Büyük Anadolu Otel’de yapılan Genel Kurul'da Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın konuşmasının ardından sloganların devam etmesi üzerine sendika yöneticileri ve işçiler arasında kavga çıktı.

 

Toplantıda Çalışma Bakanı Faruk Çelik kürsüye çıkarken, işçiler Bakan'dan kıdem tazminatlarıyla ilgili açıklama talep ederken aynı zamanda temizlik işçilerinin haklarıyla ilgili görüşlerini kendileriyle paylaşmasını istedi.


YÖNETİM DEĞİŞECEK Mİ?

362 delegenin oy kullanacağı Genel Kurul'da mevcut başkan Mustafa Kumlu'nun listesi ile 12 sendikadan oluşan Sendikal Güç Birliği Platformu yarışacak. Sendikal Güç Birliği’nin başkan adayı Petrol-İş Sendikası Başkanı Mustafa Öztaşkın.


Türk-İş’in son dönemde işçinin yanında değil, hükümetin yanında yer alarak, işçi haklarının gerilemesine neden olduğunu belirten Güç Birliği Platformu üyeleri arasında Tekel Eylemlerinin örgütleyicilerinden Tek Gıda İş Genel Başkanı Mustafa Türkel de bulunuyor. Platformun diğer üyeleri ise, Petrol-İş, Basın-İş, Belediye-İş, Deri-İş, Hava-İş, Kristal-İş, Tezkop-İş, TÜMTİS ve Türkiye Gazeteciler Sendikası. Hürriyet gazetesinin haberine göre, 2 sendikanın daha güç birliğine destek verdiği ancak resmi olarak bunu açıklamadığı belirtiliyor.


MUHALİF SENDİKALAR NE İSTİYOR?

Sendikal Güç Birliği’ni oluşturan sendikalar, Türk-İş yönetimine iki temel konuda eleştiri yöneltiyor. Bunlardan birincisi Türk-İş’in konfederasyon gibi davranarak, üye sendikaların sorunlarına yeterince sahip çıkmadığını savunuyorlar. Eldeki hakları koruma stratejisiyle hükümete yakın durduğunu, bunun sonucunda da belediyeler ve TEKEL başta olmak üzere ‘kaybettiğini’ ileri sürüyorlar.

 

İkinci eleştiri noktaları ise Türk-İş’in Türkiye gündeminden uzak oluşu. Öyle ki 600 bin işçinin çatı örgütü olmasına karşın Türk-İş’in yeni anayasa, Kürt sorunu, kadına şiddet, deprem gibi konularda kanaat, görüş oluşturması gerektiğini belirtiyorlar. İşçilerin aynı zamanda vatandaş olduğuna dikkat çekerek, TÜSİAD’ın az sayıdaki üyesiyle Türkiye gündemine ilişkin her konuda çalışma yaptığına, rapor hazırladığına vurgu yapıyorlar.  “Aylardır 2012’de yeni kriz geleceği konuşuluyor. Ama bu Türk-İş’in gündeminde yok. Kriz işçiyi vurmayacak mı, işsiz bırakmayacak mı, alınacak ekonomik önlemler vatandaş olarak işçiyi etkilemeyecek mi” diye soruyorlar.

 

İtalya, İspanya, Yunanistan, İngiltere’de yapılan grevleri,  Wall Street eylemlerini anımsatarak, Türk-İş’in bunların yanından bile geçmediğini söylüyorlar.


KILIÇDAROĞLU'NDAN SERT ELEŞTİRİ

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, Türk-İş'e sert eleştiriler yöneltti.

 

Özelleştirme konusuna değinen Kılıçdaroğlu, dünyanın her yerinde özelleştirme yapıldığını fakat insanı yok sayan bir özelleştirmenin başka yerde olmadığını belirtti.

 

"Aç adamın karnı doyar mı, karnı doymayan bir adama özgürlüğü nasıl anlatacaksınız?" diyen Kılıçdaroğlu, "Siz işçisiniz, gücünüzü salonlarda kullanmayın. Siz gücünüzü buralarda kullanırsanız, yarın gazetelere haber bile olamazsınız" diye konuştu.

 

Anayasal güvencesi olmayan bir sendikacılık olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, anayasada sendikal özgürlük olmasına rağmen, sendikaya üye olan bir yurttaşın işten atıldığını ifade etti.

 

"Taşeron 21. yüzyılın kölelik rejimidir, bunu asla unutmayın" diyen Kılıçdaroğlu, kendisinin taşeron olarak çalışan hem akraba hem arkadaşları olduğunu ve 8 saat değil 18 saate kadar çalıştıklarını söyledi.

 

"Türk-İş'e bir sözüm var. Taşeron işçilerin haklarına sendikalı işçiler sahip çıkacaktır. Eğer Türk-İş, sendikalı işçiler haklarına sahip çıkmazsa, taşeron işçilere de sahip çıkmazlar" diyen Kılıçdaroğlu, taşeron işçilerin sokağa çıktığı zaman aldığı asgari ücretin ellerinden alındığını kaydetti.

 

"Ben Türk-İş Genel Kurulu'nda Tekel İşçileri'nin haklarının alındığını ve teslim edildiğini duymak isterdim" diyen Kılıçdaroğlu, "Onlar yolsuzluk mu yaptı, onlar devleti mi dolandırdı, onlar aldıkları paralarla gemi mi aldılar?" diye sordu.

