15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname’ler ile ihraçlar hız kesmeden devam ediyor.

679 sayılı KHK ile İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan ihraç edilen Betül Celep, yarın (23 Ocak) saat 12.00'de Kadıköy Kalkedon Meydanı'nda direnişe başlıyor.

“İnsanlar ayrımcılığa uğramadan bu ülkede barış içinde yaşasın diyorum” ifadelerini kullanan Cebel,  dayanışma çağrısında bulundu.

Celep, “Dayanışmanızı esirgemezseniz, biz kadınların sesine ses olursanız KHK ve OHAL zulmünü bitirebiliriz, gökyüzüne tekrar umutla bakabiliriz. Gelin hep beraber göğe bakalım” dedi.

23 Ocak’ta direnişe başlayacak Cebel’in çağrısı şu şekilde:

Ben Betül Celep. 6 Ocak 2017 Cuma akşamı yayınlanan KHK ile İstanbul Kalkınma Ajansı’ndaki işimden atıldığımı öğrendim. Neden ihraç edildiğimi hala bilmiyorum. Listeler, isimler, isimler... Kim neden işinden, ekmeğinden, emeğinden oldu birçoğu da bilmiyor sanırım. KHK böyle bir ağır top zaten. Bir gün içinde hayatının değiştiğini devlet sana rakamlar arasında bir rakam olarak tebliğ ediyor. Kamu hizmeti yok, pasaport yok, özel bir tebliğe gerek yok.

Sonra düşündüm ve tahminler yürütmeye başladım.

İşyerinde sendika temsilcisiydim. Suç muydu? Hayır.

İşçilerin anayasal hakkı olan sendikal mücadelelerini güçlendirmek adına Umut-Sen gönüllüsüyüm. Suç muydu? Hayır.

Kadına yönelik şiddetle mücadele eden Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı gönüllüsüyüm. Suç muydu? Hayır.

İnsanlar ayrımcılığa uğramadan bu ülkede barış içinde yaşasın diyorum. Suç muydu? Hayır.

Kedinin, kuşun, köpeğin tüm hayvanların özgürce yaşama hakkını savunuyorum. Suç muydu? Hayır.

Derelerin özgür akmasını, ağaçların rüzgârda salınması, gökyüzünün kirlenmemesini savunuyorum. Suç muydu? Hayır.

Onurlu bir hayat yaşama gayesi içinde bir insanım. Suç muydu? Hayır.

Kocaman anlamlar içeren bu üç harf K-H-K, tüm saydıklarımı bir suç olarak görüyor olmalı dedim. Sonra listeleri tekrar kontrol ettim. Ne çok kadın vardı listelerde. Demek ki kadınlar haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, vicdansızlığa karşı duruyorlar ki işlerinden oluyorlar dedim. Sonra kadınlara yönelik devlet politikaları aklıma geldi. Anladım ki OHAL ile birlikte KHK devletin erkek aklının bir yansıması olarak kadınların kamusal alandan uzaklaştırılmasının bir aracına dönüştürülmüştü.

Kişisel hayatımı yeni baştan kurgulamak elimdeydi. Etrafımda dayanışma gösterenlerin desteği ile yeni bir başlangıç yapabilirdim. Peki işleri ve gelecekleri çalınmış diğer kadınlar ne yapıyorlardı? İşte öyle bir anda hikayemi yazdım ve tanıdığım kadınlarla paylaştım. Gördüm ki hiç de yalnız değilim, binlerce kadının Ah'ı çığlık olmuştu. Hikâye benim değil biz kadınların hikayesiydi. Böylece kararımı verdim. Susmayacaktım, kendi dünyama çekilmeyecektim. Çaresizliği ve umutsuzluğu reddediyordum.

İşte bu sebeple yaşadığım, yaşadığımız bu haksızlığı duyurmak ve taleplerimizi haykırmak adına 23 Ocak Pazartesi saat 12.00'den itibaren Kadıköy Kalkedon meydanında olacağım. Hafta içiher gün 12:00-18:00 arası KHK'lı kadınların Ah'larını duyurmak için sokaktayım.

Dayanışmanızı esirgemezseniz, biz kadınların sesine ses olursanız KHK ve OHAL zulmünü bitirebiliriz, gökyüzüne tekrar umutla bakabiliriz. Gelin hep beraber göğe bakalım...

(Haber Merkezi)