Kot taşlama işince çalışırken silikozis hastalığına yakalanan 26 yaşındaki Selahattin Şahin, 'meslek hastalığı' raporunu alamadan tedavi gördüğü Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastanesi'nde önceki gün yaşamını yitirdi. Şahin, geride gözü yaşlı bir eş ve iki engelli çocuk bıraktı.

Yıllarca kot taşlama atölyelerinde çalışan ve yakalandığı hastalığa yenik düşen Selahattin Şahin’in, gözü yaşlı eşi 23 yaşındaki Emine ile görme ve bedensel engelli çocukları 2 yaşındaki Emrullah ve 10 aylık Ömer ortada kaldı. Eşinin daha önce ’özürlü maaşı’ aldığını, yeni yasal düzenlemeyle sosyal güvenceye kavuşması için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun istediği raporu alamadan yaşamını yitirdiğini belirten Emine Şahin baba evine sığındı. Engelli çocuklarıyla nasıl hayatta kalacağını düşündüğünü belirten Emine Şahin, "Eşim yıllarca hastalıkla mücadele etti. Onu kaybettik büyük üzüntü yaşıyorum. Devletten yardım bekliyoruz" dedi. 

'BİNGÖL’DE 125 SİLİKOZİS HASTASI VAR' 

Bingöl’de toplum gönüllüsü olan ve silikozis hastalarına verdiği destekle tanınan emekli öğretmen Semiramis Karaaslan, Bingöl’de son 3 yıl içerisinde 6 kişinin bu hastalıktan yaşamını yitirdiğini söyledi. Bingöl, ilçe ve köylerinde halen 125 kişinin bu meslek hastalığıyla mücadele ettiğini belirten Karaaslan, şöyle dedi: 

"Bingöl merkez, ilçe ve köylerde 125 raporlu hasta var. Bu bir meslek hastalığı. Torba Yasa yürürlüğe girdikten sonra o tarihe kadar rapor alan tüm slikozis hastalarının yeniden bir kez daha rapor çıkarmaları isteniyor. Yüzde 80 oranında iş göremez raporu olanlar bile var. Yaşamını yitiren Selahattin Şahin’den de ölmeden önce SGK İl Müdürlüğü yeni rapor çıkarmasını istiyordu. Bugüne kadar son 3 yıl içinde Kenan Temiz, Hacı Önal, Erhan Akyürek, Ruhat Yıldırak, Resul Edip ile son olarak ise Selahattin Şahin olmak üzere 6 kişi silikozis hastalığına yenik düşerek yaşamını yitirdi. Nejat Demir adlı hastamızın durumu da çok ağır. Bu hastaya yardım edilmezse onu da kaybedebiliriz." 

'DEVLET BUNLARA DEĞİL DE KİME YARDIM EDECEK?'

Silikozis hastalarının bir çoğunun yakın akraba, arkadaş yada birbirini tanıyan kişilerin olduğunu dile getiren emekli öğretmen Semiramis Karaaslan, "Bu hastaların çoğu birbirinin arkadaşı, birlikte çalışmışlar. İşe giren biri, diğer arkadaşını aramış. Dolayısıyla yakın köylerde oturan kişilerden oluşuyor" dedi. 

Silikozis hastalarının İstanbul’daki merdiven altı tabir edilen kot imalathanelerinde, sosyal güvencesiz çalıştırıldıklarını belirten Karaaslan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"3 ila 6 yıl arasında çalışanlar var. Kalacak yerleri olmadığı için çalıştıkları yerlerde yatmışlar. Bugüne kadar kanserli ve silikozis hastalarına hayatımı adadım. Onlar öldükçe ben de onlarla öldüm. Geride bıraktıkları ailelerinin acılarını paylaştım. Bu ölen arkadaşlarımızın aileleri, devlet tarafından korunup maaşa bağlanması için mücadele ediyorum. Devlettin yardım elini uzatmasını bekliyorum. Ailelere yardım için imza kampanyası başlattım. Destek grubu kurdum facebook paylaşım sitesi üzerinden. Bingöl değil çevre illerden de hatta Sinop ve Türkiye’nin diğer birçok illerinden hastalar ile bir araya geldik."

RADİKAL