 “HERKES GÖRÜŞLERİNİ ORTAYA KOYACAK”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ Türk-İş Genel Kurulu’nda konuşması sırasında yaşanılan protestoya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Olayları çıkaranların delege olup olmadıklarını da bilmiyorum. Onlar delege mi değil mi? Herkes kendi görüşlerini bir şekilde otaya koyacak. Doğru olan konuşarak ortaya koymak. Demokrasinin gereği herkesin birbirini dinlemesi birbirinin görüşlerine saygılı olmasıdır. İnsanların konuşmasını engellemek veya konuşturmamak demokrasi olamaz. Demokratik bir yapı içerisinde herkesin görüşünü söylemesi gerek. Onlar da görüşünü söylerler. Her türlü görüşe bizim kapımız açık. Bize gelip söyledikleri zaman biz zaten bunu dinleriz” diye konuştu.

Her genel kurulda olmasa dahi bazı kongrelerde bu tür protesto olaylarının yaşanabileceğinin altını çizen Bozdağ, bir başka gazetecinin “Size özel bir protesto olduğunu düşünüyor musunuz” sorusuna ise “Hayır” yanıtını verdi. 

 

ÖZTAŞKIN: TEPKİLER DEĞİŞİM İSTEĞİNİ GÖSTERİYOR

Türk-İş Genel Kurulu'nu değerlendiren Genel Başkan adayı Öztaşkın, tepkilerin değişim istediğini ortaya koyduğuna dikkat çekti. Tepkilerin AKP'nin emek karşıtı politikalarının benimsenmediğini gösterdiğini de söyledi.

 

Türk-İş Genel Başkan adayı Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, kongrenin ilk gününü ve AKP Hükümeti'nin bakanlarına yönelik protestoları ETHA'ya değerlendirdi.

 

Genel kurula damgasını vuran iki önemli gelişme yaşandığını kaydeden Öztaşkın, tepkilerin AKP'nin politikalarının benimsenmediğini gösterdiğini belirtti, tepkilerin aynı zamanda Türk-İş içerisinde değişim isteğini ortaya koyduğunu ifade etti.

 

Öztaşkın şunları söyledi: "Bir değişim isteği, yenilenme isteği ortaya çıktı. AKP'nin uyguladığı emek karşıtı politikaların işçiler, emekçiler, delegeler tarafından benimsenmediği, AKP'nin uygulamalarından memnun olmadığı ortada . Bu da gayet normaldir, eğer farklı olsaydı oturup düşünmek gerekirdi. Bunlara tepki konulması gerekiyordu, insanlar çıktılar demokratik bir şekilde ortaya koydular. Ben olumlu bir şey olarak görüyorum. İnşallah hükümetin aklını başına getirir, bu uygulamalardan vazgeçer."

 

Sendikal Güç Birliği'nin Türk-İş içinde değişimin fitilini tabanda ateşlediklerini söyleyen Mustafa Öztaşkın, “Bölgelerde toplantılar yaptık. Biz üyelerin vicdanlarının sesiyiz şu anda. Onlar Türk-İş'in değişmesini istiyor. Türk-İş'in politikalarının değişmesini istiyor. Hatta 90 derece dönüşmesini istiyorlar, öyle az buz değil. Biz onların sesiyiz, vicdanıyız. Üyelerin sesinin bütün delegelere yansıması gerekiyor diye düşünüyoruz. Herkesin sandığa geldiğinde bu değişim isteğine ve talebine uygun bir şekilde davranması gerekir” dedi.

 

Türk-İş yönetiminde bir değişim yaşanmadığı durumda AKP Hükümetinin işçilere yönelik hak gasplarını uygulamaya devam edeceğine dikkat çeken Öztaşkın şunları söyledi: "Eğer yeniden mevcut yönetim Türk-İş yönetimine seçilirse bunun anlamı aslında şudur: AKP'nin uyguladığı ve uygulamak istediği, gerek hükümet programında, gerek ulusal istihdam stratejisinde, gerekse orta vadeli mali programda yazılı olan, esnekleştirme, kuralsızlaştırma, kıdem tazminatının kaldırılması, bölgesel asgari ücret, kiralık işçilik bütün uygulamaları yapabileceği anlamına da gelecektir. Ve AKP'nin elini güçlendirecektir. Buna dur demek istiyorsak, hükümetin bu anlamda elini güçlendirmek istemiyorsak, burada Türk-İş yönetiminin değişmesi gerekiyor."

 

Türk-İş Genel Başkan adayı Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Sendikal Güç Birliği'nin ortaya çıkışı ve salondaki tepkilerin konuşmaları da etkilediğini kaydetti.

 

Öztaşkın şöyle konuştu: "Sayın Başkanın konuşması içerik olarak fena değildi. Ama acaba kim söyletti ona bunları. Sanki bizim eleştirilerimize yanıt verir şekilde, bizim taleplerimizi dile getirir şekilde konuşma yaptı. Bu olumludur. Sayın başkanın böyle konuşmasına bende ilk defa şahit oluyorum. Demek ki biz çok mesafe kaydetmişiz. Büyük bir ses getirmiş durumdayız. Etki yaratmış durumdayız. Tabi ki sayın bakana da söylettiren buradaki arkadaşlarımızdır. Burada sessiz bir çoğunluk olsaydı, hiçbir şey olmamış gibi davranılsaydı sayın Bakan neler söylerdi. Güç Birliği'nin çıkışı Türk-İş'te ve Türkiye sendikal harekette bir şeylerin değişmesi gerektiğinin işaretlerini veriyor."