Hak ihlaline uğrayan inşaat işçilerine destek olan ve 4 yıldır faaliyetlerini sürdüren İnşaat ve Yapı İşçileri Derneği sendika olarak faaliyete devam etme kararı aldı.

İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Divriği Kültür Derneği’nde önceki gün gerçekleştirilen basın toplantısında ilk olarak sendika başkanı Ali Öztutan bir konuşma yaptı.

Öztutan, konuşmasında inşaat işçilerinin mevcut durumlarını irdeledikten sonra sendikalaşmanın ve örgütlü mücadelenin önemine dikkat çekti.

Cumhuriyet'in haberine göre, İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası’nın (İYİSEN) kuruluşu için yapılan basın açıklamasının şu şekilde:

‘ARTIK İNŞAAT İŞÇİLERİNİN DE SENDİKASI VAR’

“Basına ve Kamuoyuna,

Türkiye’nin parlayan yıldızı diye pazarlanan inşaat sektöründe, biz inşaat işçileri yoksulluğun, sefaletin, sömürünün esiri haline getirildik.

İnşaatlar, biz inşaat işçileri için geçim kaynağı, patronlar için ise rant kaynağıdır…

Şehirlerin dört bir yanını saran yüksek kuleler, köprüler, AVM’ler, okullar, hastaneler, evler… Her biri tek tek yapılmış olan bu binaların tümü bizim eserimiz. Aynı zamanda geçim kaynağımız. İnsanların hayatını kurmak için girdiğimiz şantiyeler bizler için birer ölüm kampı. Peki, neden birilerinin payına inşaatlardan büyük bir servet çıkarken, bizim payımıza ölüm düşüyor?

Kalıpçı, demirci, sıvacı ya da elektrikçi… Hiç fark etmiyor, inşaatların hangi aşamasında çalışıyor olursak olalım ölüyoruz. Ölüm nedenlerimiz kayıtlara, yüksekten düşme, elektrik çarpması, zehirlenme, yangın diye yazılıyor. Ölüm nedenlerimiz yazılıyor yazılmasına ama bu nedenlerin arkasında ki asıl gerçek, patronların kar hırsı gündeme bile gelmiyor.

Her yıl yüzlerce işçi kardeşimizi, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili tedbirler alınmadığı için iş cinayetine kurban veriyoruz. Binlerce işçi arkadaşımız ise bir daha çalışamaz hale gelecek bir biçimde iş kazası geçiriyor.

Taşeronlaşmanın cenneti haline getirilen inşaat sektöründe, kendimizi çoğu zaman haklarımız verilmeden şantiyenin kapısında buluyoruz.

Bizler, insan onurunu zedeleyen barınma ve beslenme koşullarına mahkûm edildik.

Sigortamız, çalıştığımız her ay için 3-5 gün yatırılıyor, sosyal güvenlik haklarından yararlanamıyoruz,

Bu karanlık tablonun nedeni gözünü kar hırsı bürümüş inşaat patronlarıdır. Bu sömürü bataklığının nedeni her türlü hukuksuzluğu görmezden gelen, hak gasplarını teşvik eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile hükümettir.

Sayısı iki milyonu bulan inşaat işçisinin örgütsüzlüğü, işçi düşmanlarına cesaret vermekte ve sömürü katlanarak devam etmektedir.

Kölesi haline getirildiğimiz bu düzen çıkışsız değildir. Aynı kaderi paylaştığımız milyonlarca işçinin örgütlenmesi, yan yana gelmesi, dayanışması, sözünü söylemesi, mücadele etmesi her şeyi değiştirecektir.

İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası biz inşaat işçilerinin şantiyelerde mahkum edildiği bu karanlık düzeni yıkmak için kuruldu. Bu karanlık düzende yan yana gelerek, omuz omuza vererek, sendikamızı büyütüp güçlendirerek çıkabiliriz.

Bizler, yıllardır onca binayı örüyor, kapısından dahi giremeyeceğimiz plazaları, alışveriş merkezlerini yapıyoruz. Bunu yapabilen, en güçlü dayanışmayı da örer, en güçlü örgütlenmeyi de yapar.