KESK cuma günü mesai saatlerinin namaza göre düzenlenmesine ilişkin açıklama yaparak, kamu emekçilerinin öncelikli sorunları ‘güvenceli çalışma ve barış ve kardeşliğin tesisi’ dedi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Yürütme Kurulu, Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı cuma namazı için cuma günü mesai saatlerinde öğle arasından daha erken çıkarak namaza gidilmesi ve mesai ücretinde herhangi bir eksilme yaşanmayacağını söylediği düzenlenmeye dair bir açıklama yayımladı.

Bu düzenlemenin ayrımcılığı daha da artıracağını ve laiklik ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu vurgulayan KESK, kamu emekçilerinin acil sorununun güvenceli çalışma, sendikal haklar ve barış ve kardeşliğin tesisi olduğunu belirtti.

Sokağa çıkma yasaklarıyla insanların katledildiği, kamu çalışanlarının can güvenliğinin olmadığı, SES temsilcisi Aziz Yural’ın yaralıya yardım ederken hedef gözetilerek katledildiği ve Diyarbakır’da Eğitim Sen üyesi Mevlüde Ketani’nin evinde kurşunla ağır yaralandığı belirtilen açıklamada şöyle denildi:

Her açıdan hak ve özgürlüklerin buzdolabına kaldırıldığı böylesi bir süreçte Başbakan tarafından açıklanan ve bir genelge ile hayata geçirilecek olan kamu çalışanlarının Cuma günü mesai düzenlemesinin Cuma namazına göre ayarlanması AKP algı operasyonlarının, gündem saptırmasının, fırsatçılığının ve mezhepçi anlayışının bir başka tezahürüdür.

Her açıdan hak ve özgürlüklerin buzdolabına kaldırıldığı böylesi bir süreçte Başbakan tarafından açıklanan ve bir genelge ile hayata geçirilecek olan kamu çalışanlarının Cuma günü mesai düzenlemesinin Cuma namazına göre ayarlanması AKP algı operasyonlarının, gündem saptırmasının, fırsatçılığının ve mezhepçi anlayışının bir başka tezahürüdür.

‘EMEKÇİLER ARASINDAKİ AYRIMCILIĞI VE GERİLİMİ ARTIRACAK’

Asgari ücrete yapılan artışın elektriğe, doğalgaza ve vergilere yapılan zamlarla uçup gittiği vurgulanarak şunlar belirtildi:

Cuma namazı düzenlemesinin TİS masasına bağlanması en basit deyimiyle samimiyetsizliktir, ikiyüzlülüktür. AKP’nin TİS masasını araçsallaştırdığı bu vesileyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Düzenlemenin 2016 yılı başına getirilmesi de manidardır.

Çünkü yandaş konfederasyonla yapılan satış sözleşmesi ile kamu emekçilerinin hak ve çıkarlarının nasıl peşkeş çekildiği ortaya çıkmaya başlamışken düzenleme ile işin özü manipüle edilerek, satış sözleşmesinin üstü örtülmek istenmektedir.

Başbakanın “Düzenleme inanç özgürlüğünü bozmayacak şekilde hayata geçirilecektir” şeklindeki açıklamasının tepkileri minimalize etme ve kamuoyunu yanıltma çabasından başka bir karşılığı bulunmamaktadır. Ortadoğu’da izlediği mezhepçi ve dini referanslı politikalarının ülkemizi getirdiği nokta ortada iken bu tür açıklamaların bir inandırıcılığının olmayacağı açıktır.

Tam tersine uygulama ile kamu emekçileri arasında ayrımcılığın ve gerilimin artacağı endişesi taşımaktayız. Okullarda, hastanelerde, kısacası kamu hizmetlerinin yürütüldüğü tüm alanlarda Cuma namazına gitmiş olmak ya da olmamak yeni bir kayırma ya da dışlanma konusu olacaktır.

Çalışma yaşamındaki ayrımcılıkta temel ölçü haline gelecektir. AKP’nin diğer inançlara yaklaşımı ve kadrolaşma konusundaki 14 yıllık pratiği ortadadır ve kaygımızı haklı kılmaktadır.

‘MEZHEPÇİ POLİTİKA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

Kamu emekçilerinin acil sorununun ayrımcılığı derinleştirecek uygulamalar değil, sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması ve barış ve kardeşliğin tesis edilmesi olduğu belirtilen açıklama şöyle sonlandırıldı:

Kamu hizmetlerinin dini kurallara göre düzenlenmesi laikliğe ve anayasadaki eşitlik ilkesine aykırıdır. Çalışma yaşamında yapılacak düzenlemelerde evrensel hukuk normları ve demokratik ilkeler esas alınmak zorundadır.

Kamu emekçilerinin acil sorunu ayrımcılığı derinleştirecek bir düzenleme değil, insanca yaşanacak bir ücret, güvenceli çalışma ve sendikal hak ve özgürlükler önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Ülkemizde barış ve kardeşliğin tesis edilmesidir.

AKP ne inanç özgürlüğünde ne de emekçilere yaklaşımında samimi değildir.  Yine bir aldatmaca ve gündem saptırmasıyla, toplumsal mühendislikle, mezhepçi politika ile karşı karşıyayız. (Sendika.org)