Gülten Madenli   / Demokrat Haber

Emekliler Dayanışma Sendikası 1 Ekim Dünya yaşlılar günüyle dayanışmak, sessiz çığlıklarına ses olabilmek çabasıyla, Kadıköy İskele Meydanı’nda dün bir basın açıklaması yaptı.

Eylemde 'Savaşa değil, sağlığa da bütçe', 'Onlar yaşlı değil kıdemli vatandaşlarımız', 'Yaşlılar geçmişle gelecek arasında köprüdür', 'Yaşlısını hor gören geleceği zor görür', 'Ellerimizi emeğimizi birleştirelim birlikte daha güçlüyüz' içerikli dövizler taşındı.

Emekliler, çağrımız” Emekli oldum ama emekli gibi yaşayamıyorum, yaşlıyım bakım istiyorum ama hasta ve özürlü değilim, cezaevi değil huzurlu huzurevi istiyorum, hastaneye gitmeye korkuyorum, Yaşlanınca yakınlarıma yük olmak istemiyorum” diyenleredir diyerek basın bildirilerini okudular.

Okunan basın bildirisi şöyle:

“25 yıldır 1 Ekim “Dünya Yaşlılar Günü”. Emekliler Dayanışma Sendikası olarak bizler için de bu gün “Yaşlılarla Dayanışma Günü”dür.2015 Türkiye’sinde, bu gün Bakanların, Yöneticilerin,  SGK Bürokratlarının kutlamaları, huzurevi ziyaretleri ve hamasi nutukları ile geçiştirilemez oldu.

65 yaşın üzerindeki altı milyon insanın üç milyonunun bakıma ve desteğe ihtiyacı var. AB’nin 2014 Türkiye İlerleme Raporunda birinci sırada sözü edilen yoksulluk sorunu yaşlılar için şiddete dönüştü. Çünkü gençlere göre yaşlılar daha yoğun ve ağır yaşıyor yoksulluğu. Yaşlılığın güvencesi olan emeklilikte esnek ve güvencesiz hale getirilince yoksulluk şiddetine maruz kalanların sayısı arttı. 

Emekliler emekliliği yaşayamıyor. 65 yaşında inşaat iskelesinden düşüp iş cinayetine kurban gidiyor. Sekiz günlük Cizre ablukasından sonra ekmek için sokağa çıktı diye 75 yaşında keskin nişancıların hedefi oluyor. Harcına İşçi kanı karışmış binalar dikmekte hiç sakınca görmeyenlerle keskin nişancılar insan öldürmede buluştu. Sonuçta bu buluşmayı sağlayan resmi politikalar şiddete, ekonomik, sosyal, toplumsal soruna dönüştü. Çözüm üretmesi gereken politikalar sorun üretiyor. Gelir adaletsizliğinde Avrupa’da birinci dünyada ikinciyiz. En yoksulla zengin arasındaki fark %12 yi geçti. 2014  yılı Sayıştay  Denetim Raporu 48 milyar kayıp diyor. Şirketlerde yaşanır kayıt dışılık Devlette olmaz, olmamalı

Seçim dönemindeyiz. Siyasiler propaganda yapıyorlar, emeklilere şu kadar aylık vereceğiz. Bu söylem, toplumun geleceğinin en temel taşlarını döşeyen yaşlılara, üretilen tüm değerleri ve hizmetleri, biriken sermayeyi emeği ile yaratmış emeklilere saygısızlıktır. Çünkü yaşam hakkını güvenceye almak, günlük yaşamını sürdürmesini sağlamak, Devletin en temel görevidir. Sağdan da baksan, soldan da baksan bu böyledir. Bu seçim propagandası olamaz, olmamalı.

Sağlık Bakanı “Dünya yaşlılarına hizmet veriyoruz” diyor. Yerli olan bizler hizmet alamıyoruz. SSK devri kapandı şimdi numara tor devri başladı. Sizden önce 182 kişi olabiliyor.5 dakikada muayene, bir doktor günde 100 hastaya nasıl bakar? Hastaneye yılda 8 kez gidilince, yılda 10 milyon bilgisayarlı tomografi çekilince iyi hizmet oluyor. Kamu hastanelerinde 10 kalemde para ödüyoruz. SSK’ lıdan alınan fark şimdi %200 oldu. Özel hastanelere git deniyor. Kimsesiz ve yoksul yaşlılar, emekliler nasıl gidilecek? Sağlık hakkını yok eden, Devlete sağlık sektörünün komisyonculuğunu yaptıran politikaları değiştirecek misiniz?

