Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’de 100 binin üzerinde kamu çalışanının ihraç edilmesine ilişkin raporunu yayımladı. ‘Gelecek karanlık: Türkiye’de ihraç edilen kamu çalışanlarına yönelik sonu gelmeyen baskılar’ başlıklı raporda, ‘ihraç edilenlerin yaşamları ve geçim kaynakları üzerinde yıkıcı bir etki yaratıldığı’ yorumu yapıldı.

Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner raporla ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “100 bin kişinin çalışma hakkına erişimini engellemek, insanların mesleki yaşantısı açısından kitlesel çapta bir kıyım uygulamak anlamını taşıyor ve bunun da siyasi muhaliflere veya siyasi muhalif olarak algılanan kişilere yönelik daha geniş kapsamlı bir siyasi tasfiyenin parçası olduğu açık.”

Af Örgütü raporunun içeriği özetle şöyle:

Rapora göre, bir zamanlar kamu sektöründe güvenli bir işe sahip olan çalışanlar, durumlarının düzeltilmesini sağlayacak tüm imkânlarından mahrum bırakıldıkları için çok güç bir durumla karşı karşıya. Sosyal sigorta yardımları dâhil herhangi bir destekten yoksun olduklarını söyleyen ihraç edilmiş kamu çalışanları, birikimlerini kullanarak, aileleri veya dostlarından yardım alarak, düzensiz çalışmak zorunda kalarak ya da sendikalarından sağlanan az miktarda dayanışma katkılarıyla zar zor geçinebildiklerini anlattı.

‘ÖZEL SEKTÖRDE DE ENGELLENİYORLAR’

Rapora göre, avukatlık ve öğretmenlik gibi devletin düzenleme alanında olan mesleklerden ihraç edilen çalışanların büyük bölümünün özel sektörde de çalışması engelleniyor. Kanun hükmünde kararnamelerle görevlerine son verilen polis ve askerlerin de özel sektörde benzer işlerde çalışmaları yasaklanıyor. Sağlık uzmanları gibi mesleklerini özel sektörde sürdürmelerine izin verilen az sayıda ihraç edilen kamu çalışanı da iş bulmakta ya zorlanıyor ya da bulabildikleri işlerde sunulan maaşlar daha önce aldıklarına kıyasla çok daha düşük oluyor.

Af Örgütü, ihraç edilen kamu çalışanlarının yurt dışında çalışabilme olanaklarının da pasaport iptaliyle ortadan kaldırıldığı, bu durumun iş bulma imkânlarını ‘ciddi ölçüde’ kısıtladığı tespitinde bulundu. Cumhurbaşkanlığı’ndaki üst düzey görevinden ihraç edilen bir kadın çalışan bu durumu “Ülke dışına çıkmamıza izin vermiyorlar, çalışmamıza izin vermiyorlar… Benden ne yapmamı bekliyorlar ki?” diye sorarak ifade etti.

‘SİLMEK İSTEDİKLERİNE GÜLENCİ DİYORLAR’

Rapora göre, “Darbe girişimine katılan askerler örneğinde olduğu gibi, bu ihraçların bazılarına meşru bir gerekçe getirilebilse de, yetkililerin hangi kıstaslara göre ihraç ettiklerine dair bir açıklamada bulunmaması ya da yöneltilen suçlara dair bireysel kanıtlar sunmaması, bu ihraçların “terörle mücadele” kapsamında gerekli oldukları iddiasını çürütüyor.” Raporda, “Aksine, kanıtlar ihraçların sebeplerinin arkasında gücün kötüye kullanımı ve ayrımcılığın yaygın olduğuna işaret ediyor” ifadeleri kullanıldı. İhraç edilen bir yerel hükümet yetkilisi, şu ifadeleri kullandı: “Eğer birileri sizi kurumdan silmek istiyorsa, adınızı Gülenci olarak vermeleri yeterli.”

‘AÇIKLAMA YAPILMIYOR’

Uluslararası Af Örgütü, görüştüğü kişilerden hiçbirine ihraç edilmeleriyle ilgili “terör örgütleri ile bağlantısı bulunmak” gibi genel iddialar dışında ihraç sebeplerine dair açıklamada bulunulmadığını belirtti.

Raporda, “Ayrıca, ihraçların keyfi niteliği son derece açık olmasına rağmen, kamu çalışanlarının bu kararlara karşı itiraz etmek için başvurabilecekleri etkili bir hukuk yolu bulunmuyor” denildi. Raporda, ocak ayında ihraç vakalarını değerlendirmek amacıyla kurulması önerilen komisyonun henüz başvuruları değerlendirmeye başlamadığı belirtildi.