146 gazeteci tutuklu -6 arkadaşımız 17 gündür gözaltında-, 178 medya kuruluşu kapatıldı, yüzlerce gazeteci işsiz!

Türkiye, yıllardır basın özgürlüğü konusundaki sicilini temize çıkaramamışken üstüne daha da kara leke kalacak girişimlere imza atıyor. Yıllardır susturulmaya çalışılan gazeteciler ya öldürüldü ya da hapse atıldı.

Ne yazık ki ''şanslı'' diyebileceğimiz arkadaşlarımız da gazeteci olmanın bedelini işinden kovularak ödedi.

15 Temmuz sonrası OHAL kapsamında çıkarılan KHK'ler ile 146 gazeteci ''terör örgütü üyesi'' olmak nedeniyle tutuklandı; birçok medya organı ''terör örgütü propagandası yapmak iddiasıyla kapatıldı; yüzlerce gazeteci de bu süreçte işsiz kaldı.

Mesleğini severek yapan, yıllar geçse bile haber yazma heyecanını kaybetmeyen birçok arkadaşımız bugün mağdur. Üstelik geçimini sağlamak maksadıyla birçoğu da zor koşullarda başka başka işlerde çalışmak zorunda.

Kısacası, tarafsız ve hakkaniyetli gazeteciyim mi diyorsunuz? Üzgünüm, bu koşullarda çok zor.

Siyasetin gölgesine sığınmadan, kimliğini gizlemeden, patron sevici olmayan bir gazeteci bu ülkede kendi mesleğini yapamaz. Çünkü o gazeteciden korkarlar.

Yandaş da korkar, muhalif de...

''Sözde gazeteci'' oluverirseniz 2 dakikada...

Mesleğinizin önüne ''dünya standartlarına uygun, 3 boyutlu hologramı olan sarı bir kart'' geçer.

Emir-komuta sistemiyle çalışan, yazacağı haber ve yazıları önceden birileri tarafından belirlenen dolgun maaşlı kişilerin ''gazeteci'' sayıldığı böylesi bir dönemde “Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutlamak bana hiç samimi bir tutum gelmiyor.

Bu yüzden böyle bir günü kutlamıyorum.

Kutlayacağım; arkadaşlarımızın özgür olduğu, önüne engel koyulmadan haber yazabildiği bir gündür.