Sibel Özalp / Demokrat Haber

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle çocuk işçiliği ile ilgili Bilgi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Pınar Uyan Semerci ile konuştuk.

Çocuk işçiliği, başta Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere ulusal ve uluslararası hukuk alanındaki tüm gelişmelere rağmen, ne yazık ki dünyanın birçok yerinde değişik biçimlerde varlığını sürdürüyor. Çocuk haklarının ihlali, gelişmiş ya da gelişmekte olan bütün ülkelerde güncelliğini koruyan bir konu. Çocuklar, henüz birey-kişi-çocuk olarak toplumda kendilerine yer bulamazken, çocuk yaşlarında, ‘işçi’ olarak yer bulabiliyorlar. Ne yazık ki çalışan çocuklar, sokaklarda oyun oynayacak; sadece oyunun bir parçası olarak büyükleri taklit edecek iken, çocuk yaşlarında büyüklerin bile taşımakta zorlandıkları sorumlulukları sırtlamak zorunda kalabiliyorlar.

Çocuk işçiliği, çocukların uygun olmayan koşullarda çalıştırılıp, fiziksel, zihinsel, ahlaksal, ruhsal ve sosyal bakımdan gelişimlerine zarar verebilecek bir durum. Çocuk işçiliği, çocuk sağlığını ve gelişimini bozan evrensel bir sorun.

Çocuk işçiliği genellikle pek çok faktörün birleşmesi ile ortaya çıkmakta. Bunların en başatı yoksulluk. Çocuklar, kendilerinin ve ailelerinin temel gereksinimlerini karşılamak için yaşama karşı sorumluluk taşıdığını hissetmekteler. Çalışma hayatlarına küçük yaşta atılan çocuklar, tarladan, merdiven altı atölyeye; sokaktan dükkana çalıştıkları tüm yerlerde bir sürü sorunla karşılaşmakta.

SÖZLEŞMESİZ VE SİGORTASIZ

İstanbul Bağcılar ve Küçükçekmece’de bu konuya ilişkin yapılan araştırma sonucu çıkan raporda İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Pınar Uyan Semerci, çocuk işçiliğine dair şunları söylüyor: “Çocuk İşçiliği Türkiye’nin uzun yıllardır mücadele ettiği, 2000’li yılların başında önemli aşamalar kat ettiği fakat günümüzde halen devam eden önemli bir çocuk hakları meselesidir.”

18 yaş altının çocuk olarak tanımlandığını belirten Pınar Uyan Semerci, “15 yaş altında çocukların çalışması yasak, 15-18 yaş aralığında da belli kurallara bağlı olarak, sözleşmeli, düzenli sağlık kontrolü yapılarak ve sigortalı bir biçimde çalışmaları gerekiyor. Ancak ne yazık ki bulgularımız araştırmaya katılan yaş ortalaması 16 olan çocukların ortalama üç yıldır çalıştığını ve 15 yaş üstü çalışanların % 90’ından fazlasının sözleşmesiz, sigortasız çalıştığını göstermekte” diye aktarıyor.

Türkiye’de çalışan çocuk gerçekliğinin hep olduğunu söyleyen Doç. Dr. Pınar Uyan Semerci, “Yoksulluk, ailelerin içinde bulunduğu yoksunluk, çocukların çalışmasının temel nedeni olarak vardı. Kayıt dışılık, denetimsizlik, kamuoyunda da bu konuya dair yeterli duyarlılığın olmaması, içinde olduğumuz durumun çok kısa bir özeti. Bir de bunun üzerine yarısından fazlası 18 yaş altı olan yani çocuk olan 3 milyondan fazla Suriyelinin gelişi kırılgan koşullardaki çocuk sayısının artması anlamına geldi. Özellikle en kırılgan aileler hayatta kalma savaşı içinde çocuklarının çalışmasını kabul ediyorlar, eğitim öncelikli olamıyor maalesef” diyor.         

Doç. Dr. Pınar Uyan Semerci’nin de aralarında bulunduğu İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi ve Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin yürüttüğü  araştırma; yüz yüze görüşme yöntemiyle yapılan anket çalışması ile Bağcılar-Küçükçekmece bölgesinde 301 çalışan çocuk ve ebeveynleri ile gerçekleştirildi. “Çocuk işçiliğinin önlenmesi” modeli için öneriler geliştirmeye kaynaklık eden bir saha çalışması sonucu rapor hazırlandı.

