümet tarafından desteklenen sendikacılık modelleri faaliyette.

Raporda yer alan diğer çarpıcı eksiklikler, çalışma yasalarının zayıf olması ya da etkin bir şekilde uygulanmaması, çalışma müfettişliğine yeterince yatırım yapılmaması, her bölgede -özellikle de Körfez ülkelerinde- göçmen işçilere çok kötü muamele edilmesi ve dünya ihracat işleme bölgelerinde özellikle de kadın işçilerin suiistimal edilmesi.

Raporda, dünyanın en zengin bazı ekonomilerine de yer verildi. Özellikle de Amerika'da 2009 yılı için tespit edilen örgütlenme ve toplu pazarlık haklarının ihlalinin 2010 yılında daha da arttığı belirtildi.

İşçilerin örgütlenme ve toplu pazarlık yapma hakkını savunmanın ITUC'un başlıca görevi olduğu vurgulanan raporda, şunlar kaydedildi:

''Hakları saldırıya uğramış işçiler ile uluslararası platformlar da dahil olmak üzere (özellikle ILO gibi) dayanışma içerisinde olmak ITUC'un her zaman önceliği olmuştur ve olmaya devam edecektir. Küresel kuruluşlar ve uluslararası organizasyonlar vasıtasıyla –Birleşmiş Milletler, G20, uluslararası finans kuruluşları ve benzeri- hem insan onuru ve sosyal adalet hem de küresel yoksulluğu azaltarak sürdürülebilir kalkınma sağlayacak olan temel hakların korunması ITUC için her zaman en ön planda olacaktır.''

HABER PAN