Temel insan hakkı olan sağlık hizmeti güvenilir, erişilebilir ve ücretsiz olacak mı? 7 milyon genç insanı borçlu batağına sokan Genel Sağlık Sigortasını değiştirecek misiniz? Yaşlılığın güvencesi olan emekliliği esnek, güvencesiz hale getiren, emekli aylıklarını sürekli eriten, kamu emekliliğini yok eden, Sosyal Güvenlik Reformu Yasasını değiştirecek misiniz? Erdemsiz vicdansız bu politikalardan vazgeçecek misiniz? Bunları düşünmeyen siyasiler yüzdelik laflarla asıl sorunları çarpıtıyor, siyasi çıkar hesabı yapıyor.

“Barış içinde yaşamak bir insan hakkıdır.” diyor BM’ler. Santiago Bildirisinde de ‘Barış içinde yaşama Hakkı’na içerik kazandırılarak, bireylerin, grupların, halkların vazgeçilmez, adil, sürdürülebilir ve kalıcı barış içinde yaşama hakkına sahip olduğu belirtiliyor”…“Eğer devlet bir halkı ya da bireyleri düşman olarak görüyor, bombalama, eve kapama, sokağa çıkmalarını yasaklama gibi hak ihlalleri yapıyorsa direnme hakkı doğar.” diyor. Savaş istemiyoruz. Savaş yaşam hakkını, insan onurunu hiçe sayıyor, her türlü insan hak ve özgürlüğünü vahşice çiğniyor. Kaynakları, kültürel kazanımları, ekolojik toplumsal varlıkları tüketiyor. Albert Einstein diyor ki “Propaganda ile zehirlenmedikleri sürece kitleler asla savaş düşkünü değildir”…

Siyasilere sesleniyoruz! Durun, durdurun! Savaş dili değil, barış dili kullanın. Değerlerimizi alet etmeyin.  Duygu ve dürtü ile yapılan eylemler toplum psikolojisini tehlikeye sokuyor. bu gerçeği görün. Sorunlarımız savaşla  değil, toplumsal adaleti, toplumsal barışı tesis ederek çözülebilir. Bir arada yaşama kültürünü besleyecek demokrasi anlayışı her zeminde var edilmeli ve yaşatılmalıdır.

SGK’nın İdari Yapısı ve Görevleri başlığı altında Kurumun amacı ve görevleri bölümünde ”Çağdaş standartlarda bir SGS gerçekleştirmek amacı ile kurulmuştur… Sosyal Güvenliğe ilişkin konularda uluslararası gelişmeleri izlemek, AB ve Uluslararası Kuruluşlarla işbirliği yapmak, usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası anlaşmaları uygulamaktır.” deniyor.

Biz Emekliler Dayanışma Sendikası olarak Yasa Yapıcıların kendi yaptığı bu yasaları çiğnemekten vazgeçmesini ve gereğini yapmasını istiyoruz. Çünkü yaşlılık sorun değildir, yaşlılarımızın sorunları vardır. Sağlıktan barınmaya kadar bu sorunlara acil çözüm üretilmelidir.

Yaşlılıkta bakım hastalık değildir. Dünya Sağlık Örgütünün normlarına uygun olarak, SGK ve Yerel Yönetimler tarafından yaygın bir bakım ve destek hizmeti ağı kurulmalıdır. Demans hastaları için bakım ve yaşam evleri açılmalı, kentler yaşlı dostu olmalıdır.

Sağlık Bakanlığı Yaşlı Hastaneleri Kurmalı. Kamu hizmetleri genişletilmeli, kalitesi artırılmalı ayırım gözetilmeden ihtiyacı olan her yaşlıya sunulmalıdır.

“Türkiye’de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı”  yeniden Uluslararası standartlara uygun olarak gerçek muhatapları ile birlikte hazırlanmalıdır.

Emeklilerin yaşlıların yaşamlarını ilgilendiren politikaların  belirlenmesinde söz sahibi olacakları örgütlenmelerin önü açılmalı, gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Emekliler Dayanışma Sendikası olarak,

Diyoruz ki; hayat sürdürülmesi gereken bir mücadeledir. Eşitlik esasına dayalı, ayrımcılığın olmadığı bütün yaş gruplarını kapsayan bir toplumun yaratılması, insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi, toplumsal barışın ve adaletin sağlanması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Çaresizliğimizi tüketmek umudumuzu yeşertmekte kararlıyız.”