Çeşitli sivil toplum kuruluşları ve vakıf üniversitesi çalışanlarından oluşan bir grup, sözleşmeli personelin işten çıkarılmasını, düşük ücret ve akademik hayatla örtüşmeyen uygulamaları protesto etti.

Beyoğlu'ndaki Galatasaray Lisesi önünde toplanan grup adına açıklama yapan Maltepe Üniversitesi araştırma görevlisi Burcu Yılmaz, görev yaptıkları vakıf üniversitelerinin, ülke ortalamasının üzerinde maaş alınan ve bürokratik baskıdan uzak şekilde çalışılan yerler olarak algılandığını belirterek, bu üniversitelerin, ticarileşmeyle doğrudan doğruya maruz kaldığını, kurucu ve mütevelli heyetlerin direktifleriyle yönetildiğini öne sürdü. Yılmaz, üniversitelere giriş ve çıkışlarda kart basılması zorunlu tutularak, haftanın 5 günü 09.00 ile 17.00 saatleri arasındaki mesai sistemine tabi kılındığını ifade ederek, şunları anlattı:

''Akşam saatlerine çekilen lisansüstü derslere de girmesi şart koşulan akademik kadroların hangi arada akademik üretim yapacakları sorusu, kurucuların ve mütevelli heyetlerin gündeminde yer almamaktadır. Uluslararası bir eğitim şirketince satın alınan Bilgi Üniversitesinde şahit olmaya başladığımız gibi bazı bölüm ve programlar karlı bulunmadıkları için kapatılmaktadır. Kapatılan bölümlerin öğrencileri zor durumda kalmaktadır. Sözleşme zamanı geldiğinde çeşitli kadrolarla sözleşme yenilememek çoğu vakıf üniversitesinde sistematik hale getirilmiş bir uygulamadır. Ücret düzeylerinin giderek düştüğü bazı yerlerde ödemelerin geciktirildiği vakıf üniversiteleri, cennet senaryosundan kabusa dönüşmektedir.''

Kamu üniversitelerindeki meslektaşlarının Yüksek Öğretim Yasası, kendilerinin 2547 ve 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi olduklarını söyleyen Yılmaz, bu durumun statü belirsizliğine neden olduğunu bildirdi.

Gruba destek veren Alman Sendikalar Birliği üyesi Thomas Sablowsxi de, Almanya'da da özel üniversite sayılarının arttığını belirterek, iş güvencesi olmayan kontratlarla çalıştıklarını, Türkiye ile benzer sorunlarının olduğunu, ancak kendi ülkelerinde örgütlenemediklerini anlattı.

AKŞAM