Birleşik Metal-İş Sendikası'nın grev kararının yasaklanmasına akademisyenler tepki gösterdi. Aralarında Korkut Boratav, Hayri Kozanoğlu ve Fikret Başkaya'nın da bulunduğu akademisyenler, metal işçileriyle dayanışma çağrısı yaptı.

Nurettin Öztatar'ın Gazeteduvar'da yer alan haberine göre akademisyenler metal işçilerinin grevinin yasaklanmasına tepki gösterdi.

Ortak bir açıklama yapan akademisyenler, hükümetin kararının şaşırtıcı olmadığını belirttiler. Açıklamada grev hakkının fiilen gasp edildiğini, grev hakkı yoksa toplu sözleşme hakkının da ortadan kalkacağı vurgulandı.

Akademisyenlerin açıklamasının tamamı şöyle: 

“Bakanlar Kurulu 19 Ocak’ta alındığı yazan bir kararla Birleşik Metal-İş Sendikası öncülüğünde EMİS’in (Elektromekanik Metal İşverenleri Sendikası) dayatmalarına karşı, ABB Elektrik, GE/Grid Solutions, Schneider Enerji, Schneider Elektrik fabrikalarında gerçekleştirilen grevi 60 gün süre ile ertelediğini duyurdu. Bu erteleme kararı 60 günün ardından grevin tekrar başlaması olanaksız olduğu ve son karar Yüksek Hakem Kurulu’na havale edildiği için fiili bir yasaklamadır.

Bu, 12 Eylül döneminde grev hakkını ortadan kaldıran zorunlu tahkim ve YHK’nın sözleşmeleri bağıtlamasının yeniden uygulanmasıdır. Benzerleri cunta dönemlerinde görülen bu karar haksızdır.

Bu karar gayr-i meşrudur. Bu karar anayasaya ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere açıkça aykırıdır ve yasadışıdır. Grevin milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu gerekçesinin ise hiçbir iler tutar yanı yoktur. Bakanlar kurulu grev yasağı ile milli güvenliği değil şirketlerin kârlarını koruma altına almaktadır.

AKP hükümeti daha önce de Şişecam Grevi’ni ve yine Birleşik Metal-İş Sendikası’nın MESS’e karşı 2015’te gerçekleştirdiği grevi de yasaklamış geçtiğimiz günlerde Asil Çelik’te başlayan grevin de yasaklanması ise bugün ilan edilen grev yasağının ilk adımı olmuştu. Evet bizler hükümetin bu kararına şaşırmıyoruz. Bu baskıların geleceğini tabii ki öngörmüştük.

Ancak asla ve asla bu gayri meşru ve yasadışı grev yasağını kabul etmiyoruz etmeyeceğiz de. Grev yasağını kınıyor ve metal işçileriyle tam bir dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz. Artık söz konusu olan şu ya da bu toplu sözleşmenin nasıl sonuçlanacağı değildir. İşçi sınıfının uluslararası sözleşmeler, anayasa ve yasalarla güvence altındaki grev hakkı fiilen gasp edilmektedir.

Grev hakkı yoksa toplu sözleşme hakkı da ortadan kalkacaktır. Daha da kötüsü Anayasa değişikliği adı altında inşa edilmek istenen rejimin giderek tüm temel hak ve özgürlükleri gasp etmeye yöneleceğinin açık bir kanıtıyla karşı karşıyayız. Bu anlayışla herkesi bir kez daha metal işçilerinin haklı mücadelesini desteklemeye ve baskılara karşı işçilerle dayanışma içinde olmaya, grev hakkı başta olmak üzere tüm temel hak ve özgürlükleri savunmaya çağırıyoruz."