Raporda, araştırmaya katılan çocukların çalışma durumları; şu an nerede çalıştığı ve çalıştığı yerde ne iş yaptığı soruları ile tespit edilmeye çalışıldı. Bu iki sorudan hareketle çocukların çalışma alanları  şu şekilde gruplandırıldı:

• Pazarcı: Pazarda satış yapma, tezgâha bakma

• Giyim işçi/çırak: Tekstil atölyesinde, terzide, ayakkabıcıda giyim üzerine imalat, tamir sürecinde çalışma

• Gıda hizmet: Lokanta, büfe vb. yerlerde garson, paket servisi yapma, aşçıya yardım etme vb.

• Tezgâhtar: Giyim mağazası, telefoncu, market gibi esnaf yanında/dükkânda satış yapma, tezgâhtar

• İmalat/tamir işçi/çırak: Oto tamir, elektrikçi, inşaat, marangoz gibi yerlerde imalat ve tamir sürecinde yer alma

• Esnaf yanında temizlik/toplama: Esnafın yanında dükkâna göz kulak olma, temizlik, etrafı toplama, yardım etme gibi işler

• Kuaförde çırak/kalfa: Kuaförde çıraklık

• Diğer: Yukarıdaki işler dışında kalan işler

Çocuk işçiliği noktasında izlenilmesi gereken yolun bütüncül bir yaklaşımla konuya eğilmek olduğunun altını çizen Uyan Semerci, “Bu noktada çok kapsamlı bir çocuk işçiliği araştırması yapılması ve son durumun mümkün olduğunca net bir biçimde ortaya konması çok gerekiyor.  Konunun Türkiye’nin gündeminde olması, hepimizin bu konunun farkında olup, buna dair tepki veriyor olmamız çok önemli“ derken,  ‘Her ilin koşullarına uygun olarak aileleri destekleyici mekanizmalarla, denetimlerin ve yaptırımların uygulanmasının şart olduğunu kaydetti.

Uyan Semerci, “Denetim ve cezai yaptırım 15 yaş altı çocukların çalışmasını engelleme ve yasal olarak çalışabilecek çocukların ise çalışma koşullarını iyileştirmek açısından hayati. Ancak sadece denetim ve cezalandırmayla sorunun çözülemeyeceği de ortada. Kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm veriler ışığında bütüncül bir yaklaşımla ailelerin yaşam koşullarını iyileştirecek ve çocukların eğitime devamını destekleyecek sosyal politikaların geliştirilmesi ile mümkün” şeklinde konuştu.

‘ÇOBANDI BİRİNCİ OLDU’

Devletin kapsamlı araştırmalarla çocuk işçi sayısını ve çalışma koşullarını ortaya koyması ve buna göre gerekli çalışmaların yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Uyan Semerci, son olarak, “Her dönem sınav sonuçları açıklandığında  ‘Çobandı birinci oldu’ gibi haberlerle her tür olumsuzluğa rağmen başarılı olabilen çocukların öykülerini duyuyoruz; evet her türlü olumsuzluğa rağmen başarılı olan çocuklar var. Bunlar dayanıklılık gösteren güçlü çocuklar. Ancak her çocuktan bunu beklemek yanlış. Aslında işte tam tersi, o başaramayanların yanında destek verebileceğimiz bir sistem yaratmalıyız, hem çalışıp, hem başarılı bir biçimde okumaya çalışmak her çocuğun başarabileceği ve başarması gereken bir durum değil. Asıl önemli olan okula gelmiş ama farklı nedenlerle devam etmekte zorlanan çocukların eğitimde kalmalarını sağlamak ve başka bir gelecek hayal edebilmelerine imkan verebilmek. Kısır döngünün kırılması açısından çocukların eğitime devamı ve çocuk yaşta çalışmak zorunda olmamaları çok önemli” diyor.

Özellikle medyaya çocuk işçiliği konusunda ciddi sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Uyan Semerci; toplumda bu konuda farkındalık yaratmanın ve hepimizin bu konuda duyarlı olmasını sağlamanın kalıcı bir çözüm geliştirilmesi için öneminin altını çizdi.