HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, ev içi kadın emeğinin mesleki bir tanıma kavuşturulması ve hizmetlerin sınıflandırılması, ev emekçilerinin haklarını koruyacak yasal bir düzenleme yapılmasının önünün açılması ve ev içi kadın emeğinin görünür kılınması amacıyla Meclis araştırması açılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na önerge verdi.

Kapitalist üretim ilişkileri içerisinde kadın emeğinin  kötü koşullarda ve en  ucuz iş gücü olarak gündemdeki yerini koruduğunu belirten Buldan, "Maruz kalınan yoğun sömürü ilişkileri kadının emek gücünü sermayeye eklemlemekle kalmıyor aynı zamanda toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden ve yeniden üretilmesini de sağlıyor," dedi.

100 MİLYONUN ÜZERİNDE EV İŞÇİSİ VAR

Türkiye ve dünyada milyonlarca kadının, düşük ücretle, güvencesiz, örgütsüz bir biçimde "modern köleler gibi" çalıştırıldığını söyleyen Buldan, "ILO verilerine göre, dünyada ve Türkiye’de kendine ait olmayan bir evde çalışan 100 milyonun üzerinde ev emekçisi var. Bu işçilerin yüzde 82’si ise göçmen kadınlar ve genç kadınlardan oluşuyor," dedi.

ILO'nun ev işçileri tanımını hatırlatan Buldan, bu tanımın, “bir başkasının evinde ürettiği hizmet karşısında ücret alan, ücret karşılığında bir başka evde çocuk-yaşlı bakımı, temizlik, aşçılık, bahçıvanlık gibi işlerde çalışan” kesimleri kapsadığını belirterek, "Ev emekçileri sigortasız, güvencesiz ve sendikasız çalışma koşullarıyla aynı zamanda emekleri de görünmez kılınıyor. Her gün birçok ev emekçisi kadın kötü muameleye, sömürüye, her türlü şiddete, psikolojik ve cinsel tacize maruz kalıyor," dedi.

2011'DE 51 EV İŞÇİSİ KADIN İŞ CİNAYETLERİ SONUCU HAYATINI KAYBETTİ

Buldan, ev işçilerinin karşılaştığı sağlık sorunlarını da hatırlatarak, şunları söyledi:

"Kendi evinde veya bir başkasının evinde çalışan kadınların yaygın bir şekilde karşılaşılan meslek hastalıkları;   menüsküs, bel ve boyun fıtığı, astım, kas yırtılmaları,  strese bağlı hastalıklar vb. hastalıklardır. Meslek hastalıkları  iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmaması nedeniyle önlenememektedir.

Türkiye’de sadece 2011 yılı içinde 51 ev işçisi kadın gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle iş cinayetleri sonucu hayatını kaybetti. 400'den fazla ev emekçisi kadın taciz ve tecavüze uğrarken, 3 bin kadar ev işçisi kadın ise iş kazasına uğradı.

Ev işçisi kadınların aldıkları ücretler emeklerinin karşılığı karşılamıyor. Eşit işe eşit ücret sorunu burada da karşımıza çıkıyor. Kadınların yaptıkları işler görece daha değersiz.  Zaten yapılması gereken, görünmez kılınan işler olarak değerlendirildiğinden ücretleri de bu işi yapanlardan biri kadın diğeri erkekse eğer, kadın daha az ücret alıyor. Bu da kadın  emeğinin değersiz görülmesinden kaynaklı. Ev işçisi kadınların aldıkları ücretler diğer iş kollarında çalışan kadınlardan da daha düşük seyrediyor.

Ev emekçisi kadınlarının gün boyunca evde yaptıkları işlerin saat üzerinden hesaplandığında, aynı saat sürecinde ücretli çalışanlara göre daha fazla ücret kazanmaları gerektiği yapılan araştırmayla doğrulandı.

6 bin anne üzerinden yapılan araştırmaya göre; alışveriş, temizlik, yemek pişirme, temizlik, bulaşık yıkama, çocukları okula götürüp getirme ve çeşitli aktivitelere taşıması gibi işler için haftalık harcanan süre 94 saat. Bu durumda ücretsiz çalışan ev emekçisi bir kadının, saat ücretlerine göre yıllık 85 bin euro kazanması gerekiyor."

EV EMEKÇİLERİNİN HAKLARINI KORUYACAK YASAL DÜZENLEME GEREKLİ

Önergesinde, “ev hizmetleri” nin mesleki standartlarının bulunmadığına dikkat çeken Buldan, "Mesleğin net bir tanıma kavuşturulması ve  hizmetlerin sınıflandırılması gerekmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ev emekçilerine, örgütlenme-toplu pazarlık dahil temel haklardan yararlanma yolunu açan sözleşmenin onayını da kapsayan ve ev emekçilerinin haklarını koruyacak yasal bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda ev emekçilerinin sorunlarını ve çözüm yollarını araştırmak üzere bir meclis araştırma komisyonun kurulması elzemdir," dedi.

Kaynak:
Demokrat